"Birbirimize ev olacaktık."

86 12 2
                                    


İyi okumalar. ♥

"Ya, Sehun! Çık artık yataktan, yapışacaksın yakında."

"Sus. Gelmiyorum ben." 

"Jongin'i işkillendirmeye uğraşıyorsun resmen." 

Jongin hala Heejin'den hoşlandığımı düşünüyordu. O gün sorduğunda karşısında donakalmıştım, kekeleyemekten konuşamamıştım bile. Baekhyun araya girmişti de o konuşmuştu kaç yıl geçti diye. Bir kendime kızıyordum, bir Jongin'e. Çok kızıyordum. Ben Heejin'i sevsem senin peşinden gelmez onun peşinden giderdim diye haykırmak istiyordum suratına. Ayrıca kaç yıl geçmiş, kim hiç yüzünü görmek için çabalamadığı; adını bile anmadığı birini sevsin? Kaç gündür olay yine lisedekine dönmesin diye Jongin'in suratına bakmaya çalışıyordum ama çaktırdığım kesindi. Arabada gelip giderken, derslerde, evde hiç çıtım çıkmıyordu. Kesinlikle yine götünden anlıyordu. İçimden diyordum: Niye böyle yapıyorsun götünü yediğim? Bu akşam kulüpte Heejin de olacaktı, herkes olacaktı ve ağızları açık bir şekilde Jongin'i kesip duracaklardı. Normalde olsa tutardım kolundan oturturdum yanıma ama kaç gündür benim aptallığım yüzünden aramız soğuktu. Gitmek istemiyordum ama bal gibi de gidecektim biliyordum.  Şu an sadece kaçmaya çalışıyordum. Gitmezsem Baekhyun'un dediği gibi Jongin daha da işkillenirdi.

Derince iç çektim. "Baek, ne halt edeceğim ben?"

"Tam olacak diyorum heriften uzaklaşıyorsun. Yapış, başka türlü yolu yok. Adam hala Heejin diyor."

"Jongin kör galiba Baekhyun, o kadar belli de ediyorum."

"Üzülme sadece sana kör değil, herkese kör herhalde. Yoksa biriyle de olsa olurdu bugüne kadar."

Mırıldandım. "Böylesi daha iyi o zaman."

"Kalk hadi, duşa gir. Kokarca oldun yıkanmıyorsun kaç gündür, koktun."

Yüzümü buruşturdum. "Senin kıçın kokuyor Byun."

Hahladı. "Her gün yıkanıyorum ben bir kere."

"Evet." dedim. "Her gün sevişsem ben de her gün yıkanırdım."

Sözümle kıçıma tekmeyi yapıştırıp son kez kalkmamı tembihleyerek odamdan çıktı. Yerimde bir kez daha oflayarak yattığım yerden doğruldum. Jongin evde miydi? Kaç gündür ona yanaşamıyordum. Put gibi karşısında oturup duruyordum. Yemekler ve dersler haricinde yanına yaklaşmamıştım bile. Baekhyun'un dediği gibi kokmasam da gerçekten pis hissediyordum.  Zorla yataktan kalkarak çıkardığım kıyafetlerimi odanın bir köşesine fırlattıktan sonra kendimi de suyun altına attım. Bir miktar şampuanı alıp saçlarımı köpürtmeye başladığımda işim bitse de banyoda kalmaya devam edeceğimi biliyordum. Suyu seviyordum, ayrıca işim bittikten sonra boş boş suyun altında oturup düşünüp asla gerçekleşmeyecek hayaller kurmaktan vazgeçemeyen biriydim.  Jongin  yağmuru çok severdi. İlkokuldayken yağmur yağdığında sınıfın penceresinden hep onu izlerdim. Yağmurun altında tüm teneffüs boyunca tek başına ıslanırdı. Yanına gidemezdim, korkardım. Islanıp tüm gün tir tir titrer sonra hasta olup annesinden azar işitirdi. Okula da gelmezdi, beni de annem zorla okula gönderirdi o zamanlar. Çok sıkılırdım Jongin'siz. Keşke hep küçük kalsaydık diye iç çektim o an.  Şimdi her şey çok farklıydı. Uzun sürede banyoda kaldığım için parmaklarım buruş buruş olmuştu. Uzatmayarak havluma sarılıp odama yürüdüm. Normalde olsa banyodan çıktıktan sonra bir yarım saat de havluma sarılıp yatakta düşünürdüm ama hızlı olmam gerekiyordu.  Özenecek bir şey yoktu, normalden farklı olarak üzerime tişört yerine beyaz bir gömlek giyip altıma siyah pantolon çektim. Hazırdım, bitmişti. Saçlarım da kendi kendine kururdu. Saat sekize geliyordu. Jongin'le karşılaşmadan Baekhyun'u bulma umuduyla odamın kapısını araladım. Odalarının kapısı açıktı, etrafta çıt yoktu. Jongin'in odasını direkt olarak es geçip aşağıya indim, ışıklar yanıyordu ama yine ses yoktu. Salona ayak basmamla Jongin'le göz göze geldik. Ayakta duruyordu ve benim gibi beyaz bir gömlekle siyah bir pantolon giymişti. Tıpa tıp aynıydık. Karşılıklı durmuş birbirimizi baştan aşağı süzüyorduk.  

ışıl ışıl her yer sanki pavyon | sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin