Ouma olmadan sınıf daha huzurluydu. Miu da oradaydı fakat birkaç doğru kelimeyle kolaylıkla sakinleştirilebilirdi. Tenko'ya gelirsek, Yumeno'nun söyleyeceği birkaç doğru kelimeyle, o da kolaylıkla sakinleştirilebilirdi. Önce Momota'yla başlayan ancak çok geçmeden dört yahut beş katılımcının da içine çekildiği ağız dalaşları sona ermişti. Hava da uçuşan sandalyeler ve kara tahta silgileri yoktu. Neticede, Süper Lise Seviyesi Çete Lideri'nin ayrılışı üzerine sınıftaki herkes aynı fikirdeydi:
Kurtulmuşlardı.
Sınıf öğretmenleri bile, onun Umudun Zirvesi'ne devam etmeyeceğini söylediğinde, fırtına bulutların dağılıp yerlerini güneşe bıraktığını görüyor gibiydi. Profesyonelce bir yaklaşım değildi; fakat bu küçük baş belasının, herkesin hayatını zorlaştırdığını okulda bilmeyen yoktu.
Yeni okul yılı başlayalı bir ay olmuştu ki; Ouma, bozguna uğramış bir kötülüğün efsanesine dönüşmüştü. Sınıftaki en canlı sohbetlerde Ouma'nın hikâyeleri konuşuluyordu. Söylediği ve yaptığı berbat şeyler, hak ettiğini bulduğu zamanlar, her şeyin o yokken nasıl daha iyi olduğu...
Yalnızca Saihara onu özlüyordu.
Gülme krizini bastırdıktan sonra Momota iç geçirdi, "Yeni okulundakilere acıyorum. En azından sadece bir yıl onunla uğraşacaklar."
"Tenko soysuzun biriyle aynı fikirde olduğuna inanamıyor," dedi Tenko gözlerini devirerek.
İkisi de güldü. Saihara'ysa onlara sahte bir gülüş attı. Karşısındaki Kaede ona sempatik yüz buruşturmasıyla karşılık verdi.
Yalnızca Kaede onu özlediğini biliyordu.
Dersten sonra Saihara'nın yanındaki sandalyeye oturdu, sırtını kamburlaştırdı. "Ouma-kun yeni okulunda ne yapıyor?"
"Bilirsin işte." Saihara gözlerini ilgisizce ovuşturdu. "Mükemmel notlar, sıfır kötülük. Müdür bile ona bayılıyormuş."
Kaede kaşını kaldırdı.
"Kendince şimdiden okulu astığını ve başını belaya soktuğunu söylüyor." Ses tonu azarlarcasına olmasına rağmen yüzünde bir gülümseme vardı.
"Saihara-kun..." dedi Kaede, sızlanarak. Saihara'nın gülümsemesi mahcup bir hâl aldı. "Onda ne bulduğunu hâlâ anlamış değilim. Ne zaman çatıda buluşsanız meleğe falan mı dönüşüyor?"
"Sanırım bana da iyi davranıyor."
"Davranıyordu," dedi Kaede, çatık kaşlarla. "Bak, onun hakkında nasıl hissettiğinin farkındayım ama kendine dikkat etmelisin, tamam mı? Sonunun Gonta, İruma-san, Kiibo veya... Yumeno-san gibi olmasını istemiyorum."
Gonta, farkında olmadan zavallı Miu'yu erkekler tuvaletine hapsetmesi için manipüle edilmişti ve davranışı yüzünden onur listesinden çıkarılmış ve aylarca cezaya kalmıştı. Miu, tuvalet kâğıdına sarılmış bir halde kirli kabinde bunulmuştu. Üstelik çevresindeki duvarlara geçici kalemle, kabinden de kirli kelimeler yazılmıştı.
Yumeno ve Kiibo ise, Ouma'nın en sevdiği hedefleriydi. Onun gaddar şakalarına maruz kalmadıkları bir dakika bile yoktu. İnsanlıklarını ellerinden almıştı, yol yordam bilmeden yaptığı her iğrenç şakanın hedefindelerdi. Hatta bir keresinde Yumeno; dış görünüşü, üslubu ve bir insan olarak değeri üzerine yapılan şakalardan o kadar yorulmuştu ki sabahları evinden çıkamıyordu.
Ve geçen sene yaptığı yüzlerce şey de cabası...
"Anlıyorum," dedi Saihara, yavaşça. "Yaptığı şeyler için... onu affetmeyi tam olarak planlamıyorum. Ama zor zamanlar geçirdiğini düşünüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
25,224 - Türkçe Çeviri | DRV3 [SaiOuma]
FanfictionKimse Kokichi Ouma'yı sevmiyordur. Umudun Zirvesi Akedemisi'ni üçüncü yılında bıraktığında, Sınıf 79'u din-don-cadı-öldü türü bir rahatlama kaplar. ...Olaylar; Ouma'ya aşkını itiraf etmek için (aynen öyle, itiraf) lisedeki son senelerini beklemesi n...