Biliyorum, bana kızgınsın.
Hatta benden nefret ediyor bile olabilirsin. Eğer öyleyse, anlarım Jeongguk. Bana belki de beddualar ediyor, arkamdan kötü şeyler söylüyor olabilirsin. Adımı duymaktan bile iğrenir hâle gelmiş olabilirsin, bunları gerçekten anlarım Jeongguk. Umarım ki en yakın zamanda benden nefret bile etmiyor hâle gelirsin. Nefret, aşkla aynı güce sahiptir derler. Umarım yakın bir zamanda bana bu denli tutkuyla beslediğin herhangi bir duygu kalmaz ki, belki de kalmamıştır bile. Bilmiyorum. Uzun zamandır kırıcı kelimeler harici tek bir kelime bile etmedik birbirimize karşı. Ne duygularımız ne de düşüncelerimiz hakkında. Sadece birbirimize bağırıp durduk. Birbirimizden nefret ettiğimizi söyleyip durduk. Devamlı olarak savaştık. Ben hâlâ sana çok aşıktım ama her gün sana nefret kustum. Yalandı hepsi. Ağzımdan çıkan tek bir doğru bile kelime yoktu, sana yemin ederim ki yoktu. Neden bilmiyorum, sadece canını yakmak istedim. Senin de canın benimki kadar yansın istedim. Neden istedim bilmiyorum. İkimizin de yaptığı buydu uzun zamandır. Sadece birbirimizin canını yakmak istemek, ve yakmak.
Bu yüzden ikimizden birimizin gitmesi gerekiyordu.
Koskoca altı yıl. Böyle bitmesini ben de doğru bulmuyorum. Sana görünmeden bütün eşyalarımı toparlayıp seni terketmem doğru değildi, ama yine de gidişimin doğru olduğunu biliyordum. Gitmem gerektiğini uzun zamandır biliyordum ben Jeongguk. Sadece anlamak istemiyordum. Kabullenmek de istemiyordum. Yalan yok, sana ne kadar aşıksam bir o kadar da nefret ettim senden. Aşkımdan yüreğimin büzüldüğü kadar zihnim de defalarca kez nefretimle bulandı. Ama yine de kolay değildi. Hâlâ da değil. Eşyalarımı toparlamak öylece çekip gitmek ve daha nicesi, kolay değildi. Bunları sana yazıyor olmak kolay değil. Hâlâ sana sırılsıklam aşık olmak, kolay değil.
Şimdi diyeceksin, bu kadar aşıksan niye terkettin beni. İsyan edeceksin bana, suçlayıp duracaksın. Edebilirsin, suçlayabilirsin de. Ben bu yükün altında kalmayı göze aldım. Kalabilirim, daha iyi hissedeceksen yapabilirim bunu. Evet, seni terketmek istediğim çok oldu. Kalbim tekrar ve tekrar kırıldığında, gururum tekrardan ayaklarının altında ezildiğinde, bedelini ödetmek istediğim şeyler yaptığında seni terketmeyi çok istedim. Ama hiçbir zaman yapamadım. Ben senin yüzünden parçalara ayrıldıktan sonra bile dermanımı senin göğsünde aradım Jeongguk. İlacımı beni hasta edende aradım, şimdi kulağıma çok aptalca geliyor bütün hepsi.
Hâlâ seni neden terkettiğime anlam veremiyor olabilirsin. Lütfen sadece bir dakikalığına düşün Jeongguk. Birbirimize sarfettiğimiz cümleleri bir düşün. Yıllardır pençesinden çıkamadığımız kavgaları bir düşün. Verdiğimiz ama tutamadığımız sözleri düşün. Kaç defa o yatağa kavgalı girdiğimizi düşün. Hatırla hepsini. Ne kadar toksik bir çift olduğumuzu hatırla. İşte şimdi nedenimi anlıyorsun. Anladığını biliyorum. Bunu kabullenmesi çok zor, aldığım nefeslerin göğüs kafesime batmasına neden oluyor hatta ama beni terketmeyi hiç düşünmedin mi? Kavga sonrasında sen balkonda ben de banyoda sakinleşirken hiç çekip gitmeyi düşünmedin mi? Düşündün biliyorum. Bunu milyonlarca kez düşündüğünü biliyorum hem de. Her kavgamızda arkanı dönüp gitme ihtimalinin daha da arttığını bilmek ve en önemlisi görmek korkunçtu benim için. Bu sefer bitiyor sanırım demek korkunçtu. O cümledeki olasılık bile korkunçtu.
İkimiz de defalarca kez birbirimizi terketmeyi düşündük. Defalarca kez sevsek de defalarca kez de nefret ettik. Bunun düşüncesi çok kırıcı değil mi sence de? Biz birbirimizi terketmek istedik jeongguk, bu senin için de çok kırıcı değil mi?
Benim için öyleydi.
Bu konuma nasıl geldik bilmiyorum. Dürüst olmak gerekirse toz pembe zamanlarımızı bile hatırlayamıyorum artık. O kadar kötü anı biriktirmişiz ki hafızam iyi olanları silmiş sanki.
Yazdıkça daha da dehşete düşüyorum çünkü ilk defa gerçekleri görüyorum sanırım.
Ne oldu bilmiyorum.
Bu hâle nasıl geldik bilmiyorum.Tek bildiğim bu satırlarda ilişkimizin bana yaşattığı zorluklardan bahsedip ağlarken bile, başımı yaslamak için ihtiyacım olan tek şeyin senin omzun oluşu.
Ama bu kötülüğü ikimize de yapmayacağım.
Geri dönmeyeceğim. Henüz gidemedim belki ama dönmeyeceğim Jeongguk. Ölsem bile daha iyi. Yemin ederim ölmeyi tercih ederim tekrardan aynı şeyleri yaşamaktansa. Biraz daha kırılırsam, bu sefer gerçekten parçalara dağılacağım. Sen bile toparlayamayacaksın bu sefer. Ben bile kendimi toparlayamayacağım.Of, neler söylüyorum böyle.
Ne kadar da acınası cümleler kuruyorum değil mi?Ne kadar bağımlıymışım sana aslında.
Bağlı değil, bağımlıymışım. Dikeni olana sarılmazsın, ben neden bu denli sarıp sarmalamışım ki?Kendimi sana çok kaptırmışım. Kalbimi sana yalnızca iyileştir diye değil de, parçalara ayır diye de vermişim sanki. Bu hakkı tanımışım sanırım sana. Bunu neden kabul ettin bilmiyorum. Gerçi ben de senden farksızdım çoğu bakımdan ama, olsun. Yine de neden canımı yakmak istedin bilmiyorum.
Acaba beni hiç sevmedin mi?
Belki defalarca kez duymuşumdur beni sevdiğini, bana aşık olduğunu. Ama hiç hissettim mi, hatırlamıyorum bile. Gerçi, bir keresinde anlamıştım sanırım. Net bir şekilde bu çocuk yanık bana demiştim. Neden dediğimi hatırlayamıyorum. Kocaman bir yanılgıya düşmüş de olabilirim. Bilirsin, benim hayal dünyam maalesef ki çok geniş. Kapılmış olabilirim.
Beni sevdin mi, beni seviyor musun ya da hiç sevmedin mi? Bu sorulara cevap veremiyorum. Aşık olduğunu bu kadar kırar mı ki insan? Kırmak ister mi bilmiyorum. Açıklayamadığım çok bilinmeyen var, bu yüzden de denklemin ucu hep açık kalıyor. Sorularım yerli yerinde, cevaplarım hiçbir zaman yok. Bundan sonra da olmayacaklar.
Beni sev ya da beni terket demiştin bir keresinde.
Hiç unutmuyorum bunu.
Demek ki sen de çok sorgulamışsın benim aşkımı.Ben seni sevdim jeongguk. Kendimi, hislerimi ve duvarlarımı unutacak kadar sevdim. Benliğimi silecek kadar sevdim. Ve ben seni terkettim jeongguk. Kör aşkımı ayaklarımın altına alarak, hıçkıra hıçkıra ağlayarak ve çığlıklar atarak seni terkettim.
Ben seni sevdim ve seni terkettim jeongguk.
Mutlu olur muyum? Bilmiyorum.
Ama umuyorum ki ikimiz de daha az kırılırız.
Sanırım artık yaralarımızı iyileştirmek için yeterli vaktimiz var.
Umuyorum ki, iyi oluruz.Oluruz, değil mi?
•••
♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love me or leave me ✓
Fanfictionrosékook, one shot. Dikeni olana sarılmazsın, ben neden bu kadar sarıp sarmalamışım ki seni?