3/3

1.9K 246 352
                                    

Harry konser alanına geldiğinde diğer çocuklara göre biraz geç kaldığını anlamıştı. Uçağı kaçırmıştı ama yinede yetişmişti.

İşler Louis için aynı şekilde ilerlemiyordu ama. Sydney'e gelmiş olmasına rağmen hala konser alanına gelmemişti. Eleanor ile küçük bir kafede buluşmuş, dün aldıkları yüzük hakkında konuşuyorlardı. Louis yeterince geç kaldığını anlayınca yüzüğü cebine attı ve Eleanor'un yanağına yalancı bir öpücük kondurup bir taksiye atladı.

Biraz geç kalacağını çocuklara haber etmeliydi. Harry'ye mesaj atmak istesede cevap vermeyeceğini bildiği için vazgeçti. Rehberde Niall'ı aradı ve bir mesaj attı.

Kime: Naill
Kimden: Louis

"Hey Ni. Sanırım biraz geç kalacağım, diğerlerine de söyler misin?"

Kimden: Naill
Kime: Louis

"Dostum biliyorsun bu benim için sorun değil ama yönetim sinirlenecektir. Biraz acele et ve çabuk gel."

Louis telefonu cebine atıp dışarı seyretmeye başladı. Acele etse bile ilk şarkıya yetişemeyeceğini biliyordu.

**

Harry elindeki mikrofona ve binlerce kişinin önünde olmasına aldırmadan dans etti. İlk şarkı bitmiş, ikinciyide yarılamışlardı ama Louis hala yoktu. Konunun ne olduğunu bilmiyordu ve sabah ki olaylar yüzünden endişelenmeye başlamıştı. Kendisine zarar vermesinden korkuyordu.

Alive da bittiğinde biraz hayranlarla konuşmak için ara verdiler ve bu süreçte de Louis için oyalanmış oldular. Harry, açılmış birkaç pankarta baktı her birini okudu.

"Bana bakın, sizi seviyorum"

"Sizi bedava wifiden daha çok seviyorum."

Ve aralarında en çok ilgisini çeken bir şey. Büyük harflerle "LOUIS TOPS" yazısı. Aslında hayranların hala ikisine inanması güzel bir şeydi ama kimin üstte olduğu tartışılır bir konuydu. Bu yüzden pankartı taşıyan kıza gülümseyip yüksek bir kısma oturdu.

"Hey millet!" Diye seslendi Liam. Herkes yönünü ona döndü ve Liam konuşmaya devam etti. "Bakın burada hangi aptal var?"

Ve sonra Louis konser alanına girdi. "Oh tanrım trafik yüzünden geç kaldım ve sanırım birkaç şarkı kaçırdım ama kaldığımız yerden devam edebilir miyiz?"

Harry onu görmesiyle gülümsemesine engel olamadı ve önüne döndü. "Little things." Diye bağırdı Niall ve hayranların çığlığıda ona eşlik etti.

Her konserde olduğu gibi Niall eline gitarını aldı ve Zayn'in yanına oturdu. Liam da onlara yakın bir yere oturduktan sonra Louis de Harry'nin arkasına geçti.

Harry, şarkıyı dinlerken sürekli gözlerini kapatıp kafasını sağa sola salladı. Bu şarkı ona ninni gibi geliyordu. Özellikle de Louis'nin solosu. Aklına Louis ve Eleanor'un beraber olduğu anlar geldi ve hiçbir zaman onunla o şekilde olamayacağını hatırladı ve gözünden yanağına bir yaş yol izledi. Ve sonra bir tane daha. Elini yumruk yaparak küçük bir çocuk gibi iki gözünü de sildi ama kameralar tarafından görüntülenmişti bile. Ne ara kendi solosuna geldiğini anlamamıştı. Daha sonra ağzından istemsizce o cümle çıktı.

"I'm in the love with Lou. And all his little things."

Hayranların çığlıkları yükselirken gülümsedi ve Louis'ye döndü. İnsanların ne düşündüğü artık onun için bir anlam taşımıyordu. Sonra Louis'nin de ona döneceğini ve hareketlendiğini hissetti. Hemen önüne döndü. Onu izlediğini bilmemesi gerekiyordu.

The Ring || Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin