3.Bölüm "Artık bir tabağım yok."

673 45 7
                                    

Not:Bölümler düzenlenmiştir.

(Sonunu müziği dinleyerek okuyun.)

××××

"Hey canlarııım, cananlarııım! Duyduk duymadık demeyin okulun kamp etkinliğini düzenlediği kesin olarak basına sızmış durumda!" Hepimiz heyecanlanıp duyuran çocuğa baktık. Kafa dağıtmak için ne de güzel bir etkinlik. Sınavlardan bir hafta önce hem de.

"Tam olarak hangi gün?" diye sordum. Öğrenci "Yakında asarlar. Duyduk duymadık demeyin..." diyip gitti.

Nihal "Ee gidelim mi ne dersiniz? Eğlenceli olur."dedi. Batın ayaklarını Poyraz'ın bacağına uzatıp "Bana uyar." dedi. Poyraz yüzünü buruşturup ayaklarını indirdi.

"Programıma bakmam lazım. Önce bir menajerimle görüşmeliyim."

"Tamam Başak kes. Hepimiz senin ders çalışan bir robot olduğunu biliyoruz. Annen de senin ne zaman boş olacağını söylüyor. Programın da iki saat tarih, dinlenme, bir saat coğrafya."

"Ay sen ciddi misin?"

"Evet. Ee hadi gidelim ya. Stres mtres atarız."

"Tamam. Ben de varım o zaman."dedi Hazal.

"Ben de. Annem kesin izin verir."

Evde;

"Hayır Başak."

"Ne demek anne o ya. Anne ne diyorsun anne. Gideyim işte. Bak tüm mutfağı topladım, kahveni yaptım. Youtube'den müge anlı'nın tekrarını izledik birlikte. Lütfen gideyim."

"Sen bütün bu iyilikleri karşılık için mi yaptın? Hayır gitmiyorsun Başak."

La havle vela kuvvete.

"Annecim estağfirullah. Ayıp oluyor ama. Kalbim var benim."

"Bakarız."

"Valla mı? Yemin et."

"Bakarız."

"Yerim seni kadın be." diyip annemin yanağına sulu sulu öptüm ve koşa koşa odama gittim. Bizimkilere annemin bakarız dediğini raporladım ve iyi geceler mesajı attım. Poyraz'dan anında mesaj aldım.

Adamım: Uyuyor musun? Bu saatte?

- Hayır, çalışmak için öyle dedim.

Adamım: O zaman engel olmayayım sana.

Poyraz niye ilk kez tanışıyormuşuz gibi konuşuyorsun?

- Ne alaka ya. Bakarım telefona. Nokta felan koyma.

Adamım: Diyene bak jsjsxac neyse sen çalış ben de yatıyorum şimdi. İyi geceler güneşim.

?

??

???

İzohips eğrileri aşkına!

Güneşim dedi. Güneşim dedi. Ölüyorum. Hayatımda ilk kez biri bana güneşim dedi. Güneş...

Demiş olabilir Başak hadi sen ders çalış.

***


Kamp için hazır mıyız millet!" dedi duyurucu çocuk. Adını bilmediğim için ona bu ismi taktım.

Okuldakilerden heyecanlı bir ses yükseldi. Bizim tayfa da bıkkın bir şekilde bitse de gitsek modundaydı.

"Eveeeet! Hadi yoklama alıp otobüse binelim. Burada olanlar möölesin."

Tüm okul donakaldı. Biri "Hocam möö derken?" diyince hoca da "İneksiniz ya." dedi. Buket "Hocam zorunda mıyız?" dedi yutkunarak.

"Evet evladım. Sen iki kat mööleyeceksin."

Okul kahkahalara boğuldu. Bakın arkadaşlar burada ad aktarması yaptım. Okul nasıl kahkahalara boğulsun okulun içindekiler.

"Yasin Sönmez."

"Möö."

"Buket Parlak."

"Möö."

"Bir daha möö'le."

"Möö."

...

Otobüste hıçkırık tuttu beni çalmaya başlayınca erkekler ayağa kalktı ve oynamaya başladı. Bizimkiler -Nihal, Hazal- da kalkıp oynadı. Ben de kulaklığımı aldım, Exo monster açıp etrafı izledim. Şarkı bitince promise çaldı ve tam en güzel yerindeyken mola yerine geldik. Millet aynı anda otobüsten inmeye çalışınca otobüs boğuldu ve kızlar çığlık attı. En son ben ineceğim için gülerek bunları izledim.

Yavaş yavaş inip bizimkileri çok beklettiğimi düşünerek hemen onların yanına gittim. Tahmin ettiğim gibi beni bekliyorlardı.

"Nerede kaldın? Ağaç olduk seni beklemekten!" dedi Batın.

"Neyse ne geldi işte. Hadi kızlar işinizi halledin siz. Batın gel koçum." Poyraz konuştuğunda biz kızlar wc'nin yolunu tuttuk ve sırayla girdik tuvalete. İşimizi halledince çıktık ve yiyecek bisküvi, çikolata aldık ve otobüse geri döndük. Ben cam kenarına, Nihal da yanıma oturdu. Telefonunu açtı. Birbirimize mal mal bakıp sırıttık. Snapchat uygulamasına girip acayip pozlar verdik. En sonunda diğerleri de gelince yola çıktık. Kamp alanına kadar uyumuşum inanamıyorum.

Kampta küçük küçük şirin evler vardı. Her evde beş kişi kalıyormuş ve içinde her şey varmış. Vay anasını. Bizim okul bu kadar zengin mi yahu?

Hoca isimleri söylerken Hazal, Nihal ve ben; Buket ve Cemre de ayrıyeten geldi. Buket mi... Cemre kim biliyordum. Çok tatlış bir kızdı bence hep beraber Buket' i dövebilirdik harika olur ya.

Valizleri alıp evimize doğru yürüdük. Evin küçük bir mutfağı, bir banyosu, beş kişinin rahatlıkla sığabileceği oturma odası ve çocuk odası vardı. Bir odada iki tane yatak ve bir çekyat, diğer odada ise üç tane yatak vardı. Her odada kocaman dolaplar vardı. Harika bir şey bu! Bayıldım buradan hiç çıkmam ben.

Buket hariç oturma odasında toplandık. Kim kimle kalacak planlaması yapıyorduk. Cemre "Ben, Hazal ve Nihal üçlü odada kalırız. Sen de Buket ile. Uyar mı?" diyince ateş satan gözlerimizle ona baktık.

"Saçmalama istersen Cemre. Biz üçümüz , siz ikiniz." dedi Nihal. Canını ısırırım Nihal.

"Ben o kızla kalmak istemiyorum. Çok fazla cırtlak."

"Aynı şey bizim için de geçerli Cemre. Özellikle benim."

"O zaman kura çekelim."

"Kabul." Herkes kabul etti ve beş tane küçük kağıda Buket- Cemre, Buket- Nihal vs. yazıp salladıktan sonra ortaya döktük.

"Ee kim çekecek?"

"Ben çekerim." dedim. Korka korka bir tane kağıdı aldım ve açtım.

Buket ve ben. Hayatımın hüznünü yaşıyorum. Yıkılmadım. Oturuyorum.

"Ben eşyalarımı yerleştiriyorum. Yemeğe gelirim ben. Çağırmanıza gerek yok." İkili odaya doğru gittim ve valizimden eşyalarımı çıkarıp düzgünce yerleştirdim. Ayakkabılarımı raflara yerleştirdim. Ama ondan önce gazete serdim. Çünkü ben akıllıyım.
Yemek saati gelince siyah pantolunumu ve pembe tişörtümü giyip vanslarımı ayağıma taktım. Evet taktım. Garip bir tabir ama olsun. Saçlarımı yeniden toparlayıp topuz yaptım. Evden çıkıp kafetaryaya gittim. Oo açık büfe en sevdiğim. Tabağıma her şeyi doldurup bizimkilerin yanına geçtim. Cemre ve Poyraz yoktu. Cemre kendi grubundadır diye düşündüm ve yanılmadım. Ayakta dikilirken "Poyraz nerede?" diye sordum.

"Birazdan burada olur. İşte gel..."

Batın kapıya bakıp donakalınca sebebini merak edip ben de baktım kapıya.

Bir tabak kırılma sesi oldu. Tabağım artık elimde değildi.

Sıcak ÇikolataHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin