🎶 Souffrance
***
"Filipus!"
Yakup'un uyarıcı ve hiddetli ses tonu kulaklarımda çınlıyor.
Filipus onu dikkate almıyor. Kyungsoo ağır ağır dönüyor arkasını. Olduğum yerde kalakalıyorum. Buz kesiyorum. Fakat benim aksime Kyungsoo oldukça sakin hareket ediyor. Sanki namlunun ucu ona değil de bir başkasına bakıyor gibi. Sessiz, sakin.
Mathias oturduğu yerden şaşkın bir ses tonuyla "Bu saçmalık da ne?" diye soruyor.
"Olayları açıklığa kavuşturalım o halde." diyor Filipus, Mathias'ın sorusuna yanıt vermek için. "Dadıyı ben öldürdüm. Simun da beni korumak istedi..."
"Hayır," diyor Simun öne atılarak. "Ben de yardım ettim. Suçu tek başına üzerine alma!"
Filipus ona tebessüm ediyor. "Endişelenme, bana hiçbir şey olmayacak."
Tomas felaket bir şaşkınlıkla, sanki hayatının en kötü gecesinin bu gece olduğu yüzünden okunur bir ifadeyle Simun ve Filipus arasında bakışlarıyla mekik dokuyor. "Ne diyorsunuz siz?!"
"Kyungsoo bizim için açıklayacaktır, çoktan her şeyi çözmüş olmalı. Ne de olsa o akıllı bir çocuk." diyor Filipus gülerek. Kyungsoo namlunun arkasındaki simaya bakıyor. Kaşları hafif çatık. "Ne yazık ki aldatıldınız Bay Tomas. Eşinizin Bay Filipus ile bir ilişkisi var gibi görünüyor..."
Tomas duydukları karşısında hırslandı, köpürdü. Beyninden vurulmuşa dönmüş bir şekilde bakıyordu karşısında duran kadına. Bu durumu erkeklik gururuna yediremediği her halinden belliydi. Bir şok dalgasıyla sarsıldı adamın yaşlı bedeni. Gözlerini etrafındaki çizgiler belirginleştikçe belirginleşti.
"Saçmalık! Simun, bu duyduklarım doğru mu?!" Hâlâ inanamıyor.
Bayan Simun soğukkanlı bir şekilde dönüyor yaşlı eşine doğru, "Evet." diyor. Başka hiçbir şey yok. Ne bir açıklama ne de bir özür. Bay Tomas'ın mavi suratı öfkenin etkisiyle neredeyse kıpkırmızı oluyor. Korkunç bir surat ifadesi. "Fahişe!.." diye atılıyor. "Bunca zamandır paramı yiyordun demek!"
"Bu kadar aptal olmak senin suçun!" diye karşı çıkıyor Bayan Simun. "Hiçbir kadın seninle başka bir neden için birlikte olmazdı! Bunu gerçekten akıl edemiyor musun?.."
Bir tokat sesi. Öyle ki mavi benizli kadın yere yığılıyor. Bay Tomas'ın yüzündeki o ifade aklıma kazınıyor. Gözü dönmüş bir şekilde bakıyor yerde yüzünü tutan kadına. Kimse bir şey yapmıyor. Namlunun ucunda duran kişi hâlâ Kyungsoo. Ben ise koltuğun orda, Bayan Petrus'un arkasında sığıntı gibi bekliyorum. Bay Tomas yeniden büyük bir öfkeyle, içindeki siniri ve kini henüz atamayarak yerdeki kadına doğru atılıyor. Bir el ateş sesi. Bang! Bay Tomas'ın mavi bedeni genç sevgilisinin yanına yığılıyor. Korkunç bir çığlık. Hizmetçinin çığlığı. Yüreğim ağzıma geliyor. Filipus, Bay Tomas'ı tam başından vuruyor. Kurşunun kafatasına girerken çıkarttığı ses kulaklarımda yankılanıyor. Namlunun ucu tekrar Kyungsoo'ya dönüyor. Bayan Petrus tüm bu olanlar karşısında daha fazla ayakta kalamıyor ve koltuğa yığılır gibi bırakıyor kendini. Bayan Simun ise yavaşça ayağa kalkıyor. Hizmetçinin çığlığı son buluyor fakat yeni bir ses çıkartmaya kimsenin cesareti yok. Öylece yerde yatan, başından akan kanların halıya taştığı yaşlı bedene bakıyoruz.
"Filipus..."
Yakup'un sert sesi inanılmaz zayıf çıkıyor.
"Öncelikle..." diyor Filipus salondaki herkesi şöyle bir süzerken. "Tüm bu olanlar için üzgün hissettiğimi söylemek isterim. Böyle olmasını hiç istemezdim fakat birkaç saat önce Jongin'i korumak için Kyungsoo neler yaptıysa şimdi aynısını ben yapıyorum."