last

2.4K 168 53
                                    

son bölüm. 🥺

Uzun zamandır Taehyung ile konuşamıyorduk. Sürekli bir işi oluyor, mesajlarıma cevap vermiyor ve buluşmaları erteliyordu. Bugün ise doğum günümdü. O tüm bunları es geçmiş kutlamayı bile çok görmüş ve çok ciddi bir şekilde benimle buluşmak istemiş, konuşacakları olduğunu söylemişti.

Aklımdan binlerce senaryo geçiyordu. Jisoo, her ilişkide böyle anların olduğundan bahsetse de bizim ilişkimiz daha yeni bir ilişkiydi ve bu dönem için fazla erkendi.

Taehyung benden hevesini almış, vaktini geçirmiş şimdi ise başkasını seviyordu. Bu buluşmanın sonu ayrılıkla bitecekti. Olan bana olacaktı.

Kendimi salak gibi onun sevgisine inandırmıştım, ve hala pişman değildim. İçten içe kendimi başka sebepler bulmak için zorluyor, ayrılmayacağına inandırmaya çalışıyordum.

Bu ayrılığı kaldıramazdım. Bugünde kaldıramazdım.

Evden çok basit bir şekilde çıkmıştım. Siyah crop, siyah şortumu üstüme geçirmiş makyajımı kırmızı rujla sınırlı tutmuştum.

Ayrılırken de güzel olmalıydım.

Attığı konuma doğru ilerlerken kendimi bir yandan teselli ediyor bir yandan da öyle bir şey olmayacağına inandırmaya çalışıyordum.

Önümde çıkan beyaz, büyük, tek katlı evle kaşlarımı çattım. Burası da neydi böyle? Girişinden geçip, aralık olan kapıdan içeri geçtim. Uzun boş koridorun sonunda iki tane kapı vardı. Ne yapacağımı bilemeyerek bir süre boş boş baktıktan sonra bir yanlışlık olabilmiş ihtimaliyle Taehyung'u aradım.

"Alo. Geldin mi?" Boğuk, kalın sesi kulağımı doldurduğunda bir anlığına duraksadım. Özlemiştim. Gözlerim benden bağımsız dolarken dudaklarıma dişlerimi geçirdim.

"Jennie, orda mısın?" Boğazımı temizleyip, konuştum. "Burdayım da attığın konumun doğru olduğundan, emin misin? Burası daha çok adam öldürülecek bir yere benziyor."

"Doğru yerdesin o zaman. İçeri girdin mi?" Görmese de başımı sallayıp, onu onayladım. "Evet, içerdeyim."

"Tamam koridorun sonundaki iki tane oda var. Sen sağdaki odaya geç." Telefonu suratına kapatıp, ofladım. Beni öyle bir yere çağırmıştı ki ağlayarak nasıl dönecektim bilmiyordum.

Dairenin kapısını araladığımda içerisi fazla karanlıktı. Elimi ışığın düğmesini bulmak için yana attığımda başka bir elin varlığını hissettim. Korkuyla bağıracakken o el beni sardı ve kendine doğru yasladı. "Sshh, benim güzelim. Korkma."

"Taehyung... ne yapıyorsun?"

"Göreceksin birazdan. Şimdi gözlerini kapat, tamam mı? Açmak yok." Anlamayarak kaşlarımı çattım ve sordum. "Ne oluyor ya?"

"Jennie, hadi güzelim, bir kere de dediğimi yap."

Oflayıp, gözlerimi kapattığımda beni daha çok kendisine yaslamış bir bütün haline gelmemizi sağlamıştı. Gelen seslerden ışığı açtığını anladım. "Dikkatlice ilerle şimdi."

"Bak, tut beni. Düşersem öldürürüm seni."

"Düşmezsin yürü hadi." Onun desteğiyle yürürken verdiği talimatlara uyuyordum. "Şimdi dur burda. Bekle."

Dediği gibi durdum ve beklemeye başladım. Biraz süre geçtiğinde tekrardan ve tekrardan ofladım. "Taehyung, hadi sıkılıyorum."

"İki dakika bekle ya."

youth love | taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin