39

33 8 3
                                    

Hae-Won ve diğerleri otel odasına girdiğinde karşılarında yarı çıplak bir Soo-Jin sinirden ellerini yumruk yapmış ona bakan bir Nam Joon vardı.

Nam Joon onlara aldırmadan bağırmaya devam etmişti.

"Ne halt ettiğini sanıyorsun sen?! Kendine gel Soo-Jin!"

"Asıl sen kendine gel Nam Joon! hepsinin bir oyun olduğunu biliyorum. Beni ayağına getirmek istiyorsun... Al başardın işte! İstiyorum... Pişmanım Nam Joon. Seni geri istiyorum. Lütfen, lütfen bitir şu oyunu."

Jungkook duyduklarından sonra aylardır içinde tutamadığı öfkesi gün yüzüne çıkmıştı. Önündekileri geçip yerde oturup ağlayan Soo-Jin'i kolundan tutup kaldırmış ve kimseye bir şey demeden onunla birlikte otelden ayrılmıştı.

Nam Joon hala sinirden titrerken koluna sarılan ellerle arkasına dönmüş ve Hae-Won'u gördüğü gibi onu kendisine çekip sarılmıştı.

"Lütfen, lütfen... Lütfen yapma Hae-Won... Ona inanmadığını söyle bana. S-seni kaybedemem ama bana karşı güvensizliğini de kaldıramam güzelim. Lütfen..."

Nam Joon göz yaşlarının Hae-Won'un saçlarını ıslatmasını umursamadan ona sıkıca sarılmıştı. Aynı zamanda da ona yalvarıyordu... 

Hae-Won kolları arasında titreyen cılız bedene sıkıca sarılmış ve dolan gözlerini saklamak için kafasını Nam Joon'un göğsüne yaslamıştı.

"Hayır, hayır inanmadım. Yemin ederim sadece korkmuştum Nam Joon ama mesaj geldiği gibi sen girmiştin içeriye. Bir oyun olduğu belliydi... Sadece korkmuştum."

İkili hala birbirine sarılıp ağlarken Nam Joon'un durumunun kötüye gittiğini gören Seok Jin onları ayırıp Nam Joon'u kolları arasına almış ve hastaneye götürmek üzere otelden ayrılmışlardı.

Sabaha kadar sakinleştirici ile uyutulan Nam Joon birkaç ilaçla taburcu edilmişti.

Şimdi ise odalarında kafasını Hae-Won'un kucağına yerleştirmiş kitap okurken Hae-Won'da onun saçlarıyla oynuyordu.

"Kitap okumayı çok seviyorsun değil mi?"

"Çok! O kadar güzeller ki insan bazen imreniyor. Keşke böyle bir hayat yaşasaydım deyip hayallere dalıyor. Amaa... Benim için farklı. Kitaplar kafamın içini boşaltıyor gibi. Aklımdaki kötü düşünceleri atıyor ve yerine güzel şeyler dolduruyor."

Hae-Won gülümseyip saçlarıyla oynamaya devam ederken Nam Joon'un üzerine biraz eğilmiş ve okuduğu sayfayı gözden geçirmişti.

Arkada çalan hafif müzik ile geçirdikleri huzurla dolu iki saatin ardından kalkıp beraber atıştırabilecekleri bir şeyler hazırlamışlar ve televizyon karşısına geçip saçma sabah programlarıyla yemeklerini yemişlerdi. Son olarak beraber mutfağı toparlayıp salona geçtiklerinde Nam Joon Hae-Won koltuğa oturmadan onu belinden tutup bacaklarına çekmiş ve kucağında yerini almasını sağlamıştı.

"Ne yapıyorsun Nam Joon?"

Hae-Won ani hareketle şaşırsa da Nam Joon yarım ağız gülümseyip onu biraz daha kendisine çekmiş ve beklemeden dudaklarına asılmıştı. Hae-Won onun ani hareketlerine yetişemediği için sürekli şaşkınlıkla karşılıyordu. Nam Joon'un ani hereketiyle birkaç saniye ona karşılık vermemiş ve olabildiğince açılan gözleriyle karşısındaki adama bakmıştı.

Nam Joon karşılık vermediği için dudaklarını ısırdığında kendisine gelmiş ve uzun bir öpüşmenin içine çekilmek için adımını atmış ve Nam Joon'a karşılık vermişti.

Nefes almak için ayrıldıklarında Nam Joon elini kaldırıp Hae-Won'un saçındaki tokayı çekip almış ve dolgun, parlak saçların iki yana dağılmasını izlemişti. Belindeki ellerini sıkılaştırıp sanki olabilirmişçesine Hae-Won'u kendisine daha çok çekmiş ve elini çenesine atıp kafasını nazik hareketlerle yana eğip boynunu açıkta bırakmıştı. Kafasını boynuna gömüp kokusunu ciğerlerine doldurmuştu. Biraz orada dinlenip hem Hae-Won'un kokusunu doyasıya içine çekmiş hem de boğuk çıkan sesiyle ona bir şeyler anlatmaya başlamıştı.

"Bana güvenmediğini düşündüğümde deliye dönmüştüm. O kadar korktum ki bana güvenmeyip benden ayrılacaksın diye... Kendimi Soo-Jin'in karşısında ona bağırırken bulmuştum."

"Sana her zaman güveniyorum Nam Joon... Sadece dediğim gibi korkmuştum."

Nam Joon küçük öpücükleriyle Hae-Won'un boynunda gezinirken Hae-Won onun saçlarıyla oynuyordu. Nam Joon kafasını kaldırıp baygın bakışlarla Hae-Won'un yüzünü incelemiş ve derin bir nefes almıştı.

"Hmm, kendim durduramam Hae..."

Hae-Won olduğundan daha cesur davranmış ve mesafe olmadığı halde Nam Joon'a yaklaşıp dudaklarını kulağına sürterek fısıldamıştı. Normalde olsa şu konumda domates gibi kızarır ve dili lal olurdu ama gelin görün ki ortamın atmosferi değişmişti Hae-Won'da öyle. Küçük bir öpücük çok büyük şeylere yol açıyordu ve Hae-Won ateşe barutla koşuyordu.

"Neler yapabilirsin?"

"Hae-Won... Kucağımdasın, dakikalardır boynun ve dudakların arasında gidip geliyorum ve kokun her geçen saniye delirmeme sebep oluyor... Sence neler yapabilirim?"

Nam Joon onun konuşmasına izin vermeden ayağa kalkmış ve aşağı kayan Hae-Won'un kucağındaki yerini düzeltip yatak odasına doğru yola koyulmuştu.

Soo-Jin yüzünden güzel bir geceyi kaçırmışlardı ancak aynı atmosferi kendi odalarında da yaratabilirler diye düşünerek elindeki şaraplarla odaya giren Nam Joon'u gören Hae-Won kıkırdamış ve yatakta bağdaş kurup Nam Joon'un karşısına oturması için yer açmıştı.

Hala içinde bir korku vardı ancak başka kaçışı yoktu... Kim Nam Joon artık onun eşiydi.

Nam Joon elindeki bardağı doldurup ona uzatmış ancak almasına izin vermeden dudaklarına küçük bir öpücük bırakmış ve arada pek mesafe bırakmadan ayrılıp kafasını yine boynuna gömmüş ve elindeki bardağı Hae-Won'un elleri arasına bırakmıştı.

"Seni seviyorum Hae-Won..."

"Seni seviyorum Nam Joon..."

***

Nasıl olduğundan hiçbir fikrim yok😬

Kontrol etmeden yayımlıyorum mochilerim hatalar illaki vardır düzenleyeceğimm :)

Mochilerim bu aralar okunma ve voteler oldukça düştü..

İki bölüm sonra final yapacağım onlarda texting tarzı bölümler olacak.

Hatta diğer bölümü bugün yayımlayıp son bölümü de yarın yayımlayıp final yapabilirim.

Panomdaki bildirimlere dikkat ettiniz bilmiyorum ama birkaç kitaptan bahsetmiştim.

Dün gece bir kitap daha yazdım lkdaskldlasmfmsaşf

384982349823 tane taslak oldu 

Her neyse bir seriye başlayacağımı söylemiştim. Serinin ilk kitabı bitti ve beklediğim daha yüksekte bir kitap oldu. Yani beklediğimden kat ve kat daha iyi.

Bu kitap final yaptıktan sonra başka bir kitabı yayımlayacağım ve seriyi bitirip onları da sizlerle paylaşacağım

Şimdilik bu kadar sizleri seviyorum❤

ϟİmpossible LoveϟHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin