5. Bölüm

12 1 1
                                    

Y/N:(İçinden:Senin sorunun ne Y/N?!)
...
Odamdaydım ve yatakta uzanıyordum. Zaman yavaş geçiyordu ve ateşimin yüksek olduğunu hissedebiliyordum. Buzlu su yüzünden olmalı
Y/N:Acaba neden kimse gelmiyor? Neredeler?
Oturmak için hafifçe kendimi kaldırdım. Bacaklarım ağrıyordu, yorgundum ve bileklerime ne zaman dokunsam acıyordu
Ve buna artık alışmıştım...
Yavaşça ayaklarımı yere koyarak kalktım ve düşmemeye dikkat ederek hemen masaya tutundum
Masadan sonra duvardan destek alıp yavaşça yürümeye başladım
Adımlarımı kapıya kadar attım ve dışarı çıktım
Hiç kimse gözükmüyordu
Birlerini bulmak için koridorda sendeleyerek mutfağa gittim
Tezgaha gittim ve bir bardak almak için dolaba uzandım
Kolum ağrısa da başarılı olmuştum
Suyu doldurmak için sürahiyi aldım ve elbette bunu da başardım
Tam suyu içecektim ki bir ses beni şok etti
Dengemi kaybedip düşmek üzereyken belimden tutup yakaladı
Hoseok:burada ne yapıyorsun?!! Odanda kilitli olduğunu sanıyordum
Y/N:H-Hayır... Sadece bir bardak suya ihtiyacım vardı efendim
Hoseok:Bu halde mi geldin buraya?
Y/N:...
Hala belimi ve bileğimi tutuyordu. Bırakırsa kötü düşeceğimden emindim
Bandajlı bileğimi tutan eline baktı. Biraz kaşlarını çatarak
Hoseok:Bunu kim yaptı?
Y/N:Neyi?
Hoseok:Bileğin hiç iyi görünmüyor... kim yaptı?
Y/N:Jin efendim... Bileklerimi kelepçelediği için böyle oldu
Hoseok:Seni son iki gündür göremedim. O sırada oldu sanırım?
Sadece başımı salladım. Hoseok beni şaşırtarak dikkatlice kaldırdı. Beni masaya taşıdı ve nazikçe sandalyeye oturttu
Y/N:E-Efendim...
Hoseok:Şşş...
Önüme bir kadeh kırmızı şarapla oturdu. Yutkunma sesi çıkarmadan yavaşça bardaktaki suyumu içtim. Hoseok şarabını yudumladı ve rahatlayacak şekilde arkasına yaslandı
Hoseok:Nereli olduğunu gerçekten bilmiyor musun?
Y/N:Hayır...
Hoseok:En azından, üvey ailenin evine taşınmadan önce vaktini harcadığın yetimhane evi? Gerçekten hiçbir fikrin yok mu?
Y/N:Üzgünüm efendim...
Hoseok:Hmm neden bu kadar itaatkarsın? Karşı koyan bir tipe benzemiyorsun
Aşağıya baktıkça bardağı tutuşum daha da güçlendi. Onlara en son karşı çıktığımda ne olduğunu hatırladım... Hala o lanet zamanı unutamıyorum
Hoseok:Hiç kaçmaya çalıştın mı?
Y/N:Hayır çalışmadım
Hoseok:(İç çekerek) En azından değişmek için bir az çaba sarf et... Zaten sana yardım etmiyorum... neyse şimdi odana geri dön çağırmadan da dışarıya çıkma
Y/N:Biraz ateşim vardı?
Hoseok:Öyleyse git biraz dinlen. İşler ileride senin için daha da zorlaşacak
Hoseok yerinden kalkıp şarabını tamamladı ve gitti. Şu sözleri kafama takıldı...
"Hoseok:Değişmek için biraz çaba göster"
Odama geri döndüm. Yatağa oturdum ve bilmeden uykuya daldım
...
birkaç gün geçti. Odadan hiç çıkmadım. Korumalar zaman zaman ilaçla birlikte yiyecek ve su veriyorlardı. Vücudum hamlamasın diye odada dolaşıyordum
Ateşim düşmüştü ve vücuduma sarılan birkaç bandaj dışında bir kez daha normale dönmüştüm
Sabahtı... banyo yaptım ve basit bir elbise giydim
Yatağa oturup kapıya baktım. Geçtiğimiz günlerde hiçbirini görmedim
Y/N:(İçinden:Benimle işleri bitti mi? Artık gidebilir miyim?)
Tam bunları düşünürken kapı açıldı. Hemen ayağa kalktım
Kapıyı arkasından kapattı ve yanıma geldi. Ondan çok korkuyordum. Bana yukarı aşağı baktı ve sırıtarak
Jungkook:Normale dönmüşsün... peki düzgün yürüyebiliyor musun? Yürüyemiyor musun?
Y/N:Yürüyebiliyorum efendim
Jungkook:Güzel. O zaman bugünden itibaren işine devam edebilirsin... anladın mı?
Y/N:E-Evet efendim
Jungkook:Git çabuk kahvaltı hazırla!
Başımı salladım ve odadan çıktım. Jungkook beni mutfağa kadar takip etti.
Mutfağa gittik ve tezgaha gidip pişirmeye başladım. Ellerim hâla azıcık ağrıyordu ama başardım
Diğerleri içeri girmeye ve masaya yerleşmeye başladı. Bir şey hakkında tartışıyorlardı ama aniden mutfaktan yüksek bir ses geldi
Bundan irkildim ve yanlışlıkla parmağımı yaktım. Elimi soğutmak için yukarda salladım
Fena halde dövülmüş bir adamla odanın içinde iki koruma koşarak geldi. Kanaması vardı ve ağır yaralanmış görünüyordu
Gözlerim genişledi. Onlar şaşkınlıkla ona bakıyordu. Korumalardan biri konuşmaya başladı
Koruma:Burada bir davetsiz misafir var efendim
Suga:Davetsiz misafir mi? Jungkook?
Jungkook sadece o adama doğru yürüdü ve ona baktı. Adam korkmuş görünüyordu
Adam:Üzgünüm efendim! Lütfen beni öldürmeyin! Bağışlayın beni! Çocuklarım var! Lütfen-...
Jungkook, korumanın verdiği silahı aldı ve adamın kafasına sıktı
Tabağı elimden düşürdüm ve gözyaşlarım akarken ağzımı kapattım
Jungkook:Bu pisliği temizleyin
Koruma:Hemen efendim
Jungkook masaya yürüdü ve hiçbir şey olmamış gibi oturdu. Diğerleri de aynı şekilde görünüyordu
Ağzımı kapatırken ellerim titriyordu
Yerde yatan cansız bedene bakarken gözyaşlarım yüzümden aşağı akıyordu. Kalbim hızla atıyordu
Y/N:(İçinden:Birini mi öldürdü?! O gerçekten bir mafya mı?! Hepsi katil mi?!)
Jimin şokta olduğumu fark etti
Jimin:Hey! Onun gibi olmak istemiyorsan pişirmeye devam et!
Suga:Şaşırdın mu Y/N?! Ama buna alışman gerekmiyor mu?
Namjoon:Bu epey bir zaman alacakmış gibi görünüyor
Hemen gözyaşlarımı sildim ve tabağı toplamak için eğildim
Hiçbir şey olmadığını düşünerek pişirmeye devam ettim
Y/N:(İçinden:Bu sadece bir kabus... sadece kötü bir kabus. Hiç de gerçek değil!)
Tabakları önlerine koydum ve kendime oturup yemek yiyebileceğim bir yer buldum. Bir süre önce ne olduğunu unutmaya çalışırken onlar da kendi tartışmalarını yapıyorlardı. Zihnim binlerce düşünceyle doluyken yemeğine bakıyordun
Acaba kaçmalı mıyım? Ama o kişiyi geçerek öldürdü mü? Bu bana acı çektirecek bir oyun muydu? Benim acı çektiğimi görmek istediklerini söylemişlerdi. Ama kurşun? Kafasına doğru vurmadı mı?
Off her neyse!
Namjoon:Y/N!!!
Y/N:Efendim???
Şaşırmıştım. Hemen başımı kaldırdım ve hepsinin bana baktıklarını fark ettim... Jungkook bile
Namjoon:Neredeydin? Birkaç dakikadır seni arıyoruz
Y/N:Üzgünüm. Ben sadece... hiçbir yerdeydim
Suga:Az önce olanları mı düşünüyorsun?
Y/N:Evet efendim
Namjoon:Burada çok yaygındır. Daha önce kaldığın yerlerde birinin ölümüne tanık olmamış olabilirsin ama burada olacaksın. O yüzden alış. Biz mafyayız
Suga:Mafya olduğumuzu biliyorsun değil mi?
Yavaşça başımı salladım ve bir kez daha aşağı baktım. Hala olanları idrak etmeye çalışıyordum
Bir süre sonra yemeğimizi bitirdik. Onlar masadan kalktı ve ben bulaşıkları yıkamak ve işimi yapmak için ayağa kalktım. Ama Namjoon beni durdurdu
Namjoon:Bulaşıkları yıkamak bugün senin işin değil tatlım. Bizim için yapman gerek çok daha önemli bir işin var
Suga:(Korumaya) Masayı falan toplayın! Ve sen Y/N... bizi takip et
Başımı salladım ve yavaşça onları takip ettim. Hepsi kanepeye oturdu
Korumalar, elleri bağlı olan bazı insanlar ile birlikte geldiler. Bazı sıradan insanları görünce gözlerim büyüdü. Orta yaşlı bir kadın, yaşlı bir adam, genç bir adam, yaşlı bir kadın ve mafyalara benzeyen birkaç kişi vardı. Önümüzde sıraya dizilmişlerdi. Beler olduğunu anlamamıştım
Namjoon kalkıp bana doğru yürüdü
Namjoon:Hadi bir oyun oynayalım tamam mı? Önünde, bize haksızlık yapan birkaç kişi duruyor. Ama içlerinden biri gerçekten kötü bir şey yaptı. Öldürülmesi gerekiyor. Yani o kişi... bugün ölecek ve bunu sen yapacaksın
Namjoon cebinden bir silah çıkarıp bana uzattı. Elimdeki silahı görünce gözlerim büyüdü. Önümdeki insanlar korkmuş görünüyordu. Ellerim titriyordu
Y/N:(İçinden:Bunu yapamazsın Y/N... Her gün sana çok daha kötü şeyler yapacak olsalar bile bu insanları öldüremezsin... Hayır... İnkar etmelisin)
Namjoon'a ağlamaklı gözlerle yavaşça baktım
Y/N:Hayır... Bu oyunu oynamayacağım... Üzgünüm beni tekrar incitebilirsiniz... ama bunu yapmayacağım... Lütfen onlara zarar vermeyin...
Namjoon:Başka hiçbir seçeneğin yok
Y/N. Eğer bunu yapmazsan hepsi ölür
Namjoon'a İnanamayarak baktım. Hayır... Hepsinin ölmesine izin vermem... Eğer bir kişiyi öldürebilirsem o zaman diğerleri güvende olur. Sadece bir kişi...
Namjoon:Ne diyorsun? Sadece kötü insan mu öldüreceksin yoksa biz hepsini öldürelim mi?
Y/N:Kötü insanı öldüreceğim...
Namjoon:Akıllıca bir karar. Yapman gereken tek şey o silahı eline alıp sağdan sola her kişiye nişan almak ve ateş etmek. Silahın içinde bir mermi var ve doğru yerde silahı ateşlediğinde en kötü olan kişiyi öldüreceksin. Anladın mı?
Y/N:E-Evet efendim...
Silahın kafasını yavaşça birinci kişiye doğru hareket ettirirken sert bir şekilde yutkundum. Yüzümden bir yaş düştü
Y/N:(İçinden:Senin sorunun ne Y/N?! Sadece bunun üstesinden geleceksin!)
Silahı birinci kişiye doğrulttum. Ellerim kontrolsüzce titrerken gözyaşlarım aşağıya aktı. Gözlerim kapattım ve tetiği çektim. Çığlık atan insan sesleri vardı ama silah sesi gelmiyordu
Kişi güvende olduğu için yutkundum
Bunu yapamam... hayır yapamam...
Jin:Sıradaki!
Y/N:Yapamam... lütfen bunu bana yaptırmayın
Suga:Kapa çeneni ve ateş et! İlk atışında ne olduğunu gördün değil mi? Kimse ölmedi. Şimdi devam et yoksa hepsi ölür
Bir kez daha silahı bir sonraki kişiye doğrulttum. Ölmedi. Her saniye aklıma kaybedecekmiş gibi oluyordum. Neredeyse az kalmıştı. İçinde bulunduğum durum yüzünden yüzümden yaşlar akıyordu. Ama onlar bundan zevk alıyordu
Sıradaki yaşlı kadına geldim. Gerçekten kokmuş görünüyordu. Gözlerinin içine baktım ve iyi olacağına dair yavaşça başımı salladım. Silahı ona doğrulttum. Aniden konuşmaya başladı
Yaşlı kadın:En az bir kez görmek istediğim büyük çocuklarım var... onları daha önce hiç görmedim...
Y/N:S-Siz iyi olacaksınız hanım efendi... yakında onları göreceksiniz bu bittiğinde... İ-İyi olacaksınız...
Ona zayıf bir gülümseme verdim ve silahı ona doğrultdum. Yüzümden yaşlar aktı. Kadın gözlerini kapattı. Tetiği çektim
Kadın kanlar içinde yere yığıldı. Silahı elimden düşürdüm ve ona doğru koştum. Az önce ne olduğuna inanamamıştım. Gözlerimden yaşlar akarken ellerim titriyordu
Eğildim ve omuzlarından tutup sallayarak
Y/N:Hayır,hayır,hayır..! Hanım efendi! Uyanın! Hanım efendi! Lütfen uyanın! Hayır! Ölmeyin!! Hanım efendi! Uyanmalısınız!
Tüm enerjimle omuzlarını salladım. Ölmemeliydi! Bana daha önce hiç görmediği büyük çocukları olduğunu söylemişti! Onun öldüğünü kabul etmek istemeden başımı salladım
Namjoon yanıma doğru yürüdü ve yanındaki adama nişan aldı. Adamı vurdu ve o da yere yığıldı
Yaşlı kadının omuzlarını tutan elimi hemen geri çektim. Benim tarafımdan öldürüldüğünü fark ederek geriye doğru yürüdüm. Kanlı ellerime baktım ve başımı salladım. Yüzümden yaşlar akıyordu. Bu gerçek olamazdı...
Y/N(İçinden:Az önce birini öldürdün
Y/N... Katil oldun... Birini öldürdün!)
Namjoon:......
1500 kelime

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 09, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

J.J|Mafya Babası|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin