kumsal

392 32 3
                                    

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Mutluluğun kendine özgü bir iç sıkıntısı doğurması gi­bi, umutsuzluğun da kendi küçük zevkleri vardır. İnsan, sessizliğin ve karanlığın, yağmur sesinin, akşamın çöküşünün tadını çıkarmayı öğrenir...

Barış sessiz ama düşünceli bir halde İstanbul'un ışıltılı sokaklarını ve insanlarının hareketlerini inceliyordu arabanın camından. Nasıl da imdadına yetişip onu buhranlı ruh halinden çekip çıkardığını düşünüyordu Diclenin.

Dicle de aynı sessizlikte arabayı kullanırken Barışa biraz kafasını toplaması için kendince zaman verip bir yandan da sabırsızlanıp parmaklarını direksiyonun üstüne küçük küçük vurarak ritim tutuyordu.

Neyse ki bu sessizlik fazla sürmedi ve Barış tarafından bölündü

"Nereye çıkacak bu yol?"

gülümserken sordu Dicle
"Nereye çıkmasını isterdin?"

Biraz düşünüp cevapladı Barış
"Aslında...bakarsan ben bu yolda olma halini çok seviyorum nereye istersen gidebilme özgürlüğünü mesela."

"Sık sık seyahat de ediyorsundur o zaman."

"Sık olmasa da fırsat buldukça...mesela en son geçen sene aralık ayında Doğu ekspresine bindim ama trenden hiç inmeden geri döndüm."

"Haha sen bu yolda olma halini biraz abartmış olabilir misin neden inmedin yahu o kadar gitmişken?"

"Zamanım yoktu inecek,hem zaten yolda öyle güzel manzaralar gördüm ki onların üstüne başka şey görmeme gerek kalmadı. "

Dicle bir yandan arabayı sürüp bir yandan Barışa bakıp gülüyordu az önceki asık suratının gittiğini görmek iyi hissettirmişti ona

"Özendim ama bak şimdi,ben hayatımda hiç trene binmedim bile."

"O zaman üzülerek söylüyorum ki büyük kayıp olmuş."

Bu sefer ikisi de birbirine bakıp güldü. Dicle arabayı park edecek yer ararken sordu

"Peki sen,buraya daha önce gelmiş miydin?"

"Hayır, benim eve ters tarafta kaldığından arabam da olmayınca pek düşmüyor yolum buralara."

"Bak bu da büyük kayıp olmuş ama...üzülmene gerek yok şu an buradayız,ben getirdim seni."

Dicle dikiz aynasından arkaya bakıp arabayı geri yanaştırırken direksiyonu da hızla çeviriyordu Barış onu izlerken söze girdi

"Ne güzel araba kullanıyorsun,usta şoförler gibi."

"Öyle mi haha teşekkür ederim."

"Ben pek beceremiyorum kullanmayı."

"Ben öğretirim..." Diclenin ağzından refleksle çıkan bir cümleydi bu Barış da şaşırmış olacaktı ki biraz durdu sonra gülümseyerek söyledi

"Olur,öğretirsin" Araba park halindeydi,indiler.

Barış,önden hızlı adımlarla giden Dicleye yetişmeye çalışıyordu. Denize sıfır konumda bulunan ışıklı küçük bir kulübeye doğru ilerledi kız. Ardından da kulübenin önünde taburesine oturup çay içen adamla konuşmaya başladı. Barışı bu durum iyice meraklandırmış olacak ki adımlarını hızlandırıp yanlarına gitti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 21, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gün IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin