Oturmuş yarını bekliyordu Yoongi, neredeyse 1000'e kadar saymıştı. Evet oturupta yarını beklemek biraz saçmaydı. Ve son zamanlarda Yoongi çok saçma şeyler yapıyordu.
Ayağına sürtünen siyah kediyi kucağına aldı... "Madem son zamanlarda çok saçma şeyler yapıyorum. Bir kediyle konuşmak bunların yanında minicik kalıcaktır." Dedi Yoongi ve hafifce gülümsedi.
"Sana bir hikaye anlatayım," siyah kediye baktığında dudaklarını tekrar araladı. "Sen çok zenginsin, ama herkes kıyafetin yırtık diye senle dalga geçiyor... Sen çok zenginsin, ama herkes sadece parana bakıyor, işte aptallık ya- "
Yoongi biraz durdu ve kedinin başını okşadı. Kafasında ki düşünceleri toparladığındaysa konuşmaya hazırdı. Ama boğazında ki düğüm buna izin vermiyordu.
"Nasıl söylesem bilemiyorum... Ama işte aptallık ya, olmayan şeyi var ediyor, senin dünyada çöp kadar önemin yok ama zenginsin işte... Öyle bir zenginsin ki sadece bir çift göze bile aşık olabiliyorsun... "
Kedi yoongi'nin kucağına iyice yerleştiğinde uykuya dalmıştı. Yoongi küçük dostunun yavaşça uyuyuşunu izlerken. Artık dünyada değil; O iki çift kahvenin kalbinde yer edinmek istiyordu. Çünkü yoongi o kadar zengindi ki paraya bile ihtiyacı yoktu.
Yaklaşık 3~4 saat sonra beklediği olmuştu Yoongi'nin. Yarına kadar oturmuş ve bugüne gelmişti. Yoongi dünün yarını olmadan uyumayı sevmezdi. Çünkü eğer saat 12 olmadan uyursa kendini dünde sıkışmış gibi hissederdi.
Artık bugün de olduğuna göre tek sığınağı olan uykuya kendini bırakabilirdi. Aslında en korkuncu da uyku değil miydi? Dün ' İyi geceler' diyerek yattığın, insanlara belki de bu gün 'Günaydın' bile diyemeyebilirdin...
Veya gözlerini kapatıp açamazdın... Ama eğer dünyada çöpten bile değersizsen yaşamını bilen olmadığı gibi ölümünü bilende kimse olmayacaktı.
Yoongi gözüne düşen bir kaç yağmur damlasıyla ayağa kalktı, anladığı kadarıyla kedi çoktan gitmişti bile. Sadece arkasında bir kaç tüy ve Yoongi'nin kucağında ağırlığını bırakmıştı.
Tıpkı dünkü olayda ki gibi. O iki çift kahve gözde arkasında zavallı Yoongi'yi ve sözlerinin ağırlığını bırakmıştı.
Yoongi'nin tekrar gözleri doldu, bu sefer sıktığı elini yalnız bıraktı. Ve sessizce ağladı, sessizliğinin altında kalarak.
(12 nisan 2010)
"Neden yağmur vardır ki?" dedi küçük çocuk. Adam meraklı oğluna bakıp gülümsedi. Ve sorduğu soruyu cevapsız bırakmamak için dudaklarını araladı.
"Yağmur bir nevi maskedir." diye mırıldanan babasıyla çocuk kaşlarını çatarak şaşkınca sordu.
"Ne maskesi?"
Adam küçük bir kıkırtıyla devam etti.
"Eğer bir gün çok üzülürsem, benim tek dostum yağmur ve rüzgardır. Rüzgar sırrımı alır götürür, yağmur göz yaşlarımı saklar. Ve yüreğim... Bak işte o beni sadece susturur... "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peut Etre Un Jour ¤ Yoonsoo (Minific )
Short StoryBir gün Yoongi'nin başına hiç beklemediği bir şey gelir... ↳ Yoonsoo ↳ LUCCARALYLA / by Litsa 💎 ↳ 2021