çikolatalı sütler ve kavruk tenli Jongin

127 16 11
                                    

Hatalarım varsa affola, iyi okumalar. 🌸

Yirmi bir yıllık hayatımın on beş, tam on beş yılını Jongin herifinin peşinde dolana dolana geçirmiştim. Üstüne üstlük hâlâ kim iflah olmamıştı? Ben, Oh Sehun.  Kalan ömrümü de Jongin'in peşinde geçireceğim apaçık belliydi. Anaokulunun ilk gününde tanışmıştık. Onu ilk görüşümü hatırlıyorum, herkesin aksine kavruk teniyle etrafa masum masum bakıyordu. İlk haftalarda hep yalnız takılıyor olması gözüme çarpıyordu, ben de sapık gibi onu izlerdim. Yine bir gün bir avuç velet -o zamanlar kesinlikle ben velet değilim- Jongin'in kavruk teniyle dalga geçip dururken kimse buna çıtını çıkarmamış, minicik ben yürek yemiş gibi gidip hepsine korku salıp Jongin'i korumuştum. Jongin de gidip bunu annesine söylemiş o gün bugündür annelerimiz ayrılmaz olmuş, benim de Jongin'le hikayem başlamıştı. Tabii bizim kavruk o zamanlar agucuk bugucuk tatlı bir şeyken şimdi şerefsizin teki olmuştu. Kendim şerefsiz derdim de başkasına dedirtmezdim. Kendi gözümden bile sakınırdım ben onu. Hâlâ ilk günkü gibi kavruk tenliydi. Dudakları dolgunlaşmış, küçükken minicik olan burnu haliyle biraz daha büyümüş ama suratına tam oturmuştu. Gözleri kahverengi diyemeyeceğim bir tondaydı, benim gözümde Jongin'i anlatmak için kitap yazmak lazımdı. Yumuşacık saçları vardı, ödüm kopuyordu bir başkası dokunacak saçlarına; sevecek benim ninimin saçlarını diye. Şerefsizdi falan ama yere bakan yürek yakan olsa da kimseye yüz vermezdi. Bir ara Baekhyun ile acaba aseksüel mi diye aklımızdan geçirsek de bilmiyorduk. Herife o kadar yakındım ama daha cinsel yönelimini bile bilmiyordum. Ama tanrıya da dua ediyordum, benim olmayacaksa aseksüel olsun daha iyi. Herkesin de Jongin'de gözü vardı; o da bal gibi biliyordu, hoşuna da gidiyordu. Yan yan sırıtışından bilirdim.

Anaokul bittikten sonra canım annem Jongin'in annesine birlikte olur yalnız kalmazlar deyip bizi aynı ilkokula yazdırmıştı. İlkokul derken ortaokulu da birlikte götürmüş, o da yetmemiş aynı liseye de yazılmıştık. Tabii lisede Jongin baya bir değişmiş, kişiliği de oturmuştu. Rolleri değiştirmiştik. Artık o beni koruyor kolluyordu, bebeği gibi bakıyordu bana. Lisede her gün çikolatalı süt alır, sıramın üstüne koyup kaçardı. Çikolata demek Jongin demekti. Teninden dolayı ona çikolata benzetmesi yapıyordum. Yokluğunda çikolata kemirir, çikolatalı süt içerdim. Liseye kadar Jongin yanımdayken kimseye ihtiyaç duymazdım, Baekhyun'la tanışınca da en yakınım olmuştu. Jongin'e yanık olduğumu da o olmasa fark etmezdim. Başımın belası birken iki olmuştu. Lisenin ilk yılı fark etmiştim Jongine' yanık olduğumu, onun öncesini ben de bilmiyordum. O olmasa ders de çalışmazdım, sırf ondan kopmayayım da aynı üniversiteye gidelim derdiyle gece gündüz ders çalışırdım. Benim yanımda Baekhyun da yanıyordu bu durumda. Lise üçte okula Heejin denilen bir kız nakil olmuş, halt varmış gibi bir de Jongin'in yanında oturmuştu. Arka dörtlü bizdik: Baekhyun, Jongin, Heejin ve ben. Dönemin yarısı boyunca Heejin'in ders bahanesiyle Jongin'e asılmalarına göz göre göre izin vermiştim. Jongin de o anlamda yüz vermese de resmen kızın ağzının içine girmesine izin verirdi. Baek ile bakmıştık ki benim kavruk tenlim elden gidiyor, tutuşmuştuk. Muhteşem Byun Baekhyun başka hiçbir şey bulamayıp Jongin'e gidip benim Heejin'den hoşlandığımı söylemişti. Amaç da şuydu ki Jongin, Heejin'den uzaklaşacaktı. Uzaklaşmasına uzaklaşmıştı da gidip Heejin'e benim ondan hoşlandığımı söylemişti. Kız da baktı ki ben dibinde oturuyorum hem de Jongin'in burnunun ucundan ayrılmıyorum bundan bana yar olmaz deyip bırakmıştı ninimi. Jongin de Heejin'den hoşlandığımı duyunca gelip bana ne dese hoş? Demişti ki "Az kalsın benden hoşlandığını düşünmeye başlayacaktım."

Bunun üstüne bir hafta okula gitmemiş, Jongin gelmez o günler ben de gelmem diye sakladığım tüm devamsızlıklarımı yemiştim. Ne Baekhyun'un telefonlarına cevap veriyordum ne de odamdan çıkıyordum. Jongin şerefsizi de bir kerecik arayıp sormamıştı, görmeye bile gelmemişti. O da çok koyuyordu bana. Bir haftada koli koli çikolatalı süt içmiş odamda çöplerine baka baka ağlıyordum. O kadar çok çikolatalı süt içmiştim ki annemin maaşının yarısı o ay çikolatalı süte gitmişti, hatta ve hatta çikolatalı süt işeyecek duruma gelmiştim. Ben bir hafta kafayı yiyince annem de Jongin'i arayıp çağırmıştı o zaman. Ağlamaktan gözlerim kızarmıştı, yüzümün her yeri şişti. Sevdiceğim en çirkin halimle bile görmüştü beni. Gelirken de o hafta okulda veremediği çikolatalı sütleri getirmişti. Onları da bitirmiştim. Jongin beni iyice inceleyip teselli etmeye başlamıştı. Sanmış ki Heejin beni reddetti, benden uzaklaştı diye ağlıyorum. Ben aşk acısı çekiyorum sanmış. Evet aşk acısı çekiyordum ama o gün herif ben seni seviyorum, senin acını çekiyorum diye suratına bağırmak istemiştim de içime tepmiştim. Elimden gelse bir hafta daha odamda kalır çikolatalı süt içe içe ağlardım ama annem tıpış tıpış okula göndermişti beni. Adım çıkmıştı okulda süt tenli Sehun aşk acısı çekiyor diye. Jongin de o sıralar hiç yanımdan ayrılmamaya başlamıştı. Bilmiyordu ki ben o Heejin'i sevdiğimi düşünüyor diye ağlıyorum. Jongin'e ihtiyacım vardı benim, bilmiyordu. Duygularım hakkında tek kelime edemiyordum. Güzel götüm yemiyordu, ya beni bırakırsa diye korkuyordum. Yapamazdım ben Jonginsiz, olmazdı. 

ışıl ışıl her yer sanki pavyon | sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin