Yarım Kalan İşler

330 31 108
                                    

Changbin kollarının arasından aniden ayrılan seungmin ile küçük çaplı bir şok yaşamış ve o da seungminin peşinden koridora dalmıştı.

Sevgilisinin küçük mutfağında başını omzuna yaslamış duruyor ve huzuru hissediyorken ne olmuştu da seungmin bu huzuru changbinin elinden almıştı ki?

Daha öncesinden bu eve geldiğinden seungminin koridorun sonundaki lavaboya gittiği tahmin edebiliyordu.

Seungmin'in peşinden küçük mutfaktan çıkıp koridorun sonundaki lavaboya giderken neyin seungminin bir anda renginin atmasına neden olduğunu düşünüyordu.

Chanın küfürleri boş koridordan dahi kolayca duyuluyorken uzunca koridoru bitirip kilitlenmemiş kapalı kapının önünde duruverdi.

Bu gün programları beklediklerinden geç bitmişti. Menajerlerinden zorla izin alarak ( bir dahaki buluşmada sevgilileri ile tanıştırma koşuluyla onlara izin vermişti) zil aç dayandıkları kapı seungmin tarafından açılmıştı.

Kapının açılmasıyla kimseyi umursamadan kolları arasına sardığı sevgilisi herkesi sıcak bir şekilde karşılamış ve sıkıca ellerine tutunmuştu.

Ellerine bıraktığı kendisiyle önde seungmin ve Changbin ikilisi ardlarında aç gençler, et kokusunun geldiği mutfağa gitmişlerdi.

Mutfakta oluşan anlık cümbüşün içinde ise kollarını ince beline sardığı sevgilisi bir anda kollarından kurtulup lavaboya koşar adım gitmişti.

İçerden kusma sesleri geliyordu. Su sesini duyduktan sonra kapıyı yavaşça açıp içeri girdi changbin.

Seungmin yüzünü yıkıyordu. Yüzünün rengi solmuştu. Bir anlık ona bir şey olması korkusuyla yüzünü yıkayan genci kollarının arasına almış ve sıkıca sarmıştı changbin.

Onu bu kadar geç bulmuşken kaybedecek olma fikrini dahi düşünmek istemiyordu.

Küçük lavaboda uzun süren sarılmalarının ardına seungmin hala changbinin kolları arasındayken "mantar" demiş ve changbine kokusundan dahi ne kadar kötü etkilendiğinden bahsetmişti.

Changbin kollarının arasındaki sevgilisinin yüzünü bir kez de kendi elleri yıkarken seungminin bir sanat eserini andıran yüzünü izliyordu.

Seungmin üzerinde, sevgilisinin onun için getirdiği hırkası ve kolsuz bir tişört giyinmişken altına aldığı kısa şortu ve ayaklarına geçirdiği pofuduk terliğiyle oldukça sevimli gözüküyordu.

Gözlerini kapatmış yavaşça yüzünde dolanan sevgilisinin ellerine  yaslamıştı başını seungmin.

Midesinde oluşan bütün bulantının yok olduğunu hissederken yanaklarında dans eden elin ayasına küçük bir öpücük bırakmıştı.

Uzunca bir süre sessizlikte bakışan iki genç yine karşılıklı günlerinin nasıl geçtiğini birbirlerine  anlatırken bir an dahi gözlerini birbirinden ayırmamıştı.

Chanın onları yemeğe çağırma anına kadar da bu dar alandan çıkmak gibi bir niyetleri olmamıştı.

Çıktıkları dar alandan geniş bahçeye varana kadar da ellerini birbirlerinden hiç ayırmadılar.

Gece boyunca changbin tüm heyecan ve telaşesiyle hayranı olduğu adamları en iyi şekilde ağırlamaya çalışan sevgilisini izlemişti.

Seungmin o kadar heyecanlıydı ki arada herhangi bir muhayo  üyesiyle konuştuktan sonra dönüp changbin heyecanla bakarak tatlı küçük çığlıklar atıyordu.

Changbinin genel manada sessiz kaldığı yemek sofrasında diğer yedi genç en az chanın yemekleri kadar lezzetli sohbetin tadını çıkarmışlardı.

LO$ER=LO🖤ERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin