24. BÖLÜM

267 40 20
                                    

İyi okumalar!

--------------------------------------------------------------------------------------------------

O gece uyuyamadığımı söylemek yetersiz kalırdı. Yatıp uzanamamıştım bile. Düz olan her yüzeyde ondan bir iz var gibiydi ve evime hiç gelmemiş olması bir şey değiştirmiyordu. Sadece üzerine konuşmuş olmamız ve geri dönüşümüzün ilk gecesinde buraya gelmesini planlamış olmam onun hayaletini sanki gerçek gibi kalıcı hale getirmişti. Onu aradım, cevap vermedi. Tamam, saat sabah saatin üçüydü fakat onun da uyumadığını biliyordum. Benim hissettiğim şeyi onun da hissettiğini biliyor olmam gerçeği, sessizliğini daha da kötüleştiriyordu. Onun da benim gibi derin duygular içinde olduğunu biliyordum. Ancak o bu durumda olmaması gerektiğini düşünüyordu. Ertesi gün gerektiği kadar çabuk gelmeyecekti. Altıda, onun orada olmayacağını bildiğim bir saatte işe gittim. İkimize de kahve aldım, yokluğunda açılan arayı kapatmasına yardımcı olmak ve ona vakit kazandırmak için takvimimi güncelledim. Anlaşmayı Bay Ryan'a fakslayarak San Diego'da gördüğü sürümün son olduğunu ve Harry'nin sunduğu her neyse onun geçerli olduğunu söyledim. İmzalanmış sayfaları geri yollaması için ona iki gün süre verdim. Ve sonra bekledim. Saat sekizde babam ve hemen ardından Henry ofisime geldiler. Babam somurtuyordu ama genelde bunun benimle ilgisi olmazdı. Henry hiç kızgın görünmüyordu. Fakat ikisi de sanki beni öldürmek istiyormuş gibiydiler.

"Ne yaptın?" Babam masama bir kâğıt parçası bıraktı. Damarlarım buz kesmişti. "O nedir?" "Harry'nin istifa mektubu. Bu sabah Sara'yla göndermiş." Bir dakika boyunca konuşamadım.

"Berbat ettim," dedim sonunda avuçlarımı gözlerime bastırarak. Babam oturdu, sakin görünüyordu. Bir aydan kısa bir süre önce ben telefonda konuşmaya çalışırken Harry'nin oturduğu, bacaklarını ayırıp kendine dokunduğu koltukta oturuyordu. Tanrım, işin bu noktaya gelmesine nasıl izin verdim? "Bana ne olduğunu anlat." Babamın sesi çok sakindi, fırtına öncesi sessizlik gibi. Boynumdaki kravatı gevşettim, göğsümün ağırlığında boğulmak üzereydim.

Harry beni terk etti.

"Biz birlikteyiz. Ya da birlikteydik." "Biliyordum!" diye bağırdı Henry. Aynı anda babam sesini yükseltti, "Siz ne?" "San Diego'ya gidene kadar bir şey yoktu," diyerek onları hızlıca rahatlattım. "San Diego'dan önce biz yalnızca..."

"Sevişiyor muydunuz?" Henry yardım etmek için araya girdi ve babamın sert bakışlarına maruz kaldı. "Evet. Biz yalnızca..." Göğsüme bir ağrı saplandı. Onu öpmek için eğildiğimde yüzünün ifadesi. Dişlerimin arasında dolgun alt dudağı. Dudaklarımın dibinde gülüşü. "Ve ikinizin de bildiği gibi ben tam bir pisliktim. Yine de o da altta kalmadı," dedim. "Ve San Diego'da aramızdaki şey daha fazlasına dönüştü. Seks." Elimi mektuba uzattım ve sonra geri çektim. "Gerçekten istifa mı etti?"

Babam başını salladı, yüzünü okumak imkânsızdı. Hayatım boyunca bu onun süper gücüydü: çok şey hissettiği zamanlar çok az şey gösterirdi. "İşte bu yüzden ofis kardeşliği prensibimiz var, Louis," dedi sesinin tonunu yumuşatarak. "Bunu daha iyi bildiğini düşünmüştüm." "Biliyorum." Ellerimle yüzümü kaşıdım ve sonra Henry'ye oturması için işaret ettim. Yemek zehirlenmesiyle ilgili, Ryan ile olan toplantıyla ilgili ve Harry'nin nasıl becerikli bir şekilde beni idare ettiğiyle ilgili bütün ayrıntıları anlattım. Otelde Bay Ryan'e rastladığımda birlikte olmaya henüz karar vermiş olduğumuzu belirttim. "Aptal bir göt herifin tekisin," dedi Henry, ben lafımı bitirdikten sonra. Ona katılmaktan başka ne yapabilirdim? Acımasız bir nutuktan ve berbat ettiğim durumun bütün yönleriyle tekrar konuşulacağının garantisi verildikten sonra babam ofisine gidip stajı bitene kadar onun için çalışmasını istemek üzere Harry aradı. Diplomasını aldıktan sonra bizimle kalmayı seçerse stratejik pazarlama ekibimizin en önemli elemanlarından biri olabilecek olsa da babamın endişelendiği yalnızca Ryan Medya değildi. Harry'nin yeni bir staj bulması, işe alışması ve burs komitesine sunmak üzere yeni bir projeye başlaması için üç aydan kısa bir süresi kalmıştı. Ticaret okulundaki nüfuzlarıyla beraber, geri bildirimleri de Harry'nin onur belgesiyle mi mezun olacağını yoksa JT Miller'ın CEO'sundan kişisel bir tavsiye mektubu mu alacağını belirleyecekti. Kariyerinin başlangıcını oluşturabilir ya da yok edebilirdi. Sonraki bir saat boyunca Henry ve ben tam bir sessizlik içinde oturduk. O bana ters ters baktı, ben de pencereden dışarı baktım. Beni nasıl pataklamak istediğini neredeyse hissedebiliyordum. Babam ofisime geri geldi ve istifa mektubunu alarak düzgünce dörde katladı. Hâlâ mektuba bakamamıştım. Bilgisayarda yazmıştı ve onunla tanıştığımdan beri ilk defa siyah beyaz, resmî Times New Roman karakterleri yerine gülünç derecede kötü el yazısını görmeyi her şeyden çok istemiştim.

Beautiful Bitch || Larry Stylinson.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin