Uyandı ,burnu tıkanmıstı.Saate baktı sabahın beşiydi
Yatağından yanındakinin nefes alış verişini , gece havlayan köpeği duydu
Mutfağa doğru yürüdü .Turşu hemen uyandı.Zaten mamasını istemek için brazdan yatağına gelecekti .
Onun mama kabini doldurdu . Gıdısını
sevdi.
Sütü ısıttı ,içine zencefil, zerdecal ,balı kattı.Altin sütünü içti yudum yudum
Mutfağın penceresinden dışarı baktı.Gokyuzu berrakti ama belli belirsiz bir sarılık havayı boğar gibiydi
Rüzgar hafifce esti.Dudaklarindaki sütü yaladı.
Uykusu kaçtı.
Kitabını aldı eline
"Deniz suyunun birkaç metre altında kan yeşil renklidir.Derinlik arttıkça geriye mavi kalır.Dort bin beş bin metrenin alacakaranlıginda kan siyah görünür."
Kanın rengini bile değiştiren deniz
Leb-i derya bir kafe ve sığ yerlerin berraklığı yeterdi ona
Kan akınca ne renk olursa olsun köpek balıklarını. çekmez miydi?
Boğazındaki gıcık azalmıştı, kahvesini hazırladı .Saat altıyı geçiyordu.Kahveyi
kokladı önce ,içti ,
Aklına gelen sürprizi sevecekti .Simdi öperek onu uyandirip sabah yola çıkmaya ikna edecektiYatak odasına doğru gitti.
İki saat sonra iklim değişiti,Akdeniz oldu. .Lebi derya kafede kahvaltı ederken başka bir kediye peynir atıyordu
adam yanındaki kadına gülümseyerek .
