1 ay olmuş ben yarım bıraktığım animeye devam etmek için bölümün yüzüne bakmamıştım😔
en son baktım anime 900 bölüm ben daha 300lerdeyim bölüm hazır olana kadar anime izlemeyi yasakladım kendime ve normalde bölümleri 3 4 günde anca düzenlerken bunu 1 günde düzenledim anime izlemek için DELİRMİŞİM
sırf bölüm çıksın diye geceleri umarım kabus görürüm diye yattığım ficim bitti İNANAMIYORUM
instagram; koosh3aven
_________________________________Gördüğümüz rüyadan gözlerimin kapalı olmasına rağmen Jungkook'un başımda üzgünce oturuşunu uzaktan görerek uyanmıştım.
Normalde her rüyadan uyandığımızda tam sabah oluyordu ama bu sefer hava hâlâ karanlıktı. Ellerim yumruk hâlinde yorganı sıkıyordu ve çok terlemiştim. Ayrıca sanki birisi nefesimi kesmiş gibi hızlı nefesler alıyordum.
Üstümdeki örtüyü hızla üstümden atıp cama koştum. Dışarı sarkıttığım kafamla dizlerimin üzerinde temiz havayı çekerken bir taraftan yağan yağmur yüzünden saçlarım ıslanıyordu.
Nefeslerimi düzelttiğimde Jungkook'un en son söylediği cümle gelmişti aklıma, "Yanına geleceğim." Bu cümlede hoşuma gitmeyen şeyler vardı.
Emekleyerek telefonuma gittim. Jungkook'un adını bulup aramaya bastım ve bekledim. Bekledim ve daha çok bekledim, telefon kapanana kadar. Ben nasıl uyanıyorsam onun da uyanmış olması gerekiyordu.
Jungkook'u aramaktan vazgeçip şu an yurda en yakın olan kişiyi, Namjoon'u aradım. "Taehyung?" Sesi çok uykulu ve pürüzlüydü.
"Jungkook'un yanına gitmen lazım." Ona kıyasla daha aceleci bir sesle cevap vermiştim.
"Neden?" dediğinde çoktan Jimin için küçük bir kâğıda nerede olduğumu yazıp kapının önüne gelmiştim.
"Acil gitmen lazım, ben de geliyorum. Orada söylerim şimdi kalk ve koş." Yataktan kalkarken yaptığını düşündüğüm hışırtılardan sonra kapı sesi gelmiş ve telefonu kapatmıştı.
Neyse ki acil olduğuna inandırmam için oyalamamıştı beni. İnanmaması garip kaçardı zaten, Jungkook'un durumunu en iyi o biliyordu. Git dediğim anda neler olmuş olabileceğini en iyi o bilirdi.
Telefonumu cebime koyup yağmura hiç takılmadan ıslana ıslana koşmaya başladım.
Onu nasıl bir hâlde bulacağımı düşünmek beni gittikçe korkutuyordu. Bu rüya diğerlerine hiç benzemiyordu. Beni öldürmüştü, sevdiği birini öldürmüş ve ölümünü izlemişti. Bundan ne kadar etkilenebileceğini tahmin bile edemiyordum.
En sonunda okuldan eve dönerken hep geçtiğim tanıdık yollara girdiğimde artık bacaklarım ve ciğerlerim ağrıyordu ama bir an bile durmuyordum.
Yurt binalarını görmeden önceki son köşeyi döndüğümde yüzüme ambulans ışıkları çarpmıştı. Gözlerimi ani ışıkla kısmış içimden Jungkook olmaması ümidiyle girişe koşmuştum.
Güvenlik beni umursamazken bizim oturduğumuz, ambulansın önünde durduğu binanın önünde durdum.
Çok hızlı nefes alıp veriyordum ve bu başımın dönmesine sebep olmuştu. Ellerimi dizlerime dayamış, gözlerimi sıkıca bir birine bastırarak nefeslenmiştim biraz.
Zorla geri dikleştiğimde biraz uzakta Namjoon'u görmüştüm. Üstüne atlarcasına yanına gittiğimde artık iyi şeyler duymayacağımı yaklaştığımda gördüğüm ıslak gözlerinden anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hipnofobi | taekook
Fanfic[Hipnofobi: Kişinin aşırı endişe, kâbus görme, ölüm korkusu gibi çeşitli sebeplerden dolayı uyku saati öncesi endişe hissetmesi, uyumak istememesi, kendini uyanık tutarak uykudan kaçmasıdır.]