Parastin | Taekook

Yedi

Keyifli okumalar dilerim. シ

Yaşamımın çoğunu hırs yaparak geçirmiştim. Çocukken istediğim oyuncaklara sahip olmam için öncelikle babamın gözüne girmeye çabalardım ki babam aslında istediğimi söylesem ikiletmeden alırdı. Yine de istediğim şeyler için öncelikle çaba göstermeliydim.

Hırs yaptığım diğer şeylerden biri ise üniversitede okuduğum bölümdü. Tıp okumak istediğimi ilk söylediğimde akrabalarım gülmüş, alay etmişlerdi. 'Sen mi tıp okuyacaksın?' diyerek tüm hevesimi söndürmeye çalışmış nitekim bazı zamanlar kendime olan güvenimin tükenmesine de sebep olmuşlardı ama daha sonra tüm özgüvenimi toparlamamı gerektiren şeylerle karşı karşıya gelmiştim.

Maddi açıdan hiç sıkıntı çekmemiştim. Tabii, her istediğimi anında alacak kadar paraya da sahip olmamıştık hiçbir zaman ama bu durum beni üzmemişti. Aksine hep hırslanırdım. İlk telefonumu almak istediğim zaman babamla fiyatı uygun bir şeyler bakmaya çalışırdık. İnat ettim, bir şekilde kendi paramı kazandım ve en lüks telefonu aldım.

Her şey gayet güzel gidiyordu ve bu yüzden kötü bir şeyler yaşanmasa çok şaşırırdım. Uzun bir süredir annemin baş dönmeleri artmıştı. Sıklıkla midesi bulanıyor ve denge konusunda problemler yaşıyordu. Annem, hastaneye gitmeyi hiç sevmezdi bu yüzden onu bir doktora görünmesi konusunda ikna etmek bizi çok zorlamıştı. En sonunda kabul ettirdiğimizde ise biraz geç kaldığımızı öğrenmiştik. Annemin beyninde beklemediğimiz kadar büyüyen bir tümör vardı.

Öğrendiğimiz ilk gün annem kendini suçladı. Daha erken gelmediği için çokça üzüldü. Babam öylesine yıkıldı ki o gün annemi eve bıraktıktan sonra tek kelime etmeden çıktı gitti. Geri döndüğünde güneş perdenin aralık kalan kısmından tüm gece uyku uyumadığım için şişen gözlerime vuruyordu. Üstü başı dağınık, içtiğini belli edecek kadar alkol kokarak gelmişti. Kafasını dağıtmak için amcam ile beraber vakit geçirdiklerini söylemişti. Sonrasında onu duş alması için banyoya kadar götürdüm. Yaklaşık on dakika sonra içeri geldiğinde ise bir fincan şekersiz kahveyi önüne bıraktım. Annem uyurken sessizce konuştuk. Bir çocuk olarak babamı toparlamanın bana düşeceğini asla tahmin etmezdim ancak öyle olmuştu.

Tüm bunların yaşandığı sene benim üniversite sınavına hazırlandığım seneydi aynı zamanda. Babama hayalimi söylediğimde, hiç beklemediğim desteği vermişti. İhtiyacım olduğu her an test kitaplarını önüme dizerdi. Aynı dönem annemin tümörü çok tehlikeli bir yerde olduğu için ameliyatının zor geçeceğini öğrenmiştik. Yüklü miktarda paraya ihtiyacımız vardı. Şansımıza babam çalıştığı yerde bir terfi kazandığı için maaşı artmıştı ancak yine de yeterli olmuyordu. Bu yüzden ben de iş aramaya başlamıştım ancak çalışmak için çok ısrar etmeme rağmen babam asla izin vermemiş ve okumam konusunda diretmişti. Sözünü dinledim ve tüm herkesin lafını ağzına tıkıp anne babamı gururlandırarak en iyi üniversitelerden birinde tıp kazandım.

Doğruyu söylemek gerekirse sınavdan çıktıktan sonra bu sonucu kendimden asla beklemiyordum. Ümidim yoktu. Sonuçlarımı görünce gözlerim fal taşı gibi açılmıştı ve başarmıştım işte.

Tercihleri yaptığımız o yaz beklediğimden yüksek maaşlı bir işe girdim. Kazandığım tüm parayı kenara koyduğumda babamın biriktirmesi ve bazı akrabalardan gelen yardımların sayesinde gereken paranın yarısını toplamıştık ancak tam her şeyin gayet tıkırında gittiğini düşünürken pat diye babamın çalıştığı şirket iflas etmişti. Böylece babam işsiz kaldı. Ne kadar arasa bile bir türlü iş bulamıyordu. O sırada okulum başlamış, derslerde kullanacağımız kitapları almak için bir sürü masraf çıkmıştı başımıza. Okulu dondurmak istedim. Babam öylesine kızdı ki bu düşüncemi bir daha hiçbir yerde sunmadım ancak yazın kazandığım paralar okul masrafıma giderken katettiğimiz yolu gerisin geri yürümek gerçekten tüm moralimi alt üst ediyordu.