"Boreas ve Orithyia" One Shot 3

369 11 12
                                    

Okurken dinleyip benim yazarken hissettiklerimi hissedersiniz belki diye bölüm için hazırladığım mini Spotify listemin linkini peoniesofmay adlı twitter hesabımda paylaşıyorum. Umarım okurken keyif alırsınız. Yazım yanlışlarının, anlatım bozukluklarının olduğu yerlere bir işaret bırakırsanız benim de görüp düzeltme şansım olur. Yorumlarınızı çok merak ediyorum. Keyifli okumalar.


Bu sabah son kez ziyaret etmek istediğim Antik Kent'e gittim bir başıma. Buraya hem kızgın hem de kırgındım. Tıpkı Poyraz'a olduğu gibi.

Kalbim, onunla o kadar dolup taşıyordu ki, adı ne dilimden ne de aklımdan çıkmıyordu. Ayrılmış olsak bile... Çok kısa bir süre için de olsa hayata onunla birlikte aynı pencerelerden bakabilmek, ikimize ait bir hayat düşlemek beni hiç olmadığım kadar mutlu huzurlu bir insana çevirmişti...Kalbimin bu yangısı, üşüyen ellerimin titreyişleri, boğazımda beni boğan kelimeler, tenimdeki sızı, dudaklarımdaki yer yer kekremsileşen tuz, gözlerime dizilen denizler, o denizlerin ortasındaki uçsuz bucaksız yalnızlığım... Onun yokluğundan bana geriye kalan bunlar olmuştu.

Hafifçe çiseleyip duran yağmur ardında toprak kokusunu bıraktığında içime çektim. Artık ağustos böceklerinin sesleri gelmiyordu. Ağaçların yaprakları güneşin son demlerinde yavaştan sararmaya yüz tutmuştu. Şimdi buradaki iri taşlardan, onunla daha önce oturduğumuz taşın üzerine oturmuş, geçenlerde okuduğum binlerce sene öncesine ait eski bir miti tekrardan canlandırıyordum gözümde.

Poyraz, esasında eski yunan mitolojisinde bildiğimiz o hırçın Kuzey Rüzgarı Tanrısı Boreas. Boreas, gezindiği krallıklardan birinde kralın kızı olan Amazon Prensesi Orithyia görür görmez aşık olmuş. Orithyia Boreas gibi değilmiş, ölümlüymüş. Vakit onlar için kayan bir yıldız kadar hızlı akmaya başlamış. Geceleri gizli gizli buluşup birbirlerine bağlandıkça daha çok bağlanmışlar. Boreas, cesaret edip bir yaz mevsimi sonunda Orithyia'nın babasına onunla evlenmek istediğini söyleyince Kral, Boreas'ı kovmuş. Babası, Orithyia'yı alıp İstanbul'a götürmüş orada bir mağaraya hapsetmiş. Sonbahar gelmiş, güneşin kızarttığı yapraklar birer birer düşmüş. Orithyia ise Boreas'tan uzakta yanmış, yandıkça yanmış. Boreas onu bulamamanın acısından dünyanın en soğuk ülkelerinde onu aramış. Aradıkça soğumuş, soğudukça soğutmuş. Boreas artık bir rüzgar değil bir fırtınaya dönüşmüş. Kış gelmiş, yapraklar kara gömülmüş. Boreas ayrılığının acısından koca bir kasırga olmuş. Yer yüzünden tümden harap edecek büyüklükte bir kasırga. Bütün öfkesiyle Karadeniz'den Kral'ın surlarına yani Ege'ye doğru esmekteyken İstanbul'da bir mağarada feryadıyla gökteki yıldızları çatlatan Orithyia'nın sesini duymuş. Boreas, yıkıcı fırtınasıyla Orithyia'nın etrafını çevreleyen kralın neferlerini bir bir indirmiş. Fakat Boreas kuru soğuk kasırgasıyla, neredeyse küle dönüşmek üzere olan Orithyia'nın yangınına karışsa onu tamamen kaybedecekmiş. Çaresizlikle Güneş Tanrısı'na yalvarmış; "Lütfen, bana biraz ışığından bahşet, bahşet ki kuru soğuk kasırgalarım yağmurlara dönüşsün."

O sırada Boreas'ın öfkesiyle beslediği şiddetli savruntuları ıslaklığa dönüşmüş, ıslaklık yağmura dönüşmüş. Boreas Orithyia'yı dört bir yanından sarmalamış söndürmüş ateşini.

İşte tam da bu anın resmini yapmış olan Evelyn De Morgan'ın Boreas ve Orithyia tablosu açıktı telefonumda. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 02, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ada MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin