Koku 1/2

376 9 15
                                    

Selamlar. Umarım okurken eğleniyorsunuzdur. Ben yazarken eğlenerek yazdım. Yazım hatalarının olduğu yerde lütfen yoruma yazın ki gözümden kaçan yerleri düzeltebileyim. Feedback vermek adına yorum yaparsanız bence ben de kendimi geliştirebilirim diye düşünüyorum. Bölümleri okurken dinlemek için Spotify listelerim var keyfinize göre istediğinize girip bakabilirsiniz. Ortak kullanıma açık siz de parçalar ekleyebilirsiniz. Sevinirim. Kullanıcı adı: hermajesty

Bu bölüm değerli fikirleri ile bana ilham veren Su'ya gidiyor 💙 Keyifli okumalar.


Poyraz

Ciğerlerime dolan bu koku... Çok iyi biliyordum bu kokuyu fakat tanımlayamazdım. Ahududu, kiraz çiçeği, yasemin, sedir? Seçemiyordum. Bitkilerin dilinde konuşabilsem bile bu kokunun fısıltısını çözemiyordum fakat kime ait olduğunu adım gibi biliyordum. Haziran'ın kokusu.

Gözlerimi açtığımda yüzüm boynuna gömülüydü. Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Mavinin en güzel tonlarındaki hareleriyle irileşmiş gözbebekleri gözlerime değdi.

Bacakları bacaklarımın altında kıpırdandığında pürüzsüz teni bacaklarıma, kasıklarıma, karnıma ve göğsüme süründü. Nutkum tutuldu, yutkundum. Islak dudakları dudaklarıma değdiğinde dudaklarımın kurumuş olduğunu fark ettim. Nefesim kesildi, nefesi kesildi, ayrıldık.

Şaşkınlıkla onun gözlerine bakarken altımda hareket etti. Arkasını döndü bana. Kalçası kasıklarıma süründüğünde elektrik çarpmış gibi hissettim. Kendimi kaybetmiştim. Güneşin değdiği yumuşacık saçlarını topladım sırtında. Dizlerimizin üzerindeydik ikimizde. Islattığım dudaklarımı boynundan sırtına, beline ve en sonunda kalçasının hemen üzerine kadar kaydırıp sakura çiçeği dövmesinin üzerinde duraksadım.

"Poyraz" diyerek inlediğinde dilim tenine değdi tekrar ve emmeye başladım.

Adım daha tiz daha yumuşak ve daha yüksek bir tonda döküldü dudaklarının arasından. Gözlerimi araladım teninin üzerinde çok güzel bir renge bürünen açık pembe Sakura çiçeğinin yaprakları şimdi kızarmıştı.

Hızlıca doğrulup bana döndüğünde saçlar göğsüme çarptı. Beni geriye doğru ittiğinde üzerime tırmandı. Parmakları sertleşmiş uzvumu buldu. Hızlıca beni kendiyle buluşturduğunda çığlığı kulaklarımda yankılandı; "Poyraz!"

Hızlıca nefesimi verirken sanki gökyüzünden aşağı düşmüşçesine sıçrayarak uyandım uykumdan. Kulaklarım uğulduyordu. Haziran'ın az önce yanımda olduğuna yemin edebilecek kadar gerçekçiydi. Evimdeydim. Odamın içinde yalnızdım. Terler içinde nefes nefese kalmıştım. Üzerimdeki pikeyi tekmeleyerek ayağa kalktım. Ellerim titriyordu. Gördüğüm şeyin rüya olmasının kırgınlığını yaşayamadan duşa yöneldim. Üzerimdekileri çıkarıp attığımda suyun ısınmasını beklemeden altına girdim. Hala titreyen ellerimle kendime dokunurken aklımda sadece bir isim vardı, Haziran.

Birkaç dakikanın ardından sakinleştikten sonra başımı geriye attım. Soğuk su beni kendime getirmişti. Gömleğimin düğmelerini iliklerken gelen mesaj sesiyle telefonuma baktım. Haziran mesaj atmıştı; "Günaydın :)" yazmış. Gülümsedim. Parfümümü sıkıp, saçlarımı düzelttim ve mesajına cevap yazdım: "Yirmi dakikaya gelirim. Yola çık yürümeye başla."

"Emredersin canım."

"Aynen emir kipiyle." Diye yanıtladım.

Ayrıldığımız haberinin adaya yayılmasının ardından birkaç gün geçmişti. Eve geç geliyordum, evde yemek yemiyordum. Babaannemi gördüğümde suratım asık duruyordum. Dikkatini çekmeyi başardım mı bilmiyorum. İnsanların yanında Haziran ile tartışıyorduk. Ayrı duruyorduk. Bazen gözlerim onu arasa da, arada ona çarpsa da hiç istemeyerek çekmek zorunda kalıyordum. Yanımdayken tenine dokunamamak, kokusunu içime çekememek, nefesini duyamamak artık daha zor geliyordu sanki.

Ada MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin