4. Bölüm
Gökay'ın gözünden;
Arkadaş gurubumla kantinde oturuyordum gûya onlarla sohbet ediyordum bir süre sonra gözlerimi uzaklara diktim yine onun gülüşü geldi aklıma
-" yine onumu düşünüyorsun?"
- hıh? Irkilerek Onu -düşünmediğim zaman değil, bir an varmıki?
- Batu başını iki yana sallayıp " kendine yazık ediyorsun kardeşim" dediğinde Ege'de ona destek çıkarak iki kez omzuma vurup
- " ne zamana kadar böyle devam edebilirsin ki?"
Dirseklerimi masaya dayayıp derin bir iç çektim başımı ellerimin arasına alıp kafamı eğdiğimde " bilmiyorum" diyip başımı kaldırdım " sevdiğini bilmesem, hissetmesem zorlamam.... ama seviyor biliyorum. Gözlerinde görüyorum..
Ege; geliyor seninki diyor
Gözlerim ışıltılı kafamı o tarafa çevirdim yine çok güzeldi içimden " biliyorum beni sevdiğini o ellerin benim olacak...
Iyileşmiş gözüküyordu yüzüne rengi enerjisi geri gelmişti bu halini görmem okadar mutlu etmiştiki içimi..《》
Almiladan devam edelim;
Kantine girdiğimde gözlerim onu aradı.. karşımda görünce ne yapacağımı bilemedim her görüşümde dahada aşık oluyordum ona, aklıma bir fikir geldi ama yapmaya çekiniyordum.... kahve alıp yanına gitme fikri ;)
Ama arkadaşları varken gitmeye utanıyordum sanırım onların kalkmasını beklemekten başka çarem yoktu...
15 dakika bekledikten sonra arkadaşları kalkttı gökay tek kaldı masada hemen onada bir kahve alıp yanına gittim
- tatlı bir şekilde oturabilirmiyim?
- kekeleyerek tabii dedi
Bu beni çok mutlu etmişti..
Oturduğumda bir süre sessizlik oldu bu sessizliği bozma vaktiydi -eeem teşekkür ederim
- ne için?
- hastayken gelip ziyaret ettiğin için ;)
-Gülümsedi önemli değil sen iyi olda iyisin değilmi?
- daha iyiyim teşekkürler
Tir tir titriyordum..
Öyle güzel kokusu vardıkı ona sarılarak uyumak için canımı bile verirdim..
Konu bulmam lazııım..
- nasıl gidiyor üniversite sınavına az kaldı..
- şimdilik iyi ama matematikten eksiğim var yinede
- ahh matematik.. peki hayalinde bir üniversite varmı ?
- olmazmı izmir 9 eylül üniveristesi..
- şok içinde kalarak bende orayı istiyorum diyebildim
-İnşallah ikimizde kazanabiliriz
-inşallah
Yarım saati aşkın konuşmuştuk ne yazıkki zil çalmıştı yine sınıfımıza konuşarak çıkmıştık onun yanında çok huzurluydum zamanın nasıl geçtiğini anlamadım...
Iyi dersler diyerek ayrıldık..
Elis hemen dedikoducu kadınlar gibi gelmiş olanları öğrenmeye çalısıyordu bu hali beni çok güldürdü.. ama anlatamadan hoca gelmişti ne yazıkki.....
Tenefüste anlatırım canım ;)
Tamam:(
Dersler 40 dkydi ders bitiminde elis hemen bana döndü zaten zor dayanmıştı...
Olanları bir bir anlattıktan sonra elis ağzı açık beni dinliyordu... sonra koluma hafifçe vurarak hasi hayırlısı dedi
Biraz utanmıştım gökay benim ilkimdi ilkkez tadıyordum bu duyguları içten hayırlısı dedim..《》
Nihayet son ders...
Çıkışta gökayla birlikte çıkmıştık elis koluma girmişti.. onunla kol kola eve gitmek istiyordum.. inşallah buda gerçek olacak şuan herşey bir rüya gibi rüyaysada lütfen uyanmayayım....Yarım saat içinde nihayet eve gelmiştim... gelir gelmez üzerime pijamalarımı geçirip saçımıda topuz yaparak telefonumu elime aldım... gözlerim fal taşı gibi açılmıştı gökay mesaj atmıştı.. ellerim titreyerek mesaja bastım
-selam nasılsın ;) ?
- titreyen parmaklarımla cevap verdim.. iyiyim sen nasılsın ?
Diye cevap yazdım henüz cevap vermemişti olayın şokunu atlatamadan annem aşağıya çağırmıştı
- hoşgeldin canım ne bu hal hatır sormak yok....
- biraz yorgundum annecim kusura bakma
Telefonum çaldı ve kusura bakma bakmam gerek annecim ...Ertesi gün;
Yeni güne, tahammül edilemez bir baş ağrısıyla uyandım. Kafamın için adetâ zonkluyordu.. haftasonundan sonra okula gitmeyi çok özlemiştim özelliklede onu... bu şekilde düşünürken aşağıdan bir ses geldi sanırım birşeyin kırılma sesiydi hızlı adımlarla aşağıya doğru ilerlediğimde aptal kedim şeker anneannemden hatıra kalan çini tabağı kırmıştı bu manzarayla çığlık patlattım evde hayvancağız korkudan kaçacak yer aramaya çalışırken annem bu manzarayı görse kalbine inerdi kadının mâzallah diye düşündüm... annem aşağıya inene kadar burayı temizlesem iyi ederdim kimbilir tabağı yerinde göremeyince nasıl bir kıyamet koyacaktır.. vakit kaybetmeden yerdeki parçaları toplamaya koyuldum.. ben temizlerken annemi merdivenlerin başında görmemle elimdeki parçalar yere düştü ve bağırdığını duymamak için kulaklarımı kapadım bu sesle ev yerinden oynamıştı dolu dolu gözlerle bir kırılan tabağa bir bana bakıyordu ne kadar benim kırmadığımı anlatmaya çalışsamda beni diymuyordu adeta koşarak parçaları eline aldı ve ağlamaklı şekilde onlara baktı...
Babam hızlıca onu yerinden kaldırdı ve oradan uzaklaştırdı balkona çıkıp bir dal sigara yaktılar ve biraz olsun rahatlatmaya çalışdı babam annemi...
Bende bu arada hızlıca yeri topladım ve kahvaltı yapmak için masaya ilerledim. Kahvaltıdan sonra yukarı çıkıp hızlıca giyindim ve evden çıkıp okulun yolunu tuttum geç kalıyordum az kalsın otobüse koşarak yetiştim ve okulun yolunu tuttum telefonumu evde unuttuğum için taksi çağıramamıştım. Okula geldiğimde elis yerinde yoktu lavobadadır diye düşünerek yerime oturdum ve derince bir nefes aldım kısa süre içerisinde eliste geldi yanıma ve yüzü soluk gözüküyordu ne olduğunu sorduğumda..
- y-yok birşey dedi ama belliydi birşey olduğu
-birşey olduğu belli ne oldu canım?Sizce Elise ne oldu ?
Destek yorumları yaparsanız sevinirim hikaye sıkıcı gidiyor biraz ama ilerledikçe çok eğleneceksiniz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ilk kalp ağrım +18
RomanceKüçük kelebek çok aşıktı. Güneşine aşkıni itiraf ettiğinde öleceğini bilmesine rağmen, o ateşte ölmeyi seçecek kadar aşık. '''Ve şimdi kelebek ölü, güneş ise ateşiyle sevdiğinin kalbini ısıtıyor...''''