ludovico einaudi - oltremare
kim seungmin için eve girmek elbette kolay değildi.
birkaç adım ileriye ve geriye atmış, yerinde saymış, bazen de arkasını dönmüştü bir zamanlar eşiğinde heyecanlandığı yerde. derin bir nefes almış, nefesi boğazında takılı kalmış, ciğerlerine ulaşamadan da çıkmıştı dışarı. peşinden gelen arkadaşları güç vermek için dokunmasaydı sırtına, seungmin orada beklemeye devam ederdi.
seungmin, eşikte beklemeye devam ederdi çünkü biricik sevgilisi birazdan kapıyı açacaktı ona.
çok sevdiği sevgilisi, yorgun argın bir şekilde çıkacaktı yatak odasından ve ayaklarını sürüyerek ulaşacaktı kapıya. kapının ardında bekleyen seungmin ise onun sesini duyacak ve gülümseyecekti kendi kendine.
zavallı oğlan.
zavallı oğlan, neden hayal kurmaya devam ediyorsun?
zavallı oğlan, sevgilin parmaklarının arasındaki beyaz kavanozda, neden hâlâ kapıyı açacak diye bekliyorsun?
gençten bir iş arkadaşı dokundu seungmin'in sırtına. böylelikle seungmin ağır bir adım attı, paçaları dahi titriyordu ama.
kim seungmin ağır bir adım attı, hatta düşmüş gibi geçti eşikten. evin içine girer girmez burnuna dolan sevgilisinin tatlı kokusu seungmin'i sanki mümkünmüş gibi daha çok üzdü.
zavallı oğlan.
kim seungmin bir odaya girdiğinde tüm gözler ona dönerdi.
kim seungmin bir odaya girdiğinde öyle bir havayla girerdi ki tüm gözler ona dönerdi, meraklı bakışlar seungmin'in soğuk çehresinde dolanırdı, seungmin bozuntuya vermezdi ancak severdi bu bakışları. bu yüzden girdiği her odada dimdik yürürdü, adım attıkça o hariç herkes titrerdi.
ancak gün gelir ve masalar döner, gün gelir ve çiçekler de artık solar. bazı ağaçlar yapraklarını döker ve seungmin de dökmelidir. seungmin yaşlı bir ağaç gibi eğilmelidir çünkü hayatının aşkı uçup gitmiş.
seungmin biraz eğilmelidir, biraz da titremeli çünkü kollarının arasındaki aşkı uçup gitmiş, ve döndüğünde ondan geriye kalan tek şey kül dolu bir kavanozmuş.
seungmin'in arkadaşları koluna giriyorlar onun. kimisi sırtını okşuyor. bir tanesi elini kucağındaki kavanoza atıyor ancak tutuyor seungmin. sımsıkı tutuyor hayatı buna bağlı gibi.
hayatı buna bağlı değil, anlamıyorsunuz, hayatı orada.
yumuşacık koltuğa bırakıyor kendisini ama diken gibi batıyor koltuk. iğneli bu koltuk, seungmin yalnız oturunca iğneli. büyüsü var bu koltuğun, yalnızca ikisi sarılsın diye yapılmış.
kavanoz kucağında seungmin'in. bırakmayı da düşünmüyor, nasıl bıraksın ki diyor hatta bir arkadaşı.
seungmin odada gözünü gezdiriyor ve sehpanın üstündeki bardak çarpıyor gözüne. biraz su kalmış bardağın dibinde, gitmeden önce içmiş olmalı diye düşünüyor seungmin. ondan geriye kalan ve seungmin'in acı dolu bir şekilde bulduğu ilk şey bir bardak oluyor.
kıyaslayayım mı seni bir yaz günüyle?
sen daha güzel ve ılımlısın ona göre.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sen şimdi bir bulutsun | kim seungmin
Fanfictionkim seungmin'in çok sevdiği kız arkadaşı bir gece ansızın ölür. angst.