yirmi bir

781 36 27
                                    

cage the elephant- too late to say goodbye

ic3peak-trrst

Byun Baekhyun gözünü her açtığında dünyanın yanıp küle döndüğünü görmek istedi, sonunda içindeki bu öfkeyle baş edemediğinde ve nefreti kalbini yiyip bitirdiğinde, Byun Baekhyun bir gün parmak uçlarında ateşi hissedilmek için kendini yakmaya karar verdi. Önceleri bu kadar kızgın değildi fakat büyüdükçe o zamanlar her şeyi kabul edişine çok fazla içerledi, en çok da insanlara. Kırıldı sonra, başta kendine. Byun Baekhyun koskoca bir hayatı avuçları arasında tuttuğu kırık ve suskun kalbine bakıp içli içli ağlayarak geçirdi, kalbi ona hiç şarkı söylemedi. Zaten kendi de yaşamaktan hep nefret etti. Cebinde gazı dolu bir çakmak, Byun Baekhyun kendini yakacağı günü bekledi.

Bazen seslenirdi, küçükken, en yakın arkadaşı bellemişti kalbini bu yüzden ona seslenirdi. Avcunu getirip sol göğsüne yaslamak çok hoşuna giderdi, belli belirsiz hissettiği tık tıklar ellerinden beyninin içine kadar akar, Baekhyun'a yaşıyorum dedirtirdi. Kalbine şarkı söylemeyi öğretmeyi denedi, çok hem de. Bir gece yarısı bu yüzden ağlarken ilk tokatını yedi, nedendir bilinmez şarkı söyleyen kalpler olduğunu öğrenmek babasını çok sinirlendirdi. Byun Baekhyun herkesi kendi babası sandı, yetişkinleri hiç sevmedi. O günden sonra da bir daha kalbine seslenmedi, sadece eğer ölecekmiş gibi hissederse, olur da nefes alamazsa, olur da canı çok yanarsa ve buna dayanamazsa, avcunu getirip sol göğsüne yasladı. Bir elini cebinde yanmaya hazır beklerken bir eli tık tıklarını dinledi, Byun Baekhyun yaşamaktan nefret etti ama eli sol göğsünde, hep gülümsedi, kalbi kırık, suskun ve içli içli ağlıyor olsa da.

1985 ağustos, yirmi iki

Park Chanyeol alfa olmamayı dilerdi, türü arasındaki bu ayrımı ve doğurduğu sonuçları idrak ettiği yaştan itibaren her sene doğum günü pastasındaki mumları üflerken içinden bunu söyledi. Lütfen alfa olmayayım. On sekizinde ilk dönüşümünü geçirip kemikleri çıt pıt kırılırken ve poposuna bir kıllı kuyruk eklenirken, karıncaların pıtır pıtır ayak seslerini bile duyabildiğini fark ettiğinde başına geleni çoktan anlamıştı fakat yine de kendi kendine ağlarken söylemeden edemedi, lütfen alfa olmayayım.

On dokuz, yirmi, yirmi bir ve yirmi iki yaşlarındaki dileği ise, babası gibi bir alfa olmak istemediğiyle alakalıydı. Park Chanyeol'u tanıyan kime sorsanız, size onun eşi benzeri olmayan bir alfa olduğunu söylerdi yine de Chanyeol ne zaman aynaya baksa doğduğundan beri göz bebeklerinde, babasının gölgesinden çekindi. Zaten onun babasından herkes çekinirdi, bir tek Baekhyun doğrudan gözlerine bakarak konuşur, onu da babası ciddiye almaz yanından güler geçerdi. Tüm bu karmaşanın sebebinin bal gözlü, ne zaman görse tir tir titreyerek hastalıklı gibi oradan oraya koşan sıska oğlanın başının altından çıktığını öğrenmeden önce, Chanyeol, babasının çoktan ölmüş olmasını umdu.

Chanyeol eğer babasının oğlu olmasaydı askerler onun yüzüne şöyle bir bakıp geçmeyecek, dün gece belediye binasını kundaklayan asilerden olduğuna bir ihtimal verebilecek ve sürükleyip götürdükleri insanların arasına onu da katacaklardı. Fakat Chanyeol, Park sürüsünün gelecekteki alfası ve maalesef ki hükümet başkanının sağ kolu orgeneral Park Deok Su'nun en büyük oğluydu. Tüm bu sıfatlara sahip olmasaydı belki de gözünü ve genzini yakan, nefes almasını zorlaştıran bu dumanın içinde arkadaşlarını ve Baekhyun'u kaybetmeyecek, onlarla birlikte sorguya alınacaktı. Onun yerine koluna kibarca uzanıldı ve askerlerden biri eline gaz maskesi tutuşturmaya çalışırken onu babasının yanına götürmek için görevlendirildiğini söyledi.

Chanyeol eğer babasının oğlu olmasaydı, 1985 yazında sevdiği oğlan, babasının emriyle meydanda kurşuna dizilirken onunla el ele can verirdi.

22 | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin