Hızla içeri girip gördüğü ilk rahibe tutundu.
"Yalvarırım lütfen söyleyin nerede o?"
"Kimden bahsediyorsun?"
"Jeongin, Yang Jeongin."
"Dün kilisenin arkasında ki mezarlığa gömüldü. Tanrı-"
Cümlesinin bitmesine izin vermeden yeniden dışarı çıktı. Kilisenin etrafını hızla dolanıp mezarlığa girdi. Daha yeni kapatılmış olan nemli toprak gözüne çarpınca o tarafa koşup dizleri üstüne kendini bıraktı.
"Prensesim!"
Bütün gücü ile haykırıp hıçkırıklarının nefesinin kesmesini izin verdi.
"Lütfen, lütfen geri dön bana. Seni seviyorum prensesim, kim kıydı canına lütfen geri dön prensesim sensiz yaşayamam ben."
Yeni başlayan yağmur ile tenine işgal eden damlalar saçları arasına karışıp oradan da kayıp toprağa düşüyordu.
Avuçları arasında ki toprağı sıkıp bedenini üstüne bıraktı. Yaşadığı acının hiçbir tarifi yoktu.
"Kim bilir ne rüyalar, ne rüyalar,
Görüyo'sundur o mezarlıkta.
Sevgili prensesim, üşüme al beni yanına al.
Sarılabilsem sana, gelsen bana,
Başaramam, sensiz yaşayamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Princess 'Jeongchan
Fanfiction"Kim bilir ne rüyalar, ne rüyalar, Görüyorsundur o mezarlıkta." [Minific]