Bölüm 6

44 6 0
                                    

"Ben Lord Simon" dedi yaşlı adam.
"Yeğenimle oturmuş kahvemizi yudumlarken yeğenim yakarışlarınızı duydu ve ben de sizi çağırdım. İyi misiniz?"

"İyiyim lordum. Sayenizde güvendeyim" dedi eğilerek selam verirken.
"Yalnız yeğeninize de mi teşekkür etmeliyim?"

"Sonunda gelmişsiniz matmezelita iyi misiniz?"

Bu tanıdık sesle arkamı döndüm.

Oydu!

"Siz..."

"Ah evet. O günden sonra sizinle tekrar karşılaştık. Bunun için kadere minnattarım."

"Siz tanışıyor musunuz?" dedi haklı bir şaşkınlıkla lord Simon.

"Evet lordum. Yeğeninizle S... Kasabasında tanışma onuruna erişmiştim." dedim kibarca.

"Kereta bana niye bahsetmedin ha!" dedi gülerek
-sanki kişniyordu- lord.

Delikanlı ise başını mahzunca eğerek yanıtladı amcasını. Bir iki dakika sonra bana döndü.

"Aç mısınız matmezelita?"

"Lütfen zahmet buyurmayın..."

"Hayır efendim, biz konuklarımızı en iyi şekilde ağırlarız."

Beni koskocaman yemek salonuna götürdü. Oradaki bir hizmetçiye bir şeyler fısıldadı, neydi anlayamadım.

"Ee matmezelita. Hala tanışmadık." dedi delikanlı.

"Ben sizin kadar asil değilimdir efendim. Ben Rosemary. Babam tüccardır, zaten o gün anlamışsınızdır."

"Elbette." dedu ve güldü. "Aslında ben de sizin kadar asil yürekli değilimdir. Ne kadar ailem asil olsa da..."

Sözünü kestim.
"Lütfen efendim az önce hayatımı kurtarttınız."

Başı önde biraz mahçup; gülerek devam etti.
"Ben Anthony matmezelita."

"Aa prensle aynı adı taşıyorsunuz!" dedim SAFÇA.

Kahkaha atmaya başladı. Ve işte o zaman anladım.

"Yoksa siz prens misiniz?"

Ciddileşti.
"Kraliyetin canı cehenneme. Ben asla prens olmak istemedim. Aslında kaçtım da denebilir güzel matmezelita."

"Ama tek varis sizsiniz." dedim şaşırarak.

"Bu konuda konuşmasak..."

"En tabii hakkınız" dedim mahçupça.

"Hayır hayır utanmayın. O güzel yüzünüze yakışmıyor." dedi.

Bana sürekli iltifat yapması beni utandırıyordu. Yüzüm kıpkırmızı oldu.

"Yoo hayır." dedi ve elimi tuttu. Şoktaydım.

"Konuyu değiştirsem iyi olacak sanırım." dedi prens Anthony.

"S... Kasabasından epey uzakta, burada ne yapıyorsunuz?"dedi.

"Kazara oldu efendim" dedim. Gözlerim hala tuttuğu elimdeydi.
Rahatsız olduğumu anlamış ki bıraktı elimi. Rahatlamıştım.

Nedense onun yanında kendimi çok kasıyordum. Rahat değildim? Neden?

Peki ya bundan sonra ne olacaktı? Burada ne kadar kalacaktım? Prensle daha ne kadar karşılaşacaktım?

devam edecek ve ayrıca bundan sonra artan oy sayılarınca yeni bölüm ekleyeceğim. hepinizi çok seviyorum. iyi okumalar ve lütfen her bölümü oylayın tek bir tuşa basmak zor değil.

Sensiz Tadı OlmuyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin