Bölüm -7

12 4 6
                                    


Felix günlük okul rutini başlamadan önce telefona baktı. Bugün haftanın ilk günüydü ve yarın Minho'nun doğum günüydü. Okul dönüşü pasta malzemelerini alacaktı. Okul kıyafetlerini giydikten sonra mısır gevreğini yedi sonra da evden çıktı. Durağa doğru yaklaşırken tandık bir yüz gördü. Bu kişi Heeseung'du ama yanına biri daha vardı. Yeni bir öğrenci olduğu belliydi, Felix yanlarına gitti.

''Günaydın Felix'' dedi Heesung.

''Günaydın. Arkadaş yeni mi?'' diye sordu Felix

''Evet ailesinin şehir değişikliği soncu bizim okula transfer oldu''

''Merhaba, ben Felix'' dedi civciv çocuk yeni kişiye elini uzatarak.

''Merhaba efendim, bende Jeongin. tanıştığıma memnun oldum'' dedi yeni çocuk büyüğün elini sıkarak.

Felix ve Jeongin tanıştıktan sonra üçü de bir banka oturdu. Felix genci baştan sonra süzdü, aynı bir bebek tilkiye benziyordu. Biraz konuşmadan sonra servis gelmişti. Konuşmaya devam edebilmek için arka üçlüye geçtiler. Felix okula ilk defa müzik dinlemeden gidiyordu. Jeongin kendinden bahsediyordu. Hayali bir müzik grubuna vokal olmaktı. Okul alanına giriş yaptıklarında servisten inmek için hazırlandılar ama Jeongin inerken birisine çarptı. 

''Özür dilerim'' dedi yabancıya.

Son sınıf öğrencesi olan Chaejin ona ölümcül bir bakış attıktan sonra öfkeyle yoluna devam etti. Felix olayı idrak edememişti. Üçlü yollarını ayırdı, okulun son haftasıydı, birinci dönem sonra eriyordu. Felix sınıfa girip yerine oturdu ama Yeji yoktu. Ders başlayınca nöbetçi öğrenci gelip Yeji'nin bugün izin aldığını haber verdi. Felix derin bir nefes alıp rahatladı. Tek başına ders dinlemek biraz sıkıcı olacaktı ama en azından arkadaşı kayıp falan değildi, sadece izin almıştı.

---------------------------------

Jeongin sınıfa girdiğinde öğretmen onu önüne alıp sınıfa tanıttı. Kendini kısaca tanıtan yeni çocuk ona verilen yere geçti. İlk günü olduğu için bütün gözler onun üstündeydi. Jeongin üstünde bir baskı hissediyordu. Sabah yaşadığı olay aklını kurcalıyordu. Özür dilemesine rağmen öfkeli gözlerle ona bakan çocuğu unutamadı. 

'Umarım ona bir daha rastlamam...' dedi içinden.

Dersini dikkatli bir şeklide dinlemeye başladı. Zaman öyle hızlı geçmişti ki öğlen arasına girdiler. Jeongin koridorda yürürken spor odasının önünde geçiyordu. Chaejin hızlı tren gibi gelip genci tuttu. Jeongin sesini bile çıkartamadan kendini spor malzemelerin konulduğu odada buldu. Chaejin genci boğazından sıkıyordu. Bir süre sonra nefes almayan genci yere bıraktı. 

''Sen kendini ne sanıyorsun? Okula yeni gelip bana çarpamaya nasıl cüret edebilirsin?'' diye sordu gencin başını çevirip göz göze gelerek. 

O sırda Changbin ve Hyunjin spor salonunda basketbol oynuyordu. Changbin güzel bir üçlük attıktan sonra mola vermek için deponun yanındaki yere geçitler. Tam otururken depodan bir ses geldi. Hemen arıdan ise bir çığlık duydular. 

Odaya koşar adımlarla gittiklerinde manzara hiç hoş değildi. Changbin hemen Chaejin'in üstüne atladığında yeni çocuk en sonunda nefes alabilmişti. Hyunjin yerde yatan zavallı gencin ayağa kalkmasına yardım etti. 

 Changbin de karşındaki adamın karın boşluğuna salam bir yumruk geçirdi. Chaejin karşılık veremeden gözleri karardı ve yere düştü. Changbin daha hiç bir şey yapamamıştı ve bu kadar çabuk bitmesi onu üzmüştü. Arkasına döndüğünde ayağa kalmaya çalışan gencin başı kanıyordu. Changbin şaşkın gözlerle Hyunjin'e baktı. 

''Acilen revire gitmeliyiz!'' dedi Hyunjin Jeongin yarı baygın bir şeklide otururken.

Changbin onu uygun bir şeklide tutup taşımaya başladı. Dışarı çıkarken Hyunjin kapıyı kilitledi ve revire doğru yol aldılar. Hiç kimse yoktu, bu da işlerini daha kolaylaştırdı. Revire vardılar, orada da kimse yoktu. Genci hemen bir yatağa bıraktılar. Hyunjin'in biraz ilk yardım bilgisi olduğu için ona ilk müdahaleyi yaptı. Genç kendini biraz daha iyi hissediyordu ve bu az buçuk tedaviden sonra biraz uyudu.

''Bunların arasında ne oldu acaba?'' diye sorguladı Changbin.

''Bilmem ki, ama çocuğu fena benzetmiş''

''Durumu nasıl? Düzelir mi?''

''Fazla ağır bir yarası yok, hemen toparlar''

''Anladım, ayıldığında onu kantine götürelim''

''Duruma göre götürebiliriz'' dedi Hyunjin gencin yanına gidip onu kontrol ederek, iyi gibiydi.

Tam nabzını kontrol ediyordu ki Jeongin uyandı. Hyunjin'i bu kadar yakın hissedince kalp atışı da hızlanmıştı. Hyunjin ise gencin gözlerinde kendini kaybetti.

''Bölmek gibi olamasın ama açım ben'' dedi Changbin.

Hyunjin de ona dönüp ''Sen hep açsın'' dedi.

Hepsi buna güldükten sonra toparlanıp kantine doğru yol aldılar.

Glow /Stray Kids FFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin