Annemin seslenişiyle çantamı alıp aşağıya indiğimde kapının önünde beni beklediğini gördüm ve arabaya doğru yürümeye başladım. Hiçbir şey konuşmadan hiç bilmediğim yollarda ilerleyip yeni okuluma gidiyorduk. Bugün yeni birgüne başlamakla birlikte yeni bir yerde yeni bir hayata başlıyordum. Bunu istediğim kadar bir o kadarda istemiyordum. Ne yeni insanlar ne de yeni bir hayat. Belkide hiçbir şey istemiyordum. Bomboştu. Büyük bir okula doğru yaklaştığımızda burasının olduğunu tahmin edip yerimde kıpırdanmaya başladım. Annemin "Çıkışta burada seni bekliyor olacağım" dediğini işittiğimde sadece kafamı onaylar anlamda sallayıp arabadan indim. Eski okulumun bahçesinin iki katı kadar büyüktü ve babamın buraya ne kadar para ödediğini düşünmeye başlamıştım. "ÖZKAN KOLEJI" yazan binadan içeri girdiğimde düşüncelerimi bir kenara atıp yeni kayıt yaptıranların listesinde sınıfımı aradım ve 3. kata 11-E sınıfına ilerledim. Kapının önünde durduğumda saçımı düzeltip kapıyı çaldım. "Girin" kelimesini duyup duymadığımı emin olmadan içeri girdiğimde anlamsız ve rahatsız edici tüm gözlerin üzerimde olduğunun farkındaydım. Sandalyesinde oturan hocanın kaşı çatılmış şekilde "yenisin galiba tanıt kendini" dediğinde mezun olana kadar bu hocayla anlaşamayacağımı şimdiden anlamıştım. Konuşmak istemesemde sınıfa doğru dönüp "Berfu Yazıcı" demekle yetindim. Keşke her şey sadece bu kadar olsaydı. Boş gördüğüm arka sıralardan birine oturdum ve dersi dinlemeye çalıştım. Değişmiştim. Eski ben değildim artık. Yaşananların tek sorumlusu Berkti. Sırf ona karşı bir şey hissetmediğimden sevgilimi Eren'i sandalyeye bağlı bir şekildeyken gözlerimin önünde öldürmüştü. Aradan 4 ay geçmişti ve tek çarem Ankara'dan başka bir yere yerleşmem gerektiğiydi. İstanbuldaydım. O günden beri zorunlu olmadıkça konuşmuyordum. Sesim çıkmıyordu. Kimseyi duymak istemiyordum. Kimseye güvenemiyor korkak gözlerle bakıyordum etrafa. Unutamıyordum. Zilin çaldığını duyunca kafamı kaldırıp bitkin gözlerimi sınıfta gezdirdim. Sınıf boşaldığında derin bir nefes alıp kafamı sıraya yerleştirdim.
Omzumda bir el hissettiğimde sıradan kafamı kaldırıp baktığımda "uyan" diyen bu ukala çocuğa mal mısın bakışlarımı yollayıp elini omzumdan ittim. Yanıma oturduğunda eşyalarımı toplayıp yan boş sıraya oturdum. Kahkahalarını duyduğumda dayanamayıp "bir sorun mu var" dedim. "Tanışmaya çalışıyorum sadece sakin" dediğinde yüzümü buruşturup "isteyen mi var işine bak" dedim ve teneffüsün bittiğini sınıfta biran da olan kalabalıktan anlamıştım.
Son dersten çıktığımızda annemin arabasını gözümde kestirip ön koltuğa oturdum. "Nasıl geçti ilk günün hocaların arkadaşların nasıl" dediğinde artık bunalıyordum istemiyordum konuşmak ancak annem benim için düzenini bozmuştu. Babam iş yüzünden gelemeyip bize işlerini bitirip en yakın zamanda geleceğini söylemişti. Anneme karşı hep minnettardım ve ne kadar canım sıkılsada karşı gelemiyordum. "Fena değil" demekle yetindim ve dışarıyı izlemeye başladım. Eve doğru gitmediğimizi anladığımda "nereye" dedim. Işıklarda durduğumuzda "okul kıyafetlerini almaya gidiyoruz" dedi. Okul kıyafetlerini almak üzere mağazaya girdiğimizde çalışan kadın yardımcı olup dizimin bir karış yukarısında siyah etek üstüne okulun polarını aldık. Eve döner dönmez bu iğrenç günü unutmak üzere kendimi yatağa attım.
Odamın kapısı çaldığında "taaamaaaamm kalkıyorum" diyerek yatakta biraz daha oyalanıp banyoya yöneldim. Yeni evimizin diğer evimizden tek farklı sevdiğim tarafı odamda kendi banyomun olmasıydı. Yüzümün soluk olduğunu fark edince tenime uygun fondöteni ve rimelimi sürüp dolabıma döndüm. Siyah etek üstüne polarımı giyip siyah supergalarımıda giydiğimde çantamıda alıp odadan çıktım. Merdivenlerin sonunda annemi gördüğümde siyah kalem eteği ve gömleğiyle çok hoş gözüküyordu. İş görüşmesine gideceğini anlamıştım. Beni fark ettiğinde gülümsedi ve su içmek için mutfağa ilerledim. Annemi çıkmak için haraketlendiğini anladığımda ona yetişip beraber dışarı çıktık. "Bugün kendin gideceksin Berfu. Zaten artık alışmalısın" dediğinde "evet" dedim. Yanağımı öpüp gülümsediğinde arabasına bindi ve gitti. Bende site girişinden boş bir taksiye binip okulun adresini verdim. Belkide annemin dediği gibi artık alışmalıydım. Olanları, Eren'i unutamazdım ama artık kendimi ve çevremi üzmemeliydim. Annem yıllar sonra iş hayatına geri dönmüştü ve benim için babamda ayrı kalmayada göz yummuştu. En azından ailem için. Evet en iyisi buydu. Artık 4 ay sonunda buna son verip önüme bakmalıydım.