''Babacığım, ışığın olduğu yer, karanlıktan daha mı güvenlidir?''
. . .
''Pembe karanfilleri aldın mı?'' diye telaşla sordu Jihyo.
''Sen beni ne zannediyorsun acaba? Aldım tabi ki.'' dedikten hemen sonra telefonun karşı tarafından gelen, hastalardan birinin sesini duydu Dahyun.
''Sen işine dön kapatıyorum. Mezarın önüne geldim zaten.''.
''Tamam, onu sevdiğimi söylemeyi unutma.'' cevabını duyduğunda Dahyun telefonu kapatıp mezarın başına oturmuştu.
''Umarım ikizlerden önce geldiğim için bana kızmazsınız, Bayan Hwang.''Çiçekleri nazikçe mezarın yanına koydu ve bir müddet oturduktan sonra hastaneye gitmek üzere oradan ayrıldı.
. . .
Hwang Hyunjin, o gün normalden daha çok insanın sorularına yanıt vermiş, daha çok teşekkür etmiş ve daha çok yorulmuştu. Buna alışkın olmadığı söylenemezdi çünkü okul başkanı olmak onun normal bir öğrenciden iki kat fazla yorulmasının baş sebebiydi. Ancak o gün, Hyunjin'e sorumluluklarını tekrar hatırlatan ve omzundaki yükleri daha da ağırlaştıran normalden çok daha yorucu bir gündü.
Hwang Yeji ise o sırada dersin bitmesini iple çekiyordu. Beklediği an gelince hızlıca çantasını toparladı ve Hyunjin ile yan yana sınıftan çıktı.
Kral ve kraliçe her zaman olduğu gibi göz kamaştırıcı, asil ve zarif bir şekilde uzun koridorda ilerleyip, asla tanışmadıkları o özel kadının mezarına gitmek üzere onları bekleyen arabaya bindiler.
-
Çok heyecanlıyım başladım gitti. İlk hikayemdir umarım beğenirsiniz.
Hikayemiz kısaca annelerini kaybetmiş Hyunjin ve Yeji ikilisinin ( tabi ki Yeonjun ve Ryujin'in de) hayatlarını konu alıyor. Biraz ağır olabilirmiş gibime geliyor ama bilmiyorum hep birlikte göreceğiz:))
♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twins- İkizler ♥
Ficción General___''Sandığımdan daha fazla düşmanım varmış''___ 1.10.21