🍂Yeniden Başlangıç🍂

694 18 4
                                    

"Onur fazla halsiz görünüyorsun. Bir sorun mu var? Hasta mısın yoksa?"

Başımı kaldırıp Serdara baktım. Cevap vermek istemiyordum o yüzden başımı tekrardan kolumun üstüne koydum. Serdarın sıkıntı ile çektiği nefes sesi gelmişti. Anlıyorum benim için telaşlanıyordu ama söylüyemezdim dün yaşadıklarımı.

'acıyor ah-'

'kes sesini ah- adımı inle'

Aklıma düşen anılarla kafamı iki yana salladım. Ağlamamak için zor duruyordum. Arkam ağrıyordu ve lavaboya çıkamıyordum. Lavaboya gittiğimde ise kan geliyordu. Saçlarımın arasında hissettiğim el ile hafif irkilmiştim ama bunun Serdar olduğunu biliyordum.

"Onur bugün çalışma eve git. Ben senin için patron ile konuşurum"

Demişti. Bir anlığına düşündüm, eve gidersem yine aynı şeyleri yaşayacaktım. Yutkundum ve acılarıma rağmen oturduğum yerden kalktım ve;

"Sağ ol Serdar ama gerek yok. Üşütmüşüm galiba"

Diyip yanından ayrıldım. Bu hayattaki en büyük yaram ailemdi. Herkes mutluluk ile anısını anlatırken ben ise sesizce dinler, bazı zamanlar dolu gözlerle bakardım yüzlerinde ki o mutlu ifadeye. Tanrı bana acımış olacak ki kafe de müşteri yoktu. Öylece boş boş oturuyorken siyah mercedes bir arabanın kafenin önüne park ettiğini görmüştüm.

Derin bir nefes alıp verdim ve kafamı kolumun üstüne koydum. Yorgundum, hissizdim, kendimi kötü hissediyordum, canım acıyordu, ölmek istiyordum

Elleri yavaşça kasıklara iniyordu...

Hayat neden bana bu kadar acımasızdı? Kendim istemedim. Kendim asla istemedim! Neden ben? Neden böyle oldu? Neden ben en çok acı çeken kişi oldum?

Bedenim ileri geriye gidiyordu, uzuvlarımda ki acı...

"Onur kalk!"

Patronun sesi ile irkilince gözlerimi hızla koluma silip ayağa kalktım. Korku ile patrona bakarken patron Necmi bey yanıma geldi ve kızgın bir şekilde bana bakmaya başladı. Gözlerinde ki ateşi bir tek ben görüyordum.

"Seni son kez uyarıyorum! Bir daha oturduğubu, iş yapmadığını, uyuduğunu görürsem seni işten kovarım!"

Diye tehdit etmişti. Başımı hızlıca tamam anlamında salladım ve masanın arkasına geçtim. İşim boyunca ne uyumuş, ne de çok fazla oturmuştum. Patronumuz fazla gadar biriydi. Bilerek paraya ihtiyacı olan kişileri seçiyordu. Böylelikle bizleri tehdit ederek her istediğini yaptırıyordu. Masanın arkasında bir şeylerle ilgileniyormuş gibi yaparken, hafif kafamı kaldırdım ve patron burda mı diye baktım.

Burda değildi ama bir müşteri vardı. Siyah gömlek, siyah pantolon, siyah kundura ayakabası ve siyah kabanı ile duran bir müşteriydi. Gözlerim ile adama bakarken bir yerden tanıdığımı fark ettim. Ben çıkarmaya çalışırken adamda gözlerini üstüme dikmiş öylece bana bakıyordu. Bakışlarını fark ettiğimde hemen gözlerimi kaçırdım ve masasına doğru ilerledim.

"Hoşgeldiniz efendim, ne alırdınız?"

Not defterine bakarken ses gelmediğini fark ettiğmde kafamı kaldırdım ve adama baktım. Elini çenesinin altına koymuş bir şeyleri düşünüyor gibi duruyordu. Bir anda gözleri parladı ve ellerime baktı. Acaba elimde bir şey mi var? Diye düşündüm bir an.

"Sade kahve"

Not defterine istediği kahveyi yazıp arkamı döndüm ve Serdara doğru ilerledim. Serdar yerleri siliyordu hafif kızdırmak istedim ama yapacak halim yoktu. Serdarın yanına vardığımda notu uzattım ve;

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 07, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şeyta'nın Küçük Oyuncağı [Gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin