Bölüm 2

65 8 0
                                    

''Damlaaa sen mi geldin?''

   Ses çok gürdü fakat sesin sahibine baktığımda birden yanaklarımın ısındığını farkettim. Merdivenden inen çocuk yarıçıplaktı. Altında sadece kot pantolon vardı. Vücudu çok seksiydi ve ne ara saydığımı bilmiyorum ama sekiz tane baklavası vardı.

   Damla hemen abisine cırlayarak beni düşüncelerimden sıyırdı. 

''Abiii sana daha kaç defa diyeceğim evde yarıçıplak gezme diyee?''

''Kızım cırlamasına be sende söyleseydin arkadaşınla beraber geleceğini.''

''Tamam be bir dahaki sefer söylerim. Git üzerine bir şeyler giy!''

''Üff be bi rahat bırkamadın insanı.''

''Hadi hadi mızmızlanma.''

   Abisi üzerine bir şeyler giymek için yukarı çıktığında Damla bana dönerek konuştu,

''Abimin kusuruna bakma her zaman böyle. Hiç öğretemedim evde yarıçıplak gezmemesi gerektiğini.''

Gülerek cevap verdim:

''Önemli değil.. Çok şanslısın bir abin var.''

''Aynen zaten benim tek varlığım Abim.''

   Bu duruma anlamayarak baktığımı görünce bana açıklama yapmak için ağzını açtı ve konuşmaya başladı.

''Annem ve babam biz küçükken anneannem hasta olduğu için onun yanına gidiyorlardı fakat yolda..''

   Bir an durakladığında anne ve babasının öldüğünü anladım ve kendimi suçlu hissettim. Ne diyeceğimi bilemedim ve özür dilemek  için tam ağzımı açtığım da:

''Özür dileyeceğini biliyorum. Alıştım artık o yüzden gerek yok.'' dedi ve bu sefer tamamen ne diyeceğimi bilemez oldum.

''Benim de annem yok.''

''Öldü mü?''

''Hayır beni yani babamla beni terk etti. Şuan yaşıyor mu öldümü  bilmiyorum.''

''Neden terkettiğini biliyor musun?''

''Hayır.. Ama neden terk ettiğide umrumda değil onu asla affetmeyeceğim sonuçta beni düşünmeden bırakıp gitti. Üstüne üstlük bir defa bile arayıp sormadı.''

   Bu sözleri dediğime inanamıyordum. Acaba gerçekten geri dönse affetmeyeceğim. Ben bunları düşünürken beni düşüncelerimden ayıran Damla'nın abisinin gür sesi oldu.

''Tekrardan hoşgeldiniz hanımlar.'' Dediğinde bir iki saniye durakladıktan sonra bana elini uzatarak tekrar konuşmaya başlayarak ''Ben Cenk'' dedikten sonra iç sesimle tartışmaya başladım.

*Cenk.. Cenk.. Cenk.. Güzel isimmişşş Öykücümm*

''Sen sus be iç ses''

*Nee? Yalan mı? Güzel isim.*

''Banane çocuğun isminden.''

*Farkındaysan ben senin iç sesinim. Benim dediklerim senin dışa söyleyemediklerin yanibenim dediklerim doğru.*

''Sürtük bir iç ses.'' İç sesimle tartışmayı keserek Cenk'in elini sıkarak ''Ben de Öykü'' dedim. Ben çocuğun gözlerine bakarken gözlerinin yeşil olduğunu farkedince yine renkli gözlere takıntım başlamıştı fakat fazla uzun sürmeden beni gerçek dünyaya döndüren Cenk'in sesi oldu:

   Sırıtarak ''Elimşle fantazi mi yapıyorsun?'' dediğinde ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemeyerek hemen elimi elinden çekerek,

''Şeyy.. Ben.. Yani ben şey..'' diye kekelemekle uğraşırken bir yandan da yanaklarım kızarıyordu.

''Tamam tamam sadece şaka yaptım.'' derken bir yandan da kahkahalarla gülüyordu. Ben utanırken birden Damla araya girerek konuştu.

''Çok espiritüyelsin abicim ya.'' dedikten sonra göz devirerek tekrar konuştu, ''Hadi Öykü gel biz film seçelim diyerek ilerlemeye başladığında bende arkasından ilerlemeye başladım.

...

   Sonunda film bitmişti. İki saattir aralıksız film izliyorduk. Cebimden telefonu çıkarıp saate baktığımda saatin 20.40 olduğunu gördüğümde babama da haber vermediğimi hatırladım. -Gerçi haber versemde vermesemde bir şey farketmiycek, yine beni umursamıycakta neyse- Hemen ayağa kalkıp ''Ben gitsem iyi olacak. Saat geç olmuş.'' dediğimde hemen Cenk'te ayağa kalkarak ''Ben bırakırım seni.'' dediğinde çok şaşırdım. O espiritüyel Cenk'imiz bu kadar cömertmiymiş.

*Ayy.. Öyküü sende ne iyilik bilmez birisi oldun iyice.''

''Ne alaka be iç ses.''

*Çocuk ne güzel sana bir centilmenlik yapıyor senin dediğine bak.*

''Sanane benim dediğimden sanane!''

*Susta çocuğa cevap ver çok konuştun.*

''Off.. tamam be.''

   Gözlerimi Cenk'in gözlerine kenetleyerek ağzımı açtım,

''Teşekkür ederim ama ben bir taksiye binip giderim.''

''Taksicilere güvenmiyorum. Bakma öyle bön bön hadi düş önüme.''

*Düş önüme.. önüme düş.. önüme.. önümee..*

''Sen ne fesat oldun böyle iç ses ya!''

*Öff tamam be*

Umarım beğenmişsinizdir. Zaman buludukça yazacağım. Sizi seviyorum <3

Son MektupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin