Ilgaz bana doğru eğildi. Gözlerimin içine bakıyordu.
-Derin iyi misin korkmaya başlıyorum.
Dediğini duymamış gibi "Ilgaz git burdan beni böyle görmeni istemiyorum-" safra tadı birden ağıdımın içine geldi.Hızla ayağı kalktım korkuluklara tutunarak kusmaya başladım. Bu gerçekten iğrençti. Ilgaz yanıma gelmiş saçlarımı ellerinin arasında tutup havaya kaldır.İçimdeki herşeyi tamam kustuğumu anladığımda başımı kaldırdım Ilgaz saçlarımı bıraktı. Derin bir nefes aldım Ilgaz'a doğru döndüm. Hiç beklemediğim bir şekilde endişeli gözlerle bana bakıyordu.Neden hala gitmiyordu. Benden ne istiyordu?
-Derin hadi gel seni bi hastahaneye götüreyim, hiç iyi görünmüyorsun.
-Hayır gerek yok iyiyim ben sadece burdan gitmek istiyorum. Senden bir şey isteye bilir miyim?
-Tabiki söyle.
-Beni evime bırakabilir misin?
-Tabiki bırakırım.Gülümsedi. Karşılık olarak sadece tebessüm ettim.Beraber ayağı kalktık. Ayağı kalktığımızda yer ayağımın altından kayıyormuş gibiydi.Omzuna tutundum, oda bunu fark etmiş olmalı beni kucağına aldı. Hiç birşey söyleyemedim tek isteyim burdan bir an önce çıkıp uyuyup bütün yaşanılanları unutmaktı. Odadan çıktık merdivenlerden aşağı indik. Arabaların park halinde bulunduğu yerlere doğru ilerledik. Arabasının yanına geldiğimizde:
-Derin ayakta durabilir misin? Arabanın anahtarını bulmam gerek.
Başımı sallayarak ona onay verdikten sonra beni indirdi. Kapıları açtı elini koluma koyup nazikçe bana yardım etti. Yolcu koltuğuna oturduktan sonra kemerimi takmama yardım etti. Sonra kapımı kapatıp sürücü koltuğuna ilerledi.
Koltuğa oturup kapıyı kapattıktan sonra kemeri taktı. Hızlı arabayı çalıştırdı. Yola çıktığımız zaman arabanın içini bir sessizlik bürümüştü.Onu izlemeye başladım. Duruşundan yüz hatlarından nasıl biri olduğunu düşünüyordum. Neden bana yardım ediyordu? Böyle bir durumda olan herkese yardım eder miydi? Bütün bu sorular beni bunaltırken, araba birden durdu.
-Derin hadi ne olduğunu anlat. Çok sessizsin bu sessizlik beni korkutuyor. Tamam bak şöyle yapalım beraber bir kahve içelim mi ne dersin? Sonrada bana olanları anlat.
Ilgaz bunları söyledikten sonra ağlamaya başladım. Neden ağlıyorum? Ilgaz ağladığımı görürdü pes eder bir şekilde arabayı sürmeye devam etti. 10 dakika sonra bir kafeye gelmiştik. Arabadan indi, arabanın önüne yürüdü benim inmediğimi görünce bana doğru geldi. Kapıyı açtı.
-Hadi Derin kahve içelim.Sende biraz kendine gelmiş olursun.
Kalkmadığımı görünce bebek gibi beni kucağına aldı.Yeni tanıştığım hatta daha doğru düzgün tanışmadığım birine bu kadar yakın olmak doğru muydu? Emin değilim aslında doğru değil ama içimdeki bazı hisler onu yakın hissetmeme neden oluyorlardı. Kafenin kapısına geldiğimizde "Ilgaz artık beni indirir misin?" dedim. Bana gülümsedi başı ile onay verdi, beni yere indirdi. Yere düşmeme izin vermemek için elimi tuttu. Tamam bu biraz garipti yani o şuan bana yabancı biriydi. Ben bunları düşünürken şöminenin tam karşısındaki koltuklara oturmuştu. Şöminenin içinde birkaç tane odun vardı. Bir garson yanımıza geldi:
-İyi akşamlar ne alırdınız ?
Ilgaz cevap vermeme izin vermeden "İki tane mocha." dedi. Garson siparişi alıp yanımızdan ayrıldı.
-Derin anlat hadi ne oldu.
-Ilgaz yaptıkların için teşekkür ederim ama seni doğru düzgün tanımıyorken sana öylece olup biteni anlatamam. Beni lütfen yanlış anlama-
-Tamam Derin haklısın beni daha tanımıyorsun ben sadece offf neden bilmiyorum ama seni öyle görünce dayanamadım işte sana yardım etmek istedim. Bak şöyle yapalım en baştan tanışalım, gerçi daha doğru düzgün tanışmamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Işığım
Roman d'amourSevgili Hayat Işığım; Öyle bir zamanda geldin ki , ben daha sana alışamamışken, ben seni daha yanımda bile özlerken gittin. Şimdi ben sensiz ne yapacağım? Küçükken hep sevdiklerin öldüğünde seni gök yüzünden izlerler, seni korurlar derlerdi. Şimdi...