Buluşacağınız yerde olduğundan erken bulunuyordun. Kafanı kaldırıp baktığında Eren'in geliyor olduğunu fark ediyorsun ve banktan kalkıp yanına büyük bir gülümseme ile gidiyorsun.
Eren seni fark ettiğinde yürüyüş temposunu hızlıca değiştiriyor. Yanına geldiğinde eli ensesinde çabuk bir selam veriyor: "Selam, Y/N." Büyük sırıtman yüzünde kaybolmadan hızlıca selamına karşılık veriyorsun. "Selam, Eren! Nasılsın?" Eren senin onunla konuşmaya bu kadar istekli olmana çok seviniyor ve heyecanlı bir sohbet başlamış oluyor.
Rastgele bir kafe seçip oturuyorsunuz. Bugün ikinizde garip bir heyecan ve gerginlik bulunuyor. " Eren? Biliyorsun ikimiz buluşmamız gereken saatten erken geldik ve saat 18 sen genelde yemeklerini saat 19 gibi yiyorsun. Yaniii aç mısın?" "Sen benim saat kaçta yemek yediğimi nereden biliyorsun Y/N?" Diyerek gözlerinin içine bakarak gülüyor. Yakalandığını hissederek geriliyorsun.
" Seni buluşmaya çağıran benim senin aç olup olmadığını bilmem ve o'na göre bir şeyler ayarlamam gerekiyordu. Hem arkadaşın bana çok yardımcı oldu." Eren sevinç çığlıkları atmamak için kendini zor tutuyordu AŞIK OLDUĞU KİŞİ ŞU AN O'NA SENİ ÖNEMSEDİĞİNİ AÇIKÇA BELİRTİYOR!! Ama bir dakika hangi arkadaşımdan bilgi almış olabilir? Demeden edemedi tabii.
"Hangi arkadaşım benim yemek saatimi biliyor olabilir ki?"
"Jean'a sordum. Biraz yakınmakla beraber bana söyledi." Dedin ve kıkırdadın. "Hadi boşver bu konuyu ne yemek istiyorsun Eren?"
"Bilmem sen ne yemek istiyorsun gol börekim?" Eren söylediği şeyi fark etti ancak çaktırmamaya ve belki duymamıştır diyerek bilmemezlikten geliyordu. Yüksek sesle güldün "Ne 'Gol börekim' mi? Ahaha Eren çok tatlısın."
"Ne yani garipsemedin mi?" Diye sorduktan sonra senin Eren'e çok tatlısın dediğini hatırladı ve ufaktan yanakları pembeleşiyordu.
"Tabi ki hayır. Unutma bizim arkadaş grublarımız birbiri ile çok yakın bu tür şeyleri bende kullanıyorum eğlenceli oluyor." Eren kafasını salladı ve bir cümle iletecek iken masanıza Garson geldi.
"Merhabalar, Menümüzü okuyup karar verdiniz mi efendim?"
"Ah şey biz daha karar veremedik sizi birazdan çağırsak bir sakıncası olur mu?" Diyerek Garsonu başınızdan savmaya çalıştın ve başardın.
"Sakınca olmaz efendim. Seslenmeniz yeterli."
"Teşekkürler." Diyerek ekledi Eren.
"Sen masada menü gördün mü?" Dedin ve kıkırdadın.
"Hayır, Senin güzelliğine daldığımdan dolayı pek bi masaya bakma fırsatı bulamadım Y/N."
"Wow! Bundan hoşlandım. Ama Garsonlar ile uğraşmak istemiyorsak bir şeyler seçip yemeliyiz. Garson pek mutlu bakmıyor." Diyerek gergince gülümsedin.
"Hadi hamburger yiyelim mi?"
"Olur, uzun zamandır pek yediğim söylenemez." Dedin ve yiyeceğinize karar vermiştiniz.
—
Eren'le sahil kıyısına doğru yürüyorsun. Yemeğinizi yiyeli yarım saat kadar oluyor. Eren ile aranızda 1 el mesafesi bile yok denecek kadar az ikiniz her fırsatta temasta bulunmak için çabalıyorsunuz. Denize bakarak yürürken Eren dondurmacı fark ediyor ve elinden tutup çekiştirip seni oraya götürüyor. "Hadi gel sana dondurma alayım." Diye diretiyor.
"Ama Eren seni buluşmaya ben çağırdım."
"Ne olmuş yani? Sana dondurma alsam ne değişecek? bırak bu klişe şeyleri. Hadi alıp tatlı yürüşümüze devam edelim." Dedi kabul et ikna olmaya dünden razıydın. Eren ile dondurmacının önüne geldiniz. Eren'e ufak bakış attın daha çok neyi seçeceğine dikkat ediyordun. Eğer bugün güzel biterse onunla bunları daha çok arttır ve neleri sevdiğine 1. Gözden anlayabilirdin.
Eren sana yaklaştı ve kulağına konuştu. "Ne istiyorsun bakalım gol böreğim?" Eren kafanı döndürdün, kabul ediyorum biraz fazla yakındınız ama ikinizde bu duruma şikayet etmiyordunuz. Sen hızlıca bir karar aldın. "Vanilyalı almak istiyorum."
Eren şaşırmış ifadesi ile soru yöneltti. "Favorin sade dondurma mı?" "Hayır, sadece canım hafıf bir şeyler istedi. Peki ya sen ne istiyorsun, Bal porsuğum?" Eren sondaki ifadeye gülerek cevap verdi. "Senin 'bal porsuğun' çikolata istiyor."
-
Eren ile beraber sahil kıyısına kendinizi atmıştınız. Karınlarınız şişmişti ve üstünüzde bir mayışmışlık dolaşıyordu. Hırkalarınızı kafanızın altına gelecek şekilde yayıp kumsala uzanmıştınız. Tahmin ettiğiniz kadar çok yakın değilsiniz ama çokta uzaklığınız yoktu. Eren ile aranda sessizlik vardı ikimiz gecenin ortaya çıkardığı yıldızları izliyordunuz. Eren'e doğru kafanı döndürdün, inceliyordun O'nun kusursuz yüzünü uzun süre onun gözlerinin yıldızları nasıl incelediğini izledin çok tatlı görünüyordu.
"Birazcık gizlice izlesen bana aşık olmadığını düşünebilirdim." Dedi bu sefer ne kızardın ne heyecanlandın bir nevi doğru söylüyordu.
"Kim olmadığımı demiş?" Dediğinde Eren güldü ve sakince yıldızları izlemeye devam etti. Konuşmanın üzerinden uzun süre geçtikten sonra Eren'e bakmadan o'na seslendin. "Eren. Sana bir şey söyleyebilir miyim?"
"Tabii. Dinliyorum." Diyerek sana doğru yan döndü ve kolu ile kafasına güç verdi. Şu an tam olarak yüzünü görebiliyordu.
"Sanırım ben bir aptaldan hoşlanıyorum."
Sahte bir gülüşle " Kimmiş bu aptal?" Diye soru verdi.
"Bilmem. Belki sensindir? Belki aynandaki şapşal ifaden?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.