Gaza gelip birsürü bölüm yazıyorum ĞĞNXSD sonumuz hayır olsun
⌦ iyi okumalar🍶
𖥧
𖥧
𖥧
𖥧
- NIKI -
Zaten beni orada beklediğini görünce gülümsedim. Bu iyiydi.
Sessizce yanına yaklaşıp onu korkutacaktım ki birden bana dönmesi ile Allahıma kavuşuyordum.
"Böh!"
'AĞH!'
"Shh sessiz ol, salak şey"
'Sensin salak, öyle birden dönülür mü?'
"Hah, beni korkutacaktın değil mi?"
'Yoo'
"Senden daha akıllıyım, neyse bugün ne alıyorsun?"
'İstediğim paketler burada değil mi?'
"Sence?"
'Güzel, o zaman onları bana ver'
"Al bakalım"
'Sağol, o zaman ben kaçıyorum!'
Kolumu yakalaması ile ona 'ne var' der gibi baktım.
"Niki bekle bir saniye!"
'Ne var?'
"Ödemeyi bir şekilde almalıyım biliyorsun"
'Hmm o konu, aslında ne istediğini biliyorum'
"Öyleyse?"
'Merak etme, bir şekilde halledeceğim'
"Acele etsen iyi olur, beklemeyi sevmem bilirsin"
'Haha aynen!'
Jay'in yanından ayrıldıktan sonra düşünmeye başladım.
İstediği şeyi zaten biliyordum ama bu o kadar da kolay olmayacaktır.
Bizim sınıfın göz bebeği, Jungwon.
Ona karşı büyük bir ilgi besliyor, her ne kadar bence imkansız olsa da.
Jungwon ile pek konuşmuşluğumuz yok. Ama bir şekilde onu Jay'e itelemem bence yeterli olacaktır.
Onlar ilişkisinin olup olmaması beni ilgilendirmez. İşin iyi yanı da bu.
Ama beni uğraştıracağına eminim.
Neredeyse bitmeye yakın olan sigaramı son kez üflendim ve yere fırlatıp ezdim.
Aynen onun da benim gibi bir değeri kalmamıştı..
...
İlk dersin bitiş ziline doğru yavaş adımlarla sınıfa yol aldım.
Şu uzun kolidorlardan nefret ediyorum. Neyse ki birkaç dakika sonra sınıfa varabildim.
Sanırım ders boştu. İçeri sessizce girip cam kenarındaki sırama yerleştim.
Derin bir nefes aldım ve tam kulaklığımı takacaktım ki fizik hocası sınıfa resmen daldı.
Tabii girdiği gibi de herkes susup ona odaklanmıştı.
Açıkçası dersi boş sanmıştım. Neden bu kadar geç kaldı ki? Diye düşünürken o da konuşmaya başlamıştı.
"Öhm sessizlik lütfen, arkadaşlar dersinizin boş olduğunu duyunca diğer dersi beklemeden geleyim dedim. Sınıfımıza yeni bir öğrenci transfer oldu, onunla iyi geçinin ve saçma şeyler yapmayın."
Hah işe bak, yeni bir saçmalık daha. Kesin aynı bunlar gibi biridir.
"Sunoo oğlum gel içeri"
Hah, erkekmiş.
İçeri girdiğinde ben de dahil herkes ona odaklanmıştı. Düz siyah saçlı, yuvarlak yüzlüydü. Oradan bakınca oldukça kısa duruyordu. Ahaha minicik.
"Sınıfa kendini tanıt lütfen"
'Ah, m-merhaba ben Kim Sunoo, X lisesinden geliyorum. U-umarım iyi anlaşırız'
Sınıfta aynı şekilde ona sahte bir selam verdikten sonra bazıları çocuğu süzerken bazıları da hoca ne diyecek diye bakıyordu.
"Oh evet, sen şöyle arkadaki boş sıraya geç çocuğum."
'Ah, Peki..'
Bir saniye arkadaki boş sıra mı?
Şöyle bir etrafıma baktığımda tek boş sıra benim yanımdaydı.
Ah, siktir. Başıma daha kötü ne gelebilir ki?
Bana gülümseyerek yanıma geliyordu bir de. Ya sabır..
"Jungwon oğlum arkadaşına okulu gezdir lütfen"
Jungwon kafasını onaylarcasına salladıktan sonra canım hocam da resmen kaçarak sınıftan ayrıldı.
"Sonraki ders görüşürüz, çocuklar!"
Aynen, görüşürüz. Bir açığınızı bulmama çok az kaldı, hocam.
Sunoo denen çocuk da yanıma oturduktan sonra etrafı süzmeye başlamıştı.
Ama Jungwon hariç kimse ona dönüp bir daha bakmamıştı.
Hah, ezik şey.
Tam olarak bunu söyledikten sonra etrafı süzmeyi kesip bana döndü.
'M-merhaba ben Sunoo'
deyip elini uzatmıştı.
Ah, hayır..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
