Bölüm 1

178 10 4
                                    

'' Anne.. Anne.. Neden beni bıraktın? Neden yüzünü hatırlamıyorum? Anne gitme lütfen gitmee..''

   Uyandığım da kan ter içinde kalmıştım. Yine her gece olduğu gibi rüyamda annemi görmüştüm ama yüzünü hiçbir zaman göremiyordum.

   Annem bizi terk ettiğinde daha dört yaşındaydım. Aradan on üç yıl geçmesine rağmen yine de yokluğuna alışamadım ve onu hala özlüyorum. Şuan nerede, ne yapıyor hiç bir bişlgim ve fikrim yok.

   Nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı da şu son iki yıldır babam benimle çok fazla ilgilenmiyor ve karışmıyor. Bu durum açıkçası hiç hoşuma gitmiyor. Bazen de işinden dolayı eve hiç gelmiyor. Bu durum canımı ne kadar sıksada bunu hiçbir zaman dışa vurmadım.

   Biraz daha sakinleştikten sonra aşağı inerek mutfağa doğru ilerledim. Mutfağa geldiğimde bir bardak su alarak odama ilerledim. Uykum bölündüğü için telefonumu elime aldığımda gördüğüm 15 cevapsız arama ve 119 whatsapp mesajını görünce açıkçası şaşırdım. 

 Önce aramalara baktım ve hepsiini de Cansel atmıştı. Bu kız beni herzaman mutlu ediyordu. çok fazla sosyal birisi olmadığım için Cansel ve Mert dışında sadece merhabalaştığım insanlar var.

 Daha sonra da mesajlarada baktığımda kendimi gülmekten alıkoyamadım. hepsinde de saçmalamıştı. Mesajına cevap verdikten sonra yorganımı kafama kadar çekerek uyumaya çalıştım. Biraz zorlansam da tekrar uykuya dalmıştım.

***

   Evet yine sıkıcı bir okul gününe tekrar uyanmıştım ve bu okulu bulan kişiye içten içe kızarak yataktan kalktım. Banyoya geçerek elimi yüzümü yıkadım ve gardrobumun önüne geçerek hemen siyah dar paça bir pantolonu salaş, krem renkli bir kazakla tamamladım. Çantamı da alarak aşağıya indiğimde evde tek olduğumuzu anlamam uzun sürmedi. Kahvaltı etmek istemediğim için montumu ve asker botlarımı giyerek okula doğru ilerlemeye başladım.

   Sınıfa girdiğimde Cansel'in daha gelmediğini farkettim ve sırama geçtiğim zaman da hemen arkamdan da matematik hocası derse girdi. Bir süre hiçbir şey anlamadan hocaya bakmaktan vazgeçtim ve kafamı sıraya gömerek uyudum.

   Matematik derslerini atlattığım da Cansel'in bugün okula gelmeyeceğini anladım. Yani anlaşılan bugün tek başımaydım. Üçüncü dersin yarısında müdürle beraber sınıfa bir kız girdi. Kız kütlü kahverengi saçlı, orta boylu ve yeşil gözlü idi. Müdür bize kızı biraz tanıttıktan sonra kız yanıma oturduğunda müdür de sınıftan çıktı. Hoca tekrar dersi anlatmaya başlayınca ben de yeni kız ile konuşmaya başladım:

''Merhaba ben Öykü''

''Merhaba ben de Damla.''

''Hoşgeldin. Nerden geldin?''

''Hoşbuldum. İstanbul'dan geldim.''

''Hmm tanıştığımıza sevindim.''

''Bende.''

   Kız çok güler birisydi. Onunla iyi anlaşacağımı umuyordum.

   Sonunda zil çalımıştı. Eve gitmek için çantamı hazırlayıp tam sınıftan çıkacağım sırada Damla'nın bana seslendiğini duydum,

''Öyküüü..''

''Efendim?''

''Beraber bir şeyler yapalım mı?''

'' Neden olmasın.'' dediğimde yüzünde bir tebessüm oluştuğunu farkettim.

***

   Beraber Damla'nın evinde film izlemeye karar vermiştik. Evi yakın olduğu için yürüyerek gelmiştik. Evin önünde durduğumuzda evin dış tasarımı çok hoşuma gitmişti. Sade ve renkli bir bahçesi vardı ve gerçekten huzur verici bir havası vardı.

   Eve girdiğimizde içeride çok hoş bir koku olduğunu farkettim. Evin tasarımına uygun bir kokuydu. Ben evi incelerken merdivenlerden Damla'ya seslenerek inen bir erkek farkettim.

  Bu hikeyeyi yazmam da yardım eden ve ilham veren Cansel'ime çoook teşekkür ederim. İlk bölümü Cansel'ime gelsin. Seni seviyorum Cansel... <3

Son MektupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin