"bir ölü takıntısı vakası"

260 39 12
                                    

1922 yılının Aralık ayı Seul'da sert geçiyordu. Halk evlerine çekilirken dışarıda olanlar üstlerine bütçelerinin yettiği kadarıyla kalın kıyafetler almışlardı.

Oğlan çocuğu elinde heyecanla tuttuğu sahte ametis taşına sık sık aralıklarla bakıyordu. Annesi ona gülerek bakarken ana caddede ilerliyorlardı. Sevdiği bir dedektifin asla boynundan çıkarmadığı bu taşın orjinalini alması için durumu yetmiyordu elbette ama çocuk yine memnundu. Bir baskı evinin önünden geçerken cama yapıştırılmış olan gazate ile durdu. "Anne bak! Dedektif yine bir olay çözmüş"

Kadın gazatede göz gezdirirken ardından endişeyle oğluna döndü. "Ama hayatım içeriği yaşın için uygun değil" Oğlan çocuğu hızlıca gözlerini gezdirdi. "Büyüdüğümde onun gibi olmak istiyorum anne, bütün dünya beni tanımalı! Böylece çok paramız olur..." Oğlan heyecanla annesine dönerken gözleri parıldıyordu. "Sana bir ev alırdım"

Annesi gülümserken onların arkasında kalan bir kafede kahve içen iki erkek yaşlı kardeşler gazeteye baktılar. "Dedektif Jennie Kim yine bir dava çözmüş abi, artık onun için çocuk oyuncağı olmalı"

Büyük kardeş yerinde kıpırdanırken piposundan bir duman aldı. "Gerçekten harika ve asil bir kadın"

Küçük kardeş onu başıyla onaylarken gazetenin sayfasını çevirdi. Bir sokak arkada kalan devlet bankasından çıkan genç asil az ötesinde duran bir kadın grubuna selam vererek faytonuna doğru ilerledi. Kahyası onun için kapısını açarken kadın grubunun arasından sıyrılan yabancı bir yüzde gözleri takılı kaldı. Genç kız asile kısa bir bakış attıktan sonra arkadaşı ile konuşmaya devam ederken genç asil kahyasına döndü.

Kahyası için bir emre gerek yoktu. Başını eğerek onu onayladığını gösterdi ve asil faytonuna bindi.

Şehrin dışında kalan ormanlık alanın içindeki tamamen siyah rengi ile kaplı malikane için sessiz bir gündü. Dedektif şöminenin yanında otururken çayını yudumluyordu. Diğer davasının ardından biraz kendine vakit ayırmak istemiş ve yarım bıraktığı kitaplarına geri dönmüştü. Kapının tıklatılması kulak ardı etti içeri giren kahyası onun sabah isteği ile yapılan elmalı turtayı koltuğun yanındaki sehpaya çayının yanına koydu.

"Leydim bir telgraf geldi..."

Dedektif Jennie Kim kitabını kapatırken gözlerinide kapattı. Burnunun direğini sıkarken ardından baygın bakışları ile kahyası Min Yoon Gi'ye döndü. "Ciddi olamazsın..." Jennie derin bir nefes alırken başını geriye doğru yaslayıp eli ile konuşması için işaretini verdi. "Geçen haftada haberini verdikleri kayıp kişiler hakkında, bu sefer 19 yaşında bir kız kaybolmuş ve başkan bu konuya göz atmanızı istiyor"

Jennie tek gözünü açarken ona boş gözleri ile baktı. "Kayıp davasını bile çözemeyen polisleri neden bünyesinde bulunduruyor devlet, bunu bu aralar çok fazla düşünüyorum Yoon Gi"

Yoon Gi elini kalbine koyarken hafifçe onun önünde eğildi. "Mino'nun yanına gitmemi ister misiniz leydim?" Dedektif omuz silkerken kapattığı kitabını yeniden açtı. "Akşam yemeğini hazırladığına emin ol yeter, istediğini yapabilirsin"

Yoon Gi gülümseyerek onu onayladı ve odadan çıktı.

"Kayıp kızlar ha?..." Jennie kitabını sehpaya bırakırken ardından yanında olan gazateyi aldı. Son sayfayı açarken köşeden gördüğü kayıp ilanlarına göz attı.

Güzel kızlarmış

Jennie dudaklarını büzerken sağa sola hareket ettirdi.

Dudaklarında bir sırıtma oluşurken gazeteyi yere bıraktı ve ardından kitabını yeniden aldı. "Yan yana dizili bakireler ve onların birbirlerini andıran sülietleri...eli kanlı adamın nefreti ile son nefeslerini verirken birinin onları kurtarmalarını beklediler..."

JKTDOS : ❝ the lover of dead bodys case ❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin