Merhaba,
Bu kitabı okuyan herkese çok teşekkür ederim ❤️
İyi okumalar!
---
Peşimde Louis'le toplantı odasına girdim. Biz görününce mırıldanan sesler kesildi. Müdür Chenge dosyayı uzattım ve o da Papadakis slaytlarının çıktılarını gözden geçirdi. Gülümsedi.
"İki projeyi birden bitirmeyi nasılbaşardın?" Birkaç heceyle kekeledim, sorusu için hiç hazırlıklı değildim.
"Çok çalışkandır," dedi Louis etrafımdan dolaşıp masada yerini alırken.
"Papadakis işini tamamladıktan sonra diplomasını alana kadar başka yerde kısa bir staj yapmasını önerdik. Nede olsa onun yakın gelecekte Ryan Medya'da
olmasını umuyoruz."Yaşadığım şoku saklamak için mücadele verdim. Neden bahsediyordu böyle? "İnanılmaz," dedi masanın sonundaki yaşlı bir adam. "Papadakis üzerine mi?"
Louis başını sallayarak onayladı. "Babamın emrinde çalışarak. Oldukça fazla mesai gerektireceğinden dolayı bu işin üstesinden gelecek birine ihtiyacı var. Bu durumda Harry en iyi seçim olacaktır, tabii eğer kabul ederse."
Yaklaşık beş bin farklı duyguyu yutmak zorunda kaldım. İlki, bunu komite önünde dile getirmesinden dolayı duyduğum rahatsızlıktı.
Fakat rahatsızlıkla karışık halde minnet,
heyecan, gurur da vardı. Buradaki işimiz
bittikten sonra Louis epey azar işitecekti."O zaman başlayalım," dedi Cheng sandalyesinin arkasına yeniden yaslanarak.
Lazer işaretçimi aldım ve odanın ön kısmına doğru ilerledim, yerler sanki jöleden yapılmış gibi hissediyordum. Masanın başından iki sandalye ötede Louis boğazını temizleyerek benimle göz göze geldi.
Ona bunun da hesabını soracaktım. Çünkü tam ben konuşmaya başlamadan önce dudaklarını oynatarak şu kelimeleri söylemeye çalıştığından oldukça emindim:
"Seni seviyorum."
Sinsi Piç.
Yaptığım sunumun broşürde, internet
sitesinde ve şirketin haber postasında yer alacağını söylediler.Bazı kâğıtlar imzalattılar, birkaç fotoğraf için poz verdirttiler ve pek çok kez elimi sıktılar.
JT Miller'da iş bile teklif ettiler.
"O kapıldı," dedi Louis beni kenara çekerek. Herkes yavaş yavaş odadan dışarı süzülürken hiç konuşmadan gözlerini bana dikti.
"Evet, sana gelecek olursak," dedim, kızgınmış gibi konuşmaya çalışarak. Hâlâ daha sunumdan dolayı, tartışmadan dolayı, bütün bir günden dolayı sarhoş gibiydim.
Louis'in öpüşme mesafesinde duruyor olması hiç de canımı acıtmıyordu.
"Lütfen hayır deme. Babamın bütün şimşeklerini üzerime çekmiş vaziyetteyim. Seni bu gece arayacak sanırım."
"Gerçekten bana iş mi teklif edecek?"
"Kabul edecek misin?"
Omuz silktim, kendimi sersem gibi
hissediyordum. "Kim bilir? Şu anda yalnızca bunu kutlamak istiyorum.""Orada bir harikaydın." Eğildi ve yanağımdan öptü. "Teşekkür ederim. Haftalardır hiç bu kadar eğlenmemiştim."
"Çıktılar iyiydi, yanılıyor muyum?"
Gözlerimi devirdim. "Evet fakat tek bir önemli hata yapmışsın." Yüzü düştü. "Nasıl?"
"PowerPoint kullanmayı bildiğini itiraf etmişsin."
Gülerek elimdeki bilgisayar çantasını aldı ve arkasındaki sandalyeye bıraktı, hınzır bir şekilde gülümseyerek yavaşça yanıma yaklaştı.
"Ben de patronum için slaytlar hazırlardım. Tabii ki ben de bir zamanlar stajyerdim."
Tüylerim diken diken olmuştu. "Patronun sana sesini yükseltir miydi?"
"Arada sırada." İşaret parmağını kolumun üzerinde gezdirdi. "El yazını eleştirir miydi?"
"Sürekli." Eğildi ve dudaklarımın köşesini öptü.
"Patronun seni öper miydi?"
"Aslında babam her zaman el sıkışmaktan yana olmuştur." Elimi ceketinin altına kaydırıp ona sarılarak güldüm.
"Pekâlâ, artık senin stajyerin değilim."
"Hayır değilsin, artık meslektaşımsın."
Bu kelimeyi duymaktan hoşlanarak mırıldandım.
"Ve sevgilin?"
"Evet." Sesim bu iki heceyle titredi ve "kuş gibi hafiflemek" deyiminin manasını açık bir şekilde anladım. Louis'in kalp atışlarımın hissediyor olduğundan emindim.
Kulağımı ısırdı. "Seni toplantı odasına çıkartmak ve pencereye yaslamak için yeni bahaneler bulmak zorunda kalacağım."
Damarlarımın içindeki kan buharlaşmak
üzereydi. "Yine de beni eve götürmek için bahaneye ihtiyacın yok."Louis yanaklarımı öptü ve dudaklarıma
yumuşak tek bir öpücük kondurdu."Harry?"
"Evet Louis?"
"Bu flört etme durumu iyi ve hoş ama bir
daha beni terk etmeni kaldıramam dediğimde ciddiyim. Bu durum beni neredeyse paramparça etti."Düşündükçe bile kaburgalarım, bütün havayı ciğerlerimde sıkıştırıp dışarı atıyordu.
"Yapabileceğimi sanmıyorum. Ben de bir daha senden ayrı olmak istemiyorum."
"Fakat berbat ettiğimde işleri yoluna
koymam için bana bir şans vermelisin. Bazen bir pislik olduğumu biliyorsun.""Bazen mi?"
Homurdanarak fısıldadı,
"Ve iç çamaşırı yırtıyorum."
Alnına düşen bir tutam saçı ittim. "Ve istifliyorsun. Ürkütücü istifleme kısmını
unutmayalım.""Fakat seni seviyorum," dedi kocaman
gözlerle bana bakarak. "Ve La Perlaüaki
elemanların çoğuyla birbirimize ilk isimlerimizle hitap ediyoruz. Sen yokken kederli bir şekilde pek çok alışveriş yaptım. Ayrıca sağlam kaynaklardan aldığım bilgiye göre en iyi seksi benimle yaptın. Bu durumda umuyorum ki kötü
şeyler dengelenir.""Sattım." Onu kendime çektim. "Buraya gel."
Dudaklarımı dudaklarının üzerinde kaydırdım ve alt dudağında küçük ısırıklar bıraktım. Ceketinin yakalarına sıkıca tutunarak onu döndürdüm ve pencereye yasladım, olabildiğince daha fazla yaklaştım
"Öyleyse artık resmen emrediyorsun."
"Kes sesini ve beni öp," diyerek güldüm.
"Seni seviyorum,"
"Seni seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beautiful Bitch || Larry Stylinson.
FanfictionMerhaba, 22. bölüme kadar Okurdayazar5 kullanıcı hesabından okuyabilirsiniz. hesap kullanılmadığından dolayı yeni hesap açmak zorunda kaldım. Kitabın devamı bu hesaptan paylaşılacaktır. iyi okumalar! -------- Nefreti ve cinsel çekimi aynı anda hiss...