#3

87 10 3
                                    


Aklına gelen anıyla irkildi Yoongi.
Dününde kalmamıştı belki, ama geçmişinden çıkamıyordu. Soğuk rüzgarla birlikte sallanırken simsiyah bir bulut kapladı gökyüzünü. Sanki tüm insanların renklerini karıştırıp güzel bir renk edinmek isteyen tanrı, insanların acılarını hesaba katmamıştı ve simsiyah bir maske giymişti gökyüzü.

Yoongi gökyüzündeki ani değişime anlam vermeye çalışırken, asfalt bir anda soğumaya başladı. Yoongi öldüğünü ve ölüm meleğinin onun ruhunu almaya geldiğini düşünmeye başlamadan önce asfalttan bile daha soğuk , ölüden bile daha ruhsuz bir ses yankılandı Yoongi'nin kulağında...

"Ölmek için çok genç değil misin sence de?"

Yoongi'nin gözleri yuvalarından çıkacak kadar büyüdüğünde aniden önünde beliren siyahimsi varlık onu bir süreliğine dünyadan kopardı. Yoongi bu soruya cevap verebilmek için çıkarabileceği kadar sakin bir sesle konuşmaya çalıştı.

"Sence dünya benim yaşayabileceğim kadar iyi mi?"

Siyahimsi varlık daha doğrusu, Yoongi'nin söylemiyle ölüm meleği simsiyah dişleriyle gülümsedi. Bu bir insanı delirtebilecek kadar çirkin birşeyken Yoongi'de sadece biraz daha ölme isteği canlandırmıştı.

"Yani şu hayatta ölmekten başka dileyebileceğin bir şey yok mu evlat?"

Yoongi daha fazla şaşıramayacağını düşünürken gelen bu soru onu ölüm düşüncesinden bile soyutlamıştı.

"Sanırım... Bu dünyada hatırlanacak kadar önemli biri olmak isterdim. Ve hiç unutulmayacak kadar güçlü."

Ölüm meleği elini yukarı kaldırdı.

"Peki, hep hatırlanıcak kadar önemli. Ve hiç unutulmayacak kadar güçlü olmayı şu hayatta en önemli olan şeyle değiştirir misin?"

Yoongi biraz düşündü bu soruyu anlamamıştı. Bu hayatta sahip olunabilecek en önemli şey paraydı ve bu ona hiç uğramamıştı.

"En önemli şey bende yok, o yüzden değiştirirdim."

Ölüm meleği duraksadı. Yoongi'nin bunu anlamadığını biliyordu.

"Parayla bile satın alamayacakları bir şey var evlat. Ve o'da özgürlük, parayla satın alamayacakları bir şey daha var evlat o'da ruh..."

Yoongi'nin gözleri faltaşı gibi açılırken, belkide hayatının en önemli anılarını bir daha hiç göremeyecekmiş gibi hızla geçti önünden. Ve belkide her zaman yaşadığı ve hiçbir zaman yaşamadığı duyguları aynı şekilde hızla hissetmişti ruhu.

Peki şimdi ne olmuştu? Tanrı onu cennetine kabul etmiş miydi ? Yoksa ona yaşarken ve hiç bir şey hissetmezken mi cehennemi yaşatacaktı?

Peut Etre Un Jour ¤ Yoonsoo (Minific )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin