"Orada sadece bizim gibi düşünce okuyanlar yok. Bazıları görünmez olabiliyor, bazıları uçabiliyor, bazıları vampir, bazıları kurtadam, bazılarıysa psişik güçlere sahip. Her çeşit insan var. Gittiğinde anlarsın."
"Ne yani bizden bir kaç tane daha mı var?" diye soruyorum.
"Özel olduğunu mu sanıyordun? Kimse özel değildir."
"Şu bahsettiğin yere nereden gidiyoruz acaba?" Olabildiğince kısa kesmeye çalışıyorum ki hemen bitsin.
"Beni takip et." diyerek yürümeye başlıyor. Peşinden gidiyorum.
Oraya gittiğim zaman neler yapacağım? Direkt ortamla kaynaşamam. Ya başaramazsam? Oraya gitmeyi başaramazsam ? Bu düşünceyi kafamdan kovuyorum ve olabildiğince yapmaya odaklanıyorum.
Biraz fazla yürümüş olacağız ki yorulduğumu ve dalağımın şiştiğini hissediyorum.
"Fırat!" diyorum cılız bir sesle. Anında bana dönüyor ama en ufak bir ses vermiyor.
"Biraz otursak mı? Yoruldum." diyorum. Ters bir bakış atıyor ve olmayacağını anlıyorum.
Onun bana karışma hakkının olmadığını düşünerek kenarda gördüğüm ilk boş banklardan birine oturmayı planlıyorum.
Hala yürüyoruz ama bir tane bile bank göremiyorum.Oysa buradan daha önce onlarca kere geçmişliğim var ve bu sokağın hep banklarla dolu olduğuna eminim.
Bir duvar kenarına geçip oturuyorum. Elimle "bir" işareti yapıp hızlı nefes alışverişlerimi düzene sokmaya çalışıyorum.
Tam bunu yaparken boşlukta olduğumu hissediyorum. Gözlerim kapanıyor ama tekrar açamıyorum. Zorlasam dahi bunu yapamıyorum. Aşağı düşüyorum bunu hissediyorum.
-
Gözlerimi açtığımda etrafımda tanımadığım yüzler var. Hepsi birbirinden bağımsız kıyafetler giymiş. Kimi simsiyah, kimi rengarenk. Kendimi toparlayıp ayağı kalkıyorum. Gözlerim Fırat'ı arıyor, fakat bulamıyorum. İlk gördüğüm kişiye nerede olduğumuzu soruyorum ama o bana anlamayan gözlerle bakıp uzaklaşıyor.
Bir kaç adım atıyorum etrafımdakiler konuşuyor fakat dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum. Farklı bir dil konuşuyorlar.
Buradan nasıl döneceğim? Neredeyim? Nasıl buraya geldim?
Hiçbir şey bilmiyorum.
Korkuyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dilek Diledim
FantasyBugün doğum günüm. 8 yaşıma basıyorum. Dünyanın en güzel günü benim için. İstediğim dileği dileyebilirim. Kimseye bağlı kalmadan yapabileceğim tek kararı bugün veriyorum. Yaşadığımız bölgede her çocuk 8 yaşına girerken tuttuğu dileği küçük bir kağı...