pilot

1.4K 85 222
                                    


"Sanırım ondan hoşlanıyorum."


Sirius'un zihninde yankılanan cümle, onu etrafındaki konuşmaları dinlemekten alıkoyuyordu. Remus'un sesinden aynı sözcükleri tekrar tekrar duyuyor ve her defasında kalbinin biraz daha kırılmasını engelleyemiyordu.


Kahvaltı vaktiydi. Dört arkadaş Gryffindor masasında oturmuş tatlı sonrası sohbet ediyorken, salonu terk eden kalabalığın içinden yanlarına bir kız gelmişti. Sirius kızı tanıyordu, Gryffindor alt sınıflarından Katelyn adında biriydi. Güzel ve nazik bir kızdı. Geldiğinde yanlarına oturmamış, sadece Remus'a tatlı bir şekilde gülümseyerek teşekkür etmiş ve arkadaşlarıyla beraber uzaklaşmıştı. Remus kızın arkasından bakıp sonra arkadaşlarına dönerek, "Sanırım ondan hoşlanıyorum," demişti. Remus Lupin'in, yani en yakın arkadaşı ve gizli aşkının, hoşlandığı biri vardı.


Sirius, içinde dünyanın başına yıkıldığını hissederken bile duygularını dışarı yansıtmamak için büyük çaba sarf ediyordu. Bunun bir gün başına geleceğini elbet biliyordu ancak henüz hazır değildi. Yıllar boyunca Remus'un bir defa bile birinden hoşlandığını söylediğine şahit olmamıştı. Şimdiyse karşısında gayet rahat bir tavırla Katelyn'den hoşlandığını söylüyordu. Yumruklarını sıkıp arkadaşlarına tek kelime etmeden masadan kalktı, iştahı kaçmıştı.


Adımları onu avluya götürdü, o da bir köşeye oturdu. Dışarıda çok az insan vardı. Sırtını taş duvara yaslayıp başını göğe kaldırdığı sırada muhtemelen bunca zamandır peşinden gelmekte olan kişiyi yeni fark etmişti. Sarışın bir Slytherin, dibinde dikiliyor ve ona tepeden bakıyordu. Sirius onu tanıyordu, kendisinin bir alt sınıfı olan Dave Jordan'dı bu. Neredeyse hiç konuşmuşlukları yoktu, sadece kardeşi Regulus ile arkadaş olduğunu biliyordu. Daha önce kendisine bir zararı dokunmamış olsa da Sirius ona ters bir bakış attı. "Ne istiyorsun," diye sordu. Merak ettiğinden değildi, aslında sadece defolup gitmesini isterdi çünkü şu an tek istediği yalnız kalmaktı.


"Konuşmak istiyorum."


Çocuğun gayet rahat bir tavırla konuşup, Sirius'un cevabını bile beklemeden yanına oturması onu şaşırttı. Aynı zamanda da sinirini bozmuştu, çünkü sonuçta o bir Slytherin'di ve Sirius Black, Slytherinlerle iyi geçinmezdi. Onu yeniden terslemek üzereyken Jordan elini kaldırdı ve sanki terslenmek üzere olduğunu anlamış gibi durmasını işaret etti. "Çok kısa konuşacağım. Sadece dinle," dedi ve devam etmeden önce derin bir nefes aldı. Bu durum, Sirius'a o kadar garip geliyordu ki tepki dahi verememişti. Bir yandan da içini endişe kaplamaya başladı, Regulus'a bir şey olmuş olabilir mi diye düşünürken az önce Remus ile yaşananları bile unutmuştu. Dave Jordan yüzüne hüzünlü bir gülümseme yerleştirdikten sonra söze başladı. "Az önce masadaki konuşmalara yanlışlıkla kulak misafiri oldum ve um.. Demek istediğim, senin hâlâ bir şansın olabilir. Sadece çok geç olmadan harekete geçmelisin."


"Neden bahsediyorsun?" Sirius, çocuğun yüzündeki garip ifadeyi çözmeye çalışırken kendi yüzünde de benzer gariplikte bir ifade belirmişti.


"Onu tamamen kaybetmeden önce cesur olup sen bir adım atmalısın diyorum. Hepsi bu ve.. nasıl anladığımı sorgulama."


Dave Jordan, hem gergin hem de üzgün görünüyordu. Sözlerini tamamladığı gibi ayağa kalkıp hızla uzaklaştığında Sirius arkasından bakakaldı. Biri ona dondurma büyüsü yapmış sanabilirdiniz. Şaşkınlıktan ve duyduğu şeyleri sindirmeye çalışmaktan hareket etmeyi unutmuştu. Hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediği biri, onun Remus hakkındaki hislerini biliyor olamazdı. Yani, nasıl bilebilirdi ki? Yıllar boyunca bir kez olsun belli etmemişken rastgele biri bunun farkına nasıl varabilirdi? Sorular aklını kurcalarken zamanın nasıl geçtiğini bile fark etmemiş, bir sonraki ders saati geldiği hâlde hâlâ dışarıda aylaklık ettiği konusunda onu azarlayan McGonagall'ı duyana kadar da orada oturmaya devam etmişti.

wish upon a star | wolfstarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin