Alıntı ve paylaşımlar için instagram sayfası: fasenix_series
Ateş buz kesip
Su alev alev yandığında
Toprak arınacak
Havanın varlığıyla...
Kai
Dakikalardır gözümü kırpmadan baktığım boşluk, Avernus'un lavları gibi kaynayan duygularımı soğutmaya başlamış olsa da tepkisizliğim, herkesi tedirgin ve bir o kadar da sessiz kılmışa benziyordu. Çıt çıkmıyordu ve öyle de olmalıydı.
Asırlar kadar uzun gelen altıncı haftanın sonunda varılan sonuç, üç cümleden oluşan kahrolası mesajdan başka bir şey değildi. Kahrolası ama değerli...
Saldırı girişimlerim, Arion başta olmak üzere babam ve Reyatarin tarafından dizginlenmiş, İdella'nın sevdiklerinden geriye küller bulmasını istemiyorsam, haber gelene kadar kendime hâkim olmaktan başka seçeneğim olmadığını nihâyetinde anlamıştım.
Owin...
'Başbelâsı melez' diye geçirdim içimden.
Ondan gelen şifreli haberi not ettiğim kağıdı ellerimin arasında tutarken yine aklıma gelmişti. Rea'yı anlıyordum ancak İdella'nın Owin'i bu işe dahil olmaya nasıl ikna edebildiğini aklım almıyordu. Kâhinin söylediğine göre adadaki tüm alevler sahiplenilmiş olmasına karşın Owin zayıf bir enerji alanı yaratmayı başarmış, bu alan üzerinden ilk mesajını göndermişti. Psyr'ın mesajı alabilmesi için kendi alevlerini kullansa da mesaj şifreli ve Vanora dilindeydi. Dolayısıyla kâhin, papağandan öteye geçememiş, üstelik neredeyse anlaşılmayacak berbat aksanıyla kelimeleri, içinden çıkılmayacak bir hâle getirmişti.
"Asul torska ilextra. Sigma mexa par. Nyx sa v'eir."
Bu üç kısa cümlede defalarca kendimi kaybettim... Tekrar kazanma umudumu yitirdiğim tüm meziyetlerim zihnimi kemirmeye başlamıştı; güven gibi, güç gibi, kararlılık gibi... Uykusuz geçen geceler, İdella'nın ihanetini yüzüme vuruyordu. Bu öyle bir ihanetti ki kendimde güvendiğim ne varsa bir çırpıda silip süpürmüş, aç sırtlanlar gibi son zerresine kadar sömürmüştü. Gücüm artık bir hiç, kararlılığım ise yoldan çıkmış, gözü dönmüş bir boğaydı. Nereye yöneleceğini bilmeden yalnızca saldırma aşkıyla tutuşan, bunun için kırmızının gölgesine bile muhtaç olmuş bir boğa...
Bu mesajı almak, kendimi uyuşturma yöntemlerimin hepsini devre dışı bırakmıştı. Artık ne Avernus'taki çalışmalarım, ne orduya yüklenişim, ne Vanora'daki üst çember üyeleriyle yaptığım kesintisiz görüşmeler ne de Reyatarin'in ulaşmama izin verdiği tarihi belgeler zihnimin kabul edeceği oyuncaklar olamayacaktı.
Sessizliğin içinde Aonghus dedenin kırılgan, melodik sesi titreşti. O günden beri çakmak gözleri ve oturaklı sözlerinden eser kalmamıştı.
-Sessizlik boğucu evlat, dedi oturduğu koltuktan ağır ağır doğrulurken.
-Sen biraz nefes aldın, şimdi bize de izin ver.
Neredeyse hiç konuştuğunu duymadığım için onun sesini işiten kulaklarım tüm vücudumu harekete geçirirken işiteceklerine karşı duyduğu korkuya rağmen zapt etmekte zorlandığı merakı içime işledi. Psyr'ın ilettiği mesajı daha anlaşılır kılmak adına tekrar ettim;
-"Asul torska ilextra. Sigma mexa par. Nyx sa v'eir."
İzin verdiğim kadar kıvılcımın yüzlerimizi hayâl meyâl aydınlattığı loş karanlıkta, cesaretimiz kadar titrek ve umudumuz kadar zayıf kalan ışık eşliğinde mesajı eksiksizce çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fasenix Serisi 3 - ADONUS
Fantasy| thewattys2020-Fantastik Kategorisi Kazananı🏆 | Bilinmezlik hep korkutur. Tüm canlılar gibi, insan da çevresindekilere hâkim olma arzusunu bir meşale gibi taşır içinde. Bilinmezlikten korkup, kendini bilmeden yaşayan varlıklarla dolu evrende, bi...