4- Mektup

14 0 0
                                        

Multimedya' da Elea var. İyi okumalar!

***

Gözlerimi açtığımda bir kaç saniye etrafımı bulanık görüyordum, sonra keskin bir koku duydum. Nefret ettiğim hastahane kokusu burnum direğini sızlatıyordu. Gözlerim yanıyordu ve üzerimden tır geçmiş gibiydim. Yavaş yavaş neden burada olduğumu anlamaya çalıştım. En son bir arabanın içinde olduğumu ve sertçe yere bırakıldığımı hatırlıyordum. Gözlerimi tamamen açtığımda karşımda orta yaşlarda bayan bir doktor vardı. Gözlerimi açtığımı görünce gülümseyerek bana baktı.

"Nasıl hissediyorsunuz?" Olduğum yerde yavaşça doğrulmaya çalıştım ancak sırtımda ki ağrıyla acı içinde yatağa geri uzandım.

"Buraya getirildiğiniz de bilinciniz kapalıydı, vücudunuz da çok sayıda ağır darbe ve ezikler var. Size ne oldu?" Acı gözlerle doktora baktım. Sanki o da acı çektiğimi anlıyor gibi mağrur gözlerle bana baktı.

"En son bir sokakta dolaştığımı hatırlıyorum. Sonrasında bir grup gencin üzerime geldiğini gördüm. Garip tinerci vakaları işte. Ne zaman çıkabili-" Sözümü bitirmeden odanın kapısı gürültüyle açıldı. İçeri yaşlı gözleriyle Ceylin girdi. Göz kalemi akmış, dağılmış bir haldeydi. Bunun Ceylin olmasına imkan dahi veremezdiniz.

"Elea!Bu halin ne!" Hızlıca gelip bana sarıldığında acı ile inledim. Geri çekilip bana acı gözlerle bakmaya devam etti. "Özür dilerim. Senin için çok endişelendim." Yanımda ki koltuğa oturduğunda odanın içinde iki tanıdık yüz daha gördüm. Boran ve Selim. İkisi de endişeli gözlerle bana bakıyorlardı. Bu odada bulunan herkes-ben de dahil- neden bu durumda olduğumu merak ediyorduk. Doktor dışarı çıktığında Boran yanıma geldi. 

"Ne oldu? Yine belanı mı arıyordun?" Gözlerimi devirip ona baktım. Neden dayak yemek istediğimi düşünüyordu bilmiyorum.

"Ben belamı aramasam da bir türlü geliyor beni buluyor." Kafamı Semih'e çevirdim. Yüzünde ki morluklar yavaş yavaş geçmeye başlamıştı. "Ama bu sefer vallahi bir şey yapmadım. Evimde oturuyordum, kapının zorlandığını duydum. Gerisi hayal meyal..." 

Boran anlamamış gözlerle bana baktı. 

"Evinde oturuyordun?Sonrası? Dalga mı geçiyorsun?" Bu çocuk cidden sinirimi bozmaya başlamıştı. Fazla ukalaydı, ve sözcüklerini beni aşağılamak için özenle seçiyordu. 

"Dalga falan geçmiyorum. Bir kaç isim duydum sadece, bir adamla bir kadının konuşmasını. O da hayal meyal. Koklattıkları ilacın etkisinden olsa gerek." 3'ü de anlamamış gözlerle bana bakıyordu. Olayı bende anlamamıştım ve onlara da anlatmam imkansızdı. Hepimizin kafası karışıktı, ortada bir şeyler dönüyordu. 

***

"Kızım şunu yesene hadi ne bekliyorsun?" Ceylin'in annesi Semra Teyze benim bu halde olduğumu duyunca onlarda kalmam için ısrar etmişti. Aslında bu bir şekilde işime geliyordu. Her zaman kendi başımın çaresine bakmıştım, sürekli bir çaba içindeydim, ve bunun artık böyle devam etmesini istemiyordum. Bazı şeyler beni artık çok fazla yoruyordu. Sıradan bir genç kız olmak için neleri verebileceğim hakkında hiç bir fikriniz yoktu. Bir ailem olmasa da belki düzelmek için çok geç değildir diye düşündüm. 

Semra Teyze'ye teşekkür edip lavaboya gittim. Sol tarafımda bulunan küçük aynaya döndüm. Yüzüm iğrenç haldeydi, tam elmacık kemiğimin üzerinde kocaman bir tırnak izi vardı. Bunlar nasıl olmuştu, neden olmuştu bilmiyordum. Yüzümde ki her yara iziyle kendime biraz daha acıyordum. Hepsi aslında geçmişimi temsil ediyordu, acizliğimi ve yüzümün ömrüm boyunca yara izleriyle dolu olacağını.  Düşündüm, böyle mi olmasını mı istiyordum? Sürekli bir savaş halinde olmayı mı. Hayır bu istediğim son şeydi. Artık bazı şeylerin rayına oturması gerekiyordu. Böyle de olacaktı. 

Yapacaktım, bazı şeyleri yapmaya çalışacaktım. Çoğu şeyden uzak, normal biri olacaktım. 

Yapabilir miydim? Belki.

Deneyecek miydim? Evet. 

Yüzümü yıkayıp içeri geçtiğimde Semra Teyze, Ceylin ve Samet Amcanın bir arada oturup televizyon izlediklerini gördüm. Bu durup seyredilecek bir tabloydu. Sıradan bir aile tablosu benim için mutluluğun resmi gibi bir şeydi. İnsanın asla sahip olmadığı, ve olamayacağını bildiği şey ona dünyada ki en güzel şey gibi gelirdi. 

Kapı da beni gördüğünde Samet Amca gülümseyerek bana baktı. "Neden ayaktasın? Otursana kızım." Kafamı iki yana silkeleyip kendime geldim ve aynı şekilde ona gülümsedim. Benim için hazırladıkları ikili koltuktaki yatağa yattım. 

Samet Amca bana döndü. "Elea annenin bizim için önemini biliyorsun." Diyerek Semra Teyzenin dolu gözlerine baktı. Kafamı sallayıp onu onayladım. 

"Bugüne kadar açıktan okumana bir şey demedim, senin kararına saygı duydum. Ama kızım böyle devam edemiyeceğini biliyorsun.  Artık okula Ceylin'le gitmeni ve buraya taşınmanı istiyorum. Sen bize Gülce'nin emanetisin. Ve itiraz da istemiyorum." Ceketinin cebinden eski bir zarf çıkarıp masanın üzerine bıraktı. "Bunu sana vermek için doğru zamanı bekliyordum, ancak kendini toparlaman için en doğru zamanın bu olabileceğini düşündüm."

Uzanıp zarfı aldığımda Samet Amca kafasıyla dışarı çıkmamı işaret etti. Zarfı alıp içeri geçtim. Eski ahşap kapıyı kilitleyip Ceylin'in yatağının üzerine oturdum.

Zarfın üzerinde Elea'ma güzel gözlüme... yazıyordu. Zarfı nazikçe yırtıp elime aldım. 

Biriciğim, bugün gitmek zorundayım. Sana seni asla bırakmayacağımı söylemiştim, ama emin ol mecbur olmasam bunu yapmazdım. Seni bu koca hayatta  yapayalnız bırakmak istemezdim, ama şunu bil ki asla yalnız değilsin. Sen güçlü bir kızsın, ben senin gibi değilim. Asla böyle biri olmadım, artık yaşadıklarım bana çok fazla geliyor, katlanamıyorum. Beni anlamayacağını biliyorum, zaten anlamanı da bekliyorum. Çünkü gitmemin seni bırakmamın hiç bir mantıklı açıklaması yok. Ama böyledir güzel kızım, bazı şeyler günü gelince biter. Benim ömrüm gibi. Buna ne kadar kendim karar vermiş olsam da aslında her şey böyledir. Sonumuzu her zaman kendimiz yazarız. Ama yapabilirsin, ayakta kalabilirsin. Dayanabilirsin biliyorum Elea'm sen güçlüsün. O adam sana defalarca vurduğunda dimdik ayakta kalabildin. Ben ise hiç bir şey yapamıyorum, bu katlanılmaz. Ona aşıktım Elea babana aşıktım, o muhteşem bir adamdı. Biz çok mutluyduk Elea, bizi öldürdüler. Babanı bu hale onlar getirdiler. Onu suçlama, bir yerlerde karşına çıktığında ona sarıl. Bu fırsat eline belki bir defa geçecek. Onu da beni de affet Elea.

Seni çok seviyorum. Sana bunu hiç söylememiş olsa da o da seni çok seviyor Elea.

Hep güçlü ol. 

Gülce İrzan 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 27, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Senin ŞarkınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin