Yanındaki koltuktan dizüstü bilgisayarını aldı. Ekranı açıp şifresini girdikten sonra Changbin'e seslendi.
"Ne demiştin? Bang..."
"Bang Christopher Chan."
Diliyle ağzındaki lolipopun konumunu değiştirirken duyduğu ismi klavyeye girdi. İnternette önüne çıkan tüm haberlerde yaşlı bir adam ve onun çocukları olduğuna dair bilgiler vardı. Bang Christopher Chan bir hayaleti. Var olduğunu biliniyordu ama ne olduğu, kim olduğu, neye benzediği bilinmiyordu. Filmli camlardan içeriye girmeyi bırakan güneş ile okula geldiklerini anladı. Kendi okulu değildi ama sürekli burada takılıyordu çünkü onu podyuma çıkartan şirketin okuluydu burası. Güzel bir moda okuluydu. Para işlemiyordu. Yeteneğin varsa girebilirsin buraya. Duran araba ile yan tarafta duran çantasına laptopunu koydu ve kapısını açan Changbin'e teşekkür ederek aşağıya indi. Bir hafta sonra yeni bir defile vardı. Konseptinin yıllar olduğunu biliyordu ama kaç kıyafet ve hangi yıllara ait elbiseler giyeceğini bilmiyordu.
Yanında yürüyen Changbin'e baktığında gördüğü manzara ile gözlerini devirdi. Felix onların girmesini mi beklemişti? Changbin kolunun Felix'in beline dolanmış ağız ağıza flörtleşiyorlardı. İğrenç dedi Hyunjin içinden. Adımlarını hızlandırıp otoparktan okulun içine girdi. Onu karşılayan mini etekli esmer kıza döndü.
"Hoş geldiniz Bay Hwang. Bir hafta sonraki "Times" defilesi için sizi bekliyorlar. Yine istediğiniz gibi Jisung ve Jeongin size yardımcı olacak. Bu sefer 2 kıyafeti taşımanızı istemişler. "
Hyunjin son duyduğu şeyle adımlarını durdurdu ve yavaşça kadına döndü.
"İki kıyafet mi dedin? Dalga mı geçiyorsun sen benimle? "
Kadın korkudam ve yaptığı makyajdan daha da büyüyen gözleri ile doğrudan Hyunjin'ine bakıyordu.
"Bay Hwang çok üzgünüm. Buraya böyle yazılmış. Sizin için teyit ettireceğim."
Hyunjin sinirli adımları ile kızın söylediklerinin yarısını dinlemeden gözlüğünü düzeltip yürümeye devam etti. Ne demek 2 kıyafet taşıyacaktı. Daha önce defalarca kez podyuma çıkmıştı. Hepsinde de en az 4 kıyafet sergilemişti. Onun vücudu tasarımcılar için kusursuzdu. Özellikle de feminen kıyafetlere açık olması en nadide özelliğiydi. Hyunjin'in en sevdiği tasarımcılar ise Jeongin ve Jisung'tu. Kendi fiziğini en ortaya çıkaran ve muhteşem tarzda şeyleri hep bu ikili tasarlıyordu. Sadece tasarımcı olarak başlayan işleri, arkadaşlık ilişkisine dönüşmüştü.
İçeriye girmeyin yazan kapıyı hızlıca açıp içeriye girdi.
"Ne saçmalıyor bunlar? Doğru mu? İki kıyafet mi giyeceğim?"
Gözündeki gözlüğü çıkarıp masada birşeyler ile uğraşan iki gence baktı. Jeongin büyük üstüne bağdaş kurup oturduğu masadan aşağı atladı ve Hyunjin'ine yaklaştı. Sinirliydi onu yatıştırmalıydı.
"Şimdi sen önce bir otur. Bizde olayı anlatalım. "
Jisung Hyunjin'in kollarından tutup beyaz deri koltuğa götürdü.
"Biri defileyi satın almış. Kim bilmiyoruz. Kimse bilmiyor ama bu kişi her kimse seninle ilgilendiği aşikar. Senin en değerli ve önemli kıyafeti taşımanı istemiş."
Hyunjin başını geriye atıp ofladı. Chan olmalıydı bu. Başka biri olabileceğini düşünmüyordu bile.
"Tamam peki neden 2 tane giyiyorum? Ve ne giyineceğim? Taksit taksit anlatmayın şunu."
Jeongin sekerek masaya koştu ve elinde tableti ve defteri ile geri geldi.
"İşler biraz karışık. Bir kıyafet giyeceksin ve daha sonra ufak bir hareketle başka bir kıyafet olacak. Hetşeyi ayarladık sadece tüm herşeyr dikkat ederek dikmek kaldı. "
Hyunjin tatmin olmuş bir şekilde gülümsedi ve çizimleri ona memnuniyetle uzatan Jisung'tu dinledi.
"Sen zaman Tanrısı olacaksın."
Ж
Selam ben geldim! hyunjininfelixlidonu umarım bu bölümü beğenir. Onun için daha hızlı yazdım. Konulacak birşeyim yok ama diyecek son birşeyim var.
Hyunjin için hazır olun!
Sizleri seviyorum! Kendinize iyi bakın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLANCHE Ф Hyunchan
Fanfic[Ara Verildi.] Bana bencil deme, paylaşmıyorum. Zamanının yüzde yüzünü istiyorum. Sen benimsin.