Yine pazartesiydi berbat bir sabaha uyanmıştım. Sabahın köründe kalkıp her zaman ki gibi çalıştığım kütüphaneye gidecektim.
Her sabah yaptığım gibi yürüyerek gidecektim, tabi sigaramı yanımdan eksik etmezdim. Kütüphaneyi her sabah ben açtığım için sabah düzenli kalkmak zorundaydım. Bu beni sinir ettiği için sabahları biraz somurtkan ve sinirli olurum.
Kütüphanenin önüne geldiğimde kütüphanenin girişinde birinin oturduğunu gördüm. Üzerinde mavi bir tişört vardı, saçlarının ucu dalgalıydı, gerçekten hoş bir kıza benziyordu. Ona yaklaşıp konuşmaya girdim.
- Selam.
+ Sanada Merhaba.
- Ah! tamam galiba kapının önünden çekilmesi gereken benim.
+ Üzgünüm görevlisi olduğunu bilmiyordum. Ayrıca bende kütüphanenin açılmasını bekliyordum.
Bir sigara yakıp daha sigara bitmeden kapıyı açıp içeri girdim.
+ Kapalı alanda sigara içmenin doğru olduğunu düşünüyor musun?
- Peki insanların yanında içenler? En azından kitaplar zehirlenmiyor.
+ Anladım. Bir kitap arıyordum.
- Kitabın bir ismi varsa bulmam daha kolay olur değil mi?
+ Kitabın adı kuyu ve sarkaç. Yazarı Edgar Allan Poe
Kitabı raflardan bulup getirdim, gariptir ki kitabın yazarı en sevdiğim yazardı.
- Şimdi tam adınızı, oturduğunuz yeri ayrıca bir de telefon numaranızı vermeniz gerek. Kitap sizde en fazla sekiz gün kalabilir.
+ Telefon numaram daha önce hiç bir kütüphanede istenmedi.
- Kütüphanemizde bu kanun üç dakika önce yürürlüğe girdi.
Telefon numarasını da yazdıktan sonra gülümseyerek gitti. Belki yarın sabahta gelebilirdi, yarın sabah gelmese de kitabı sekiz gün sonra getirmek zorundaydı. Bekleyecektim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umursamaz
Teen FictionUmursamaz bir gencin hatırları,anıları,yaşanmışlıkları, doğruları yanlışları.