Ellerinin altındaki kısa sarı saçları okşarken iç çekti ve gözlerini uzaklara dikti Berham. Yine yoğunluklarının arasında buluşup dağ evlerine gelmişlerdi. Sıkıldıklarında ise evin yakınındaki ufak derenin başına doğru yürümüşlerdi. Şimdi ise Devran sevgilisinin kucağında yatıyor Berham da onun saçlarını okşuyordu.
İkisinden de çıt çıkmıyor, nefes alış verişleri akan derenin sesine karışıp kayboluyordu. İkisi de çok mutlu bir o kadar huzursuz hissediyorlardı. Sonlarını düşünüyorlardı. Sahi ne olacaktı onların sonu? Ölene kadar gizli saklı yaşayamazlardı ya.
Ölene kadar birlikte kalacaklar mıydı ki? Belki de bir kaç sene sonra birisinin gönlü başkasına kayacaktı? Kim bilebilirdi?
İkisinin de aklında hep vardı bunlar. Ayrılmaktan çok fazla korkuyorlardı. Sonsuza kadar mutlu yaşama ihtimalleri yoktu ya, ya ölüm olacaktı onların sonu ya da ayrılık. İkisi de ölümü tercih ederdi.
Sahi ölüm bu kadar kolay mıydı? Sevdi diye öldürülür müydü bir insan? Yanlışı sevdi diye... Sevginin yanlışı olur muydu ki? İnsan seveceğine kendi mi karar verirdi? Kaderinde yazanı yaşamaz mıydı? Sorular asla bitmezdi ki.
Sessizce anın keyfini çıkartırken ikisinin de kafasında milyon tane soru vardı. Asla cevaplanamayan sorulardı bunlar, cevabını ne onların ne de başkasının bildiği gizemli sorular. Tek bildikleri can sıkıcı olduklarıydı üzerinde saatlerce konuşulup düşünülecek ama asla bir sonuca varılamayacak sorulardı bunlar.
Huzurlu gözüken ama bir o kadar da gerici olan sessizliği bozan Devran'ın hapşuruğu oldu. Berham hemen kafasını kucağında yatan çocuğa çevirdi.
"Üşüdün mü?"
Sağa sola salladı kafasını Devran. "Yok, burnum kaşındı öyle." Emin olamadı Berham omzularından ittirip kaldırdı sarı çocuğu eve dönmeleri lazımdı.
"Kalk hadi gidelim"
Birlikte ayaklanıp el ele tutuştular ve eve doğru yürümeye başladılar. Hava hafif kararmıştı bu gece burda kalırlardı belki. Uzun zamandır birlikte uyumamışlardı. Rahatsız kabus dolu geceler onları fazlasıyla yormuştu ikisi de ihtiyaç duyuyordu böyle bir uykuya.
El ele evlerine girdiklerinde koltuğa attılar kendilerini hiçbir şey yapmamışlardı ama yine de yorucu bir gün olmuştu onlar için. Ama içlerindeki özlem ve Derman'ın damarlarında gezmekte olan fokur fokur kaynayan kan yorgunluklarına yorgunluk ekleyecek ve onları cehennem ateşine bir adım daha yaklaştıracak günaha sürükleyebilirdi.
Sarı çocuk yerinden kalkıp esmer olanın kucağına attı kendini. Ellerini esmerin boynuna doladı ve dudaklarına yaklaştı. Berham hiç sorgulamadı, şaşırmadı, düşünmedi. Sadece ayak uydurdu. Ellerini ince bele yerleştirdi.
Aralarında şiddetli bir öpüşme başladı. Öyle ki dişleri birbirine çarpıyor dillerini ve dudaklarını kıstırıyorlardı. O kadar kaptırmışlardı ki, ağızlarına yayılan kan tadının hangisinden geldiğini bile sorgulamamışlardı. Nefessiz kalana kadar vahşi hayvan misali yediler birbirlerini
Berham altta olmaya dayanamayıp Devran'ı kucakladı ve odalarına yürüdü. Kucağındaki çocuğu yatağa yatırdı gömleğini çıkartıp üzerine doğru uzandı ve üstten dudakları kızarmış sevgilisini izledi.
Bir kez daha hayran oldu güzelliğine. Ne de güzel yaratılmıştı bu çocuk. Her ayrıntısına aşıktı Berham çıkmaya başlamış sarı sakallarına. Pırıl pırıl parlayan gözlerine. Ona olan aşkı gözlerini dolduracak kadardı. Sağ elini sarı çocuğun yanağına yerleştirdi. Yavaş yavaş okşamaya başladı. Devran'ın gözleri kapandı. Ateşi sönmüş içi huzurla dolmuştu.
Berham kendisini sarı çocuğun yanına bıraktı elini çekmeden kafasını boynuna gömdü ve derin derin çekti güzel kokusunu. Cennet gibi koktuğunu söylerdi hep.
İkisinin de istediği tek şey sonsuza kadar böyle huzurlu yaşamaktı. Neden hakları yoktu böyle bir şeye? Yanlış mıydı onların aşkları? Tek sorun cinsiyet miydi? İkisinden birisi kadın olsa onay alabilecekler miydi? Lanet olsundu böyle düzene. Aşkın nesi yanlış olabilirdi?
Sessizliğe bıraktılar kendilerini. Kıpırdamadılar bile. Berham'ın yanağında oynayan eli uykusunu getirmişti Devran'ın. Gözleri yavaşça kapanıp bilinci de giderken Berham çoktan kokusunu içine çekerek uykusuna dalmıştı bile...
...
Selam. Biliyorum çok uzun zaman oldu hatta çoğu kişi unuttuu bile ama kendimi kötü hissediyorum ve yazmanın iyi geleceğini düşünerek burada buldum kendimi. Hepinizi çok özledim. Umarım devam edebilirim yazmaya.
Sizi seviyorum muah😘
-Şeyma
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARDİN'Lİ- Gay
Fanfiction"Ben gönlümü sana vermişken ölsem de başkasını almam koynuma." Şiddet,küfür,cinsellik içerir. Rahatsız olanlar okumasın! #gaylove-5