2. Bölüm-Kardeş

13 1 0
                                    

2.Bölüm-Kardeş
𝚈𝚊𝚛𝚊𝚕𝚊𝚛ェ𝚖ェ 𝚔𝚊𝚙𝚊𝚝𝚖𝚊𝚔 𝚒𝚌̧𝚒𝚗 𝚋𝚒𝚛 𝚢𝚊𝚛𝚊 𝚋𝚊𝚗𝚍ェ𝚗𝚊 𝚍𝚎𝚐̆𝚒𝚕, 𝚜𝚎𝚟𝚐𝚒 𝚟𝚎 𝚒𝚕𝚐𝚒𝚢𝚎 𝚒𝚑𝚝𝚒𝚢𝚊𝚌ェ𝚖 𝚟𝚊𝚛𝚖ェ𝚜̧.

Ben hiç babamın prensesi, annemin güzel kızı olmadım. Hiç sevmediler beni, hep sanki çocukları değilmişim gibi nefret ettiler. Babam ilk bana vurduğunda daha bebektim.Yani sanırım 4 günlük falan. Neden mi vurmuş? Ağladığım için...

Ben çocukluğumu hiç yaşamadım. Şu zamana kadar hep parkta,sahilde,cafelerde veya başka yerlerde, ailesiyle gezen,mutlu olan çocuklara imrenek baktım.
Sonra ne oldu biliyor musunuz?
İçimdeki bu duygusallık, bu hüzün bir nefrete dönüştü. Her şeyden nefret etmeye, her şeye bağırmaya ve agresif olmaya başladım. Onlar dışında...

Onlar, Ötekiler. Yani Can, Yağız ve Doruk.

Her zaman yanımda oldular,her zaman beni sevdiler. Babamdan ve annemden kaçtığımda onlara sığındım.Yaralarımı onlar sardı.

6-7 yaşlarındayken babam bana vurduğunda evden kaçıp, 2 sokak ötedeki parka gitmiştim. Küçüktüm tabii, aklım sadece 2 sokak ötesine yetiyordu. Kaldırımın kenarına oturdum,kollarımdaki morluklara bakarak ağlamaya başladım. Dizlerimi kendime doğru çektim ve kafamı oraya gömdüm. Sonra arkamdan 3 tane çocuk sesi duymamla kafamı kaldırıp etrafa bakarken, onları gördüm. Bisiklet sürüp, gülüşüyorlardı. Yine imrenerek bakmıştım. Çocuklardan birinin bana gülümsemesiyle, göz yaşlarımın arasından hüzünle gülümsedim. Ağladımı görüp bisikletinden indi ve yanıma oturdu. Küçücük dudaklarını araladı.
"Neden ağlıyorsun?"
İşaret parmağımla,kolumdaki morlukları işaret ettim.
"Düştün mü?"
Gözümden akan yaşı sildim, başımı yere doğru eğerek"Keşke düşmüş olsaydım." Dedim.
O küçücük yaşta bunu söylemeye mecbur kalan bir çocuktum işte.
"Neden düşmek isteyesin ki?"
"Onlar...onları babam yaptı."
Gözümden akan yaşı silen bu sefer ben değildim.
"Ağlama."
"Neden ağla mıyım?"
"Çünkü o morlukları kapatabiliriz."
Umutla" Nasıl kapatabiliriz?" Diye ufak bir çığlık attım.
Arkada kalan iki çocukta bisikletlerinden inerek yanımıza geldiler.
"Ne oldu Can? Bu kız kim?"
"Ben...ben Ilgaz."
"Ilgaz mı? Daha önce hiç duymamıştım,çok güzelmiş!"
"Teşekkür ederim. Sizin isminiz ne?"
"Ben Can."
"Doruk."
"Ben de Yayız."
"Yayız mı?" Dedim gülümseyerek.
"Hayır Yayız değil,Yayız."
"Yağız." Diye düzeltti Doruk.
"Yağız bazı harfleri söyliyemiyor. Neyse şimdi o morlukları kapatma zamanı! Sen burda bekle, biz hemen geliyoruz."
Üçü de bisikletlerine binerek gitmişlerdi. 10-15 dakika sonra ellerinde bir sulu boya kabıyla döndüler. Yanıma geldiklerinde, heyecanla o sulu boyanın ne işe yarıyacağını sormuştum.
"Bu sulu boya morluklarımı nasıl kapatıcak?"
"Kollarını uzat." Sesimi çıkarmadan kollarımı uzattım. Doruk, boya fırçasını alıp ten rengine batırdı. Sonra da morluklardan birinin üstünü boyamaya başladı.
"Ne yapıyorsun?"
"Morlukları ten rengine boyayıp, kapatıyorum."
Duyduklarıma şaşırırken gülümsemeye çalıştım.
Can ve Yağız da ellerine birer fırça alıp,diğer morlukları kapatmaya başladılar.
İşte tam anlamıyla kapanmıştı morluklar. Sadece biraz ilgi ve sevgi gerekiyormuş, bir yara bandı değil.

Evet, yaralarımı onlar sardı derken yalan söylemiyordum.

Bizim tanışma hikayemizde böyle işte.
Sonra aynı okula düştük,daha da yakın olduk. Sonra kardeş olduk. Bakın kardeş "gibi" değil. Şimdiye kadar onları hep 𝑎𝑏𝑖𝑙𝑒𝑟𝑖'𝑚 diye tanıttım.
Onlarda beni 𝑘𝚤𝑧 𝑘𝑎𝑟𝑑𝑒𝑠̧'𝑖𝑚𝑖𝑧 diye.
Kardeş olmak için, illa kan bağı olması gerekmiyormuş...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 03, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖtekilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin