karışıklık

2

"Abi hızlı koşma düşücem şim- ahh kolum!"
"Gökçe iyi misin? Özür dilerim valla düşmezsin diye düşündüm"
"Ay sanırım kolum kırıldı artık eve kadar taşımak zorundasın beni"
"Numara mı yaptın sen"
"Hayır ya bak kolum kırıldı hadi al beni"

Abimin beni kucağına almasıyla kollarımı boynuna doladım.
Rahat yer vallahi. O kadar kası boşuna yapmadı yani taşısın beni canım.

Zaten evin 2 sokak arkasında olduğumuz için hemen eve gelmiştik.

Abimin kucağından inip hızla ayakkabılarımı çıkarttım.
Abimin abur cubur kutusunu alıp afiyetle yemeye başladım.

"Bitirme kızım onları"
"Banane" ağzım dolu olduğu için sesim değişik çıkmıştı.

"Gökçe konuşmamız lazım"
"Ne konu da abi"
"Gerçek ailen seni alabilir biliyorsun değil mi sonuçta daha 18 yaşına girmedin"
"Biliyorum ama gitmek istemiyorum onlarla anlaşsak gitmesem zaten 5 ay sonra 18 olucam"
"Şimdi gelmene izin vermeleri normal hemen gitmen beklenemez zaten ama sonradan alabilirler. Konuşuruz yinede umarım anlaşırız. Şimdi uyumaya hemen eve gelicektik lunaparkta akşam ettik günümüzü."

"Birlikte uyuyalım mı abi"
"Tamam üstünü değiştir gel çabuk"

Elimdeki kutuyu bırakıp odama girdim. Evet odam abimin evinde benim de odam vardı.

Üstümü değiştirip abimin odasına gittim ve yanına yattım. Abime sarılıp uykuya daldım.

.

.

"Hayır abi domatesi çok kalın doğradın kafan kadar oldu"
"Neyi kalın ince işte"
"Of abi bir domatesi kesemedin birde kahvaltıyı ben hazırlıyayım diyorsun."
"Sus kız gayette güzel kestim işte bak" kestiği dilimi göstermek için elini hızlıca sallayınca elindeki koca bir dometes dilimi yüzüne çarptı. Pardon yapıştı.

"Abi!!" Koca bir çığlığı ortaya bıraktım.

Yüzümde ki domatesi elime aldım. Yavaş adımlarla abime yaklaşmaya başladım.

"Ben şimdi sana bunu yedirmez miyim?"

Abimin üstüne atlayınca ikimizde yere düştük. Durmadan elimdeki dilimi abimin ağzıma sokmak için ağzını açmaya çalıştım. Ağzını sıkı sıkı kapamış ve yüzü çok komik hale gelmişti.

Ağzını açmayacağını anlayınca domatesi tişörtünden içeri atıp geri çekildim.

Abim de yerden kalkınca üstündeki tişörtü çıkarttı.

"Uff kaslara bak bee. Abi abim olmasan şu kaslar için sana nikahı basarım he."

"Kardeşim olmasan ben sana mı bakarım cadı"

"Ben gayette güzelim bir kere senin gözlerin bozuksa ben napayım."

Cevap vermeden mutfaktan çıktı abim. Bir kaç dakika sonra üstünde başka bir tişörtle içeri geri girdi.

"Abi kapı çalıyo"
"Duydum"
"Ee baksana"
"Sen bak gökçe"
"Niye ya sen bak"
"Boşver  çalar çalar gider biz kahvaltımızı  edelim."

İkimizde kahvaltıya başlamışken kapı çalmaya devam ediyordu

"Abi kapı çalmaya devam ediyor."
"Aman be"
Mutfaktan çıkıp kapıya gitti abim. Kapıyı açtı birileri konuştu ama sesleri az geldiğinden duymadım. Kapı kapanma sesi gelince abimin geri gelmesini bekledim

"Ee kimmiş?"
"Gerçek ailen salondalar senin için gelmişler"
"Bu kadar erken mi"
"Abicim konuşuruz şimdi istemediğini söylersin olur biter"
"Peki abi"