giriş bölümü

99 13 25
                                    

Jinyoung önünde durduğu büyük tuvale bakıp iç çekti. Uzun parmaklarıyla tuttuğu fırçaya korkmadan yön veriyordu. Gözlerinin önündeki alışagelmiş görüntüyü çizerken sanki bu insanların yüzünü daha önce düzinelerce kez çizmiş gibi hissetti. Hepsi aynı giyinirdi. Fazla mücevher ve gereksiz kabarık elbiseler. Sert bakışlar ve altın rengi kol düğmeleri. Jinyoung içleri boş birer heykele bakıyor gibi hissederdi ne zaman onlara baksa. Öyle de davranırdı. Hiçbir müşterisinin onda özel bir yeri olmazdı. Sanatı karşılığında para sunan herkes aptalın tekiydi onun için. Sanatı parayla satın alabileceklerini sanan aptallar. Kendi yüzlerini aynada her gün görmüyormuş gibi bir de yağlı boyayla replikasını yaptırıp salonlarının baş köşesinde altında onun imzasının bulunduğunu bile bile almak onlar için küçük düşürücü değil miydi? Jinyoung için insanları çizmek sıkıntı değildi. Bir kere bile görse o kişinin portresini çok düzgün bir şekilde çizebilirdi. Bunun için sarf ettiği efor insanların dişlerini fırçalamak ya da kahvaltı etmek için sarf ettikleri eforla aynıydı. Ama onlar bunun için para almıyordu. Tam tersine, çok değerli hazinelerinden kayıp yaşıyorlardı. Bu parasıyla her şeyi satın alabilecek insan ordusunun yapamayacağı bir şeyi yaptığı için özel sayılması ve onları paralarını alarak kandırması adil miydi?

İçeriye esen hafif rüzgar zaten uzun süredir hareketsiz duran birkaç kişiyi esnetti. Jinyoung onların esneyen yüzüne bakmadı. Gözlerini tuvalde tuttu. Biraz daha boya alırken aklından geçen melodi onu meşgul ediyordu. Son fırça darbesini vurduğunda derin bir nefes aldı ve onu uzun süredir bekleyen aileye başıyla selam verdi. İnsanlar rahatlıkla nefes verip oturdukları yerden kalktılar ve hepsi birkaç saniyelerin gerinmeye ayırdı. Jinyoung şaheser olarak görecekleri şeye birkaç saniye anlamsızca baktı ve kendi kendine düşündü.

Tam bir para tuzağı. Yalandan mutluluklarını çerçevelemek isteyen bir düzine insanı tuvale geçirdim ve şimdi alacağım şu paraya bak... Doğa ve gökyüzü kimsenin umrunda değil. Sefil bir insanda bu kadar ilgi çekici ne olabilir ki? Kendilerini neden bu kadar seviyorlar? Eksik olan yönlerini görmezden gelmek daha kolay? Benim için değil...kimse benim gibi değil. Kimse benim gibi olamayacak.

Yalandan bir gülümsemeyle tuvali izleyen adama döndü ve cevabını bildiği soruyu sordu. "Beğendiniz mi?" Gözleri bir saniyeliğine alev saçsa da tekrardan yalandan gülümsemesine döndü. Beğenmeyecek bir şey yoktu. Tabi ki beğenecekti. Cevap vermek için fazladan birkaç saniye düşünmek onun lanet beyninin ne kadar yavaş çalıştığına dair bir kanı- "Bayıldım Bay Park. Siz...gerçekten eşi benzeri olmayan bir ressamsınız." Jinyoung başıyla selam verdi ve dudaklarını birbirine bastırıp tabloya döndü. "Evet..." Mırıldandı. "Öyleyim."

~

Bu benim hayallerimi susluyordu bayadir artik sizinkileri suslesin

museHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin