İyi okumalar!
Yorumlarınızı bekliyorum!
Uyarı: Bölüm şiddet, hakaret ve küfür içerir.
Koşarak merdivenleri inerken birden saçlarından tutularak yere fırlatıldı genç kadın. Merdivenlerden yuvarlanarak düştüğünde acıyla inledi.
Acısına rağmen elindeki flaş belleği sıkıca tuttu. Genç adam toparlanmasına izin vermeden karnına büyük bir tekme daha attı. Hazan acıyla iki büklüm olduğunda kendine gelmesi gerektiğinin farkındaydı.
"Beni o küçücük aklınla kandırabileceğini mi sandın!? Sürtük!"
Bir tekme için daha ayağını savurduğunda kadının yuvarlanan çevik bedeni ve ayağını tutan ellerle neye uğradığını anlamayan adam yere kapaklandı.
Başının kenarından akan kanı hisseden kadın karşısındaki şerefsize haddini bildirmek isterdi ama polisleri beklerken onu oyalamalıydı.
Hızla ayağa fırlayarak ondan az da olsa uzaklaşmaya çalıştığında adamın ayağından tutmasıyla sendeledi. Düştüğü gibi ayağa kalkarak adama diğer ayağıyla tekme savurdu.
Ayağını kurtarıp salona doğru koşar adımlarla ilerledi. İlerlerken de belleği sütyeninin kenarına sıkıştırdı. Cebinde kırılma ihtimali daha yüksekti. O kısacık zaman diliminde kendine hatırlattı.
Karşılık verme. Bırak kendi sonunu hazırlasın.
Nihayet gelen adamla arasında sadece kanepe vardı. Hakan kadının alnından akan kana bakarak gülümsedi.
Hazansa ona iğrenerek baktı. Koskoca 1 yılın ardından nihayet ona böyle bakabilmek onu rahatlattı.
"Eee burdan nereye aşkım? Yoksa bahçeye mi? Ah benim için çok iyi olur seni havuzda boğarak öldürürüm. Değişik bir deneyim."Hastalıklı bir şekilde güldüğünde Hazanın da yüzünde gülümseme belirdi. İkisi de kanepenin etrafında dönüyorlardı.
"Öyle mi? Başka hangi deneyimlerin var aşkım? Anlatsana. Mesela kaç kadını daha değişik deneyimlerinle öldürdün?"Adam bir an afallasa da devam etti. Hazanın odanın farklı yerlerine ses kayıt cihazları yerleştirdiğini bilmeden kendi sonunu hazırladı.
"O kadar fazla ki tatlım sayısını söyleyemem. Ama defterimde hepsinin ismi de nasıl oldukları da var." Sahte bir üzüntüyle ekledi. " Ah yoksa defterlerim mi demeliydim?"Hazan polisin her an burda olabileceğini hatırlattı kendine ve adama yaklaştı.
"Hadi ama Hakan. Sen birisini öldüreceksin ha? Sen korkağın tekisin."Adamın yüzündeki öfkeyi gördüğünde zaferini içinde yaşadı. Genç adam hızlı adımlarla yanına vardığında kadını saçlarından tutup başını arkaya doğru eğdi.
"Ah tatlım inan bana onların son halini görsen iş şu an bana böyle cesaretle bakamazdın. Belleği çalmaya çalıştığına göre de az çok biliyorsundur ne dersin?"
Hazan içinde taşan duygularını her zamanki gibi kenara itti ve sahte şaşkınlıkla gözlerini büyüttü.
"Öyle mi hayatım? O bellekte son ihalenin evrakları yok muydu? Tüh. İstemeden neye bulaştım ben!?"
Adamın yüzü öfkeyle karardığında kadının saçını daha sıkı tuttu.
"Beni kandırmaya çalışma artık sürtük. Esinin kız kardeşi olduğunu biliyorum. En başından beri oyun oynadığını da."Hazan çektiği acıya rağmen kahkaha attı.
"Ah hayatım o kadar salaksın ki bunu bile yeni öğrendin. Ben hata yapmasaydım beni şimdi tutamıyor olacaktın. Ben de senin gibi bir orospu çocuğunu mahv-"