•5• bien sûr {son}

643 54 45
                                    

1668 Fransa sarayı

"Hoş geldiniz kralım."

"Hoş buldum leydi Athalia." Tom, kraliçenin elini yavaşça öperken, bunun Fransa'da hoş karşılanmayan bir şey olduğunu bilmediğini anladı Athalia.

Çünkü bir kraliçe kutsaldır. Onun elini; dahi izin alarak öpemezsiniz, hatta onu erkek doktorlar muayene dahi edemez. Bu şartlarda Tom her ne kadar kibarlık niyetinde yapmış olsa da, saray halkı hoş karşılamazdı. Hele ki daha önce kraliçelerini esir almaya çalışan bir kralsa bunu yapan...

"Yorgun olmalısınız, dilerseniz akşam yemeğine kadar dinlenin. Jack misafirlerimize eşlik et."

"Dinlemek iyi olur." Tom ve askerleri Jack'in eşliğinde Koridordan kaybolurken Athalia kendi hizmetkârlarıyla arz odasına ilerlemeye başladı.

"Kraliçem bir kaç sarhoş sizin hakkınızda meyhane köşerlinde arsızca konuşmuş - emriniz nedir?"

"Soruyor musun birde? Hepsi zindana!"

"Tepki toplayacaktır..."

"Umrumda değil, tepki koyan kişileri bir avuç ahmaktan ibaret görüyorum ve ben aptallar tarafından sevilip mantıklı insanlar tarafından nefret edilmektense, bir avuç ahmağın arkamdan konuşmasını yeğlerim." Hepsi kraliçelerine saygı ile eğildi. Kraliçe Athalia işleri sonraya bıraktı ve akşam yemeği için hazırlıkları kontrol etmek amacıyla mutfak katına doğru ilerledim.

"Kraliçem, her şey mükemmeldi."

"O Sizin güzel görüşürüz." Tom ile Athalia sürekli birbirlerine yapmacıktan iltifatlar ediyordu ve açık konuşmak gerekirse iki yönetici de bunun farkındaydık.

"Size bir teklifim var."

"Nedir?"

"İsterseniz terasa çıkıp konuşalım." Kralın teklifine, başıyla hizmetkârlara işaret verdi Athalia. Onlar önden terası hazırlamak için gittiğinde ikisi ağır adımlarla yürümeye başladılar.

Terasa vardıklarında birkaç konudan sohbet etmeye başladılar ama açıkcası kral Tom'un kraliçeye söyleyeceği şeyi Athalia pek merak ettiği için çok dikkatini verememişti. "Kraliçem artık konuya gireceğim. Biraz edepsiz bir üslup olabilir ancak size teklifim, evlilik teklifidir."

"Anlamadım?"

"Mantıklı düşünün. Bu bir çıkar evliliği olacak ikimizin de birer varise ihtiyacı var. Evlendiğimiz gün Fransa halkını İngiltere'den yönetebilirsiniz."

"Elbette" dedi sıcak tutmaya çalıştığı sesiyle Athalia. "Elbette, düşüneceğim."

Kadın, Tom'un ağzının içinden mırıldandığı kelimeleri duyuyordu ancak duymamış gibi yaptı, ne de olsa günün sonunda pişman olacaktı.

'budalı kadın'

"Düşüncelerinizi yarın sabah umarım kesinleştirir ve bana iletirsiniz leydim."
Tom, kraliçenin uzattığı elini öperken kendini terastan dışarı attı. Athalia kafasıyla askerlerden birine emir verdi, asker kafasıyla kraliçesini onayladı.

İki elini balkonun duvarlarına koydu Athalia, bahçeden gelen kalın çığlık sesi gülümsemesine neden olmuştu.

"Ben kralım! İngiltere kralı! Bir şey yapın, siz benim askerlerimsiniz!" Diyordu. Ancak onu hiç kimse takmıyordu, çünkü sabah yanında getirdiği askerin öldüğünden ve yerlerine Fransa askerlerinin geçtiğinden habersizdi.

Kadının kızıl saçları, kusursuz yüzü ve ipek elbisesiyle orada öylece onun bozulmasını izledi.

Kraliçe Athalia, kendine yapılan bir hakarete asla sessiz kalmazdı, ne yazık ki o bunu bilmiyordu.

Adeta yeniden kendini bulmuştu. Athalia kendine hükmeden, servetini ve başarısını hiçbir erkeğe borçlu olmayan, hayatında her daim kendi yolunu çizen biriydi. Hesaplarını her zaman kendi tutan ve onurla şerefin ne olduğunu bilen bir kadın... Belki alçakgönüllülük değildi bu dedikleri ama gerçekler her daim bunlar olarak kalacaktı.

Tom'un ölü bedeni yere düşerken geceye fısıldadı Kraliçe Athlia. "Elbette."

Athalia kendini en güzel şekilde yetiştirmiş bir kadındı. Ve bundan sonra hiç kimse ona 'budala kadın' diyemeyecekti.

***
Bu hikayede yer alan karakterler gerçek tarihle alakasızdır.

Harry Potter kurgusal evreninin karakterleriyle oluşturulmuş bir paralel evren kitabıdır.

Hiç bir gerçeklik belirtmemekle beraber hepsi benim kurgumdur.

{Düzenlendi, 20.07.2022}

Other Queen - T.M.RHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin