Her gün olduğu gibi bugün de yoğun iş temposuna başlamak için sıcak yatağından erkenden kalktı ve hazırlandı. Bir yandan düşünüyordu. Her sabah bu unutulmuş köşede böyle kalkacağım. Kimse hatırlamayacak. Burada biri yaşamış, düşünmüş, hayal kurmuş. Herkes yine devam edecek günlük yaşantısına. Kendi kendine yine saçmaladığını düşündü ve işe geç kalmamak için apar topar montunu alıp dışarı çıktı. Hava çok soğuktu. Ellerini cebine koydu ve usul usul otobüs durağına ilerledi. Insanlara ne olmuş böyle diye düşündü. Neden hep bir telaş içindeler? Sanki rahat rahat yaşasalar ne olurdu? Olmazdı tabiki! Tutunamazlardı. Zira koskoca bir hayat yaşanmayı bekliyordu. Umut işte... insanoğlunu bırakmıyordu. Biraz daha biraz daha diye içini kemiriyordu. Nihayet otobüs gelmişti. Eğer biraz daha gelmeseydi düşünmekten kafayı yiyeceğini düşünmüştü. Iş yeri ile durağın arası biraz vardı. Hızlı adımlarla ilerledi. Sonra birden durdu. Ayakları geri geri gidiyordu. Sağ tarafında bir dilenci vardı. Öylece kadına baktı. Allah kahretsin dedi içinden. Başını önüne eğdi ve devam etti.