3. Bölüm

50 2 0
                                    

Dedim ya annemden sonra yepyeni bir hayat bekliyor du bizi..
Ben ortaokuldan sonra okul okumayı bıraktım.
İş hayatına atıldım, bizde "direk mesleğe atanmak" deniliyor;)
Zor dönemler geçirdik , fazlasıyla dağılmış'tık. Toparlamaya çalışıyorduk olmuyordu.
Hani diyorlar ya; 'Evin direği babadır.' diye valla yalan. Biz annemden sonra dağıldık. Hepimiz birbirimizden uzaktık, birbirimize kırgındık , annemin ölümünden hepimiz birbirimizi sorumlu tutuyorduk. Fakat kaderdir dimi? Allah sevdiği Kulları yanına erken alıyordu. 
Küçüktüm onun gidişinden sürekli kendimi sorumlu tutuyordum. O gece uyanabilirdim son bir kez bakabilirdim ona. Son kez tutabilirdim elini, son kez bana kızım deyişini duyabilirdim. Ama ben hayal kurdum uyanma'dım.  İçimden "Annem ölmeyecek" diye tekrarlıyordum.
Gözümü açtığımda baş ucunda ağlayan küçük kardeşimle babamı gördüm.
Affeder Misin beni anne, Özür dilesem duyarmısın beni ,geri dönermisin?
Biliyorum bazı şeylerin dönüşü olmuyor Ölüm gibi...
Babam annemin yokluğunu hissettirmemeye çalışıyor du. Ama biliyorsunuz ki bir annenin yerini hiç bir şey dolduramaz. Şimdi size kalbimdeki kocaman boşluğu nasıl anlatayım ki.
Ah benim koca yürekli babam bize artık bakamıyor du çocuktuk daha çünkü annemden bi iki yıl sonra oda birini aldı evlendi. Ama o bizim için evlenmişti. Evde kimse kalmamıştı serdal abim istanbula dönmüştü, İlyas abim de mersine dönmüştü evde kalan ben hayal ablam, küçük kardeşim dilay, ve büyük abim erdal bide onun oğlu berk. Erdal abim bi süreliğine babamın yerine şöförlük yaptı, Hayal ablam eve baktı babamın karısına yardım için, dilay ve bende okula gidiyorduk. Dedim  ya annemden iki üç yıl sonra okulu bıraktım ben direk mesleğe atandım yani. Aslında okumayı çok istedim hayallerime ulaşmayı ama hayat işte nerden vuracağı belli olmuyor. Ben fabrika hayatına gittim orda çalıştım. Erdal abim ben okulu bıraktığım dönemler de çavuş olmuştu ben ilk onun yanın da çalışmaya başlamıştım. Onun yanında bi iki ay kaldıktan sonra eve gelmek için yol almıştık. Söz de eve gelip okula gidecektim liseye  başlayacaktım ama olmadı. İçinde bulunduğum araba da kaza yaptık. Eve gitmeyi hayal ederken kendimi ısparta da halamların yanında bulmuştum. Orda bi süre kaldıktan sonra eve gelmek istedim. Ben eve geleceğimi sanıyordum fakat bu sefer de kendimi istanbulda Atatürk hava limanın da bulmuştum. Dedim ya hayat işte . İstanbulda çalışmak aklımın ucundan bile geçmiyor du doğrusu ben okula gitmenin hayalini kurarken kendimi küçük bir atölyede çırak olarak bulmuştum. Uzun bir süre  ablamın yanın da kaldım.istanbul da. Okulu haberim olmadan çoktan bırakmıştım. İstanbul da baya bir çevrem olmuştu, çoğu kişinin kalbini kazanmış saygısını almıştım küçük yaşta.
İstanbul da bir yıl kaldıktan sonra memlekete gelmek için yol aldım. Ama ne yalan söyliyim kendimi başka yerde bulsaydım hiç şaşırmazdım:) alışmıştım çünkü.
Bu sefer gerçekten memleketim de buldum kendimi. O kadar özlemiştim ki toprağımı anlatamam. Ama hesaba katmadığım bir şey vardı  annemin ölmüş olması.  Onun gidişini hâla kabullenememiştim eve geldiğimde karşımda annem yerine başka bir kadını görmek acı veriyor du doğrusu..  Alışık değildim, zaten fazlada kalamazdım memlekette..
İki üç Gün olmuştu memlekette geleli. Annemin hayaliyle yaşıyordum, baktığım her yerde o vardı, gözümü kapatıyordum o, açıyordum o, yemek yiyordum o, oturuyordum o sürekli onu görüyordum. Bu bana acı veriyordu delirmiş tim sanki. Dilaya bakıyordum, hayal ablama bakıyordum dayanamıyordum. Onlar nasıl dayanıyordu  buna. Yoksa bende miydi sorun benmi  alışamamıştım annemin yokluğuna?..
Zor du benim için onlar nasıl dayanıyordu ki buna?
Yada onlar alışmışmıydï çoktan?
Aslında kimse alışmamıştı sadece acımızı saklıyorduk, kalbimizde ki kocaman boşluğu kapatmaya çalışıyorduk..
Ama malesef olmuyor du çünkü bir şekilde o acıyı hâla hissedebiliyorduk. Kalbimizde ki boşlukları görebiliyorduk...

Benim Dünyam. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin